Bilkay: Artık her olayda beni göreceksiniz

İZMİR - Hürriyet İzmir Gazetesi yazarlarından Banu Şen İzmir’in yeni emniyet müdürü Ali Bilkay ile bir röportaj yaptı. İşte o röportaj:

Ben de kendisine, gazeteler aracılığıyla paylaştığı numarasından ulaşıyorum... Bilgi için ne zaman arasam, o numaranın ucunda Müdür Bey’i buluyorum. Yaklaşık bir ay önce Sakarya’dan İzmir’e atanan Emniyet Müdürü Ali Bilkay, gelir gelmez, “İzmirliler bana her saat telefon numaramdan ulaşabilir. Bana ve ekibime ilettiğiniz her sorun, her şikayet anında giderilecek” dedi. Dedi ve gerçekten de dediğini yaptı. Her derdi, sıkıntısı olana telefonu açtı, dinledi.

Bilkay’ı ilk ziyaretimizde söylediklerinden biri de şikayet mektuplarını tek tek okuyup değerlendirdiği ve masabaşında bir görüntü çizmeyeceğiydi. 2011’in son günü görüştüğümüz Ali Bilkay, İzmir’le ilgili olumlu bir tablo çizdi ve bir kez daha yineledi: “Her türlü ciddi olayda beni göreceksiniz. Tüm ilçe müdürlerine de talimat verdim. Olaylarda bizzat kendilerinin gidip muhatap olmalarını istedim. Kendileri de gidecek, ben kendim de gideceğim.”

Bir aydır görevdesiniz. Bu süreyi nasıl değerlendiriyorsunuz?
- Merkez ilçelerden brifing aldım. Mevcut kapasiteyi gördük. Şimdi, “Ne yaparız, üzerine ne ekleriz” diye çalışıyoruz. İzmir’de durum gayet iyi. Asayiş yönünden bakıldığında bu nüfusa ve bu ölçeğe göre değerlendirince suç oranı düşük ve sorunsuz bir kent. Asayiş Şube’yle ilgili de en ufak değişikliğe gitmedik. Trafik için de aynı şeyler geçerli.

İyi olan performansı daha yukarıya çıkarmak için çalışacağız.

Ancak trafikle ilgili şikayetler var...
- Dr. Behçet Uz Çocuk Hastanesi’nin önünde yaşanan sorun bir gazetenin haberiyle gündeme geldi. Polisiye olarak ne yapabiliriz diye düşündük ve onu yaptık. O da mevcut araçların kaldırılmasıydı. Bizzat kendim de gittim. Burası otobüslerin yoğun olarak çalıştığı bir bölge. Belki bazı otobüslerin güzergahının değişmesi sağlanabilir. Türkiye gündeminde olduğu gibi İzmir’de de park sorunu var. Yollar sabit ama trafiğe çıkan araca göre de yer temin edilmesi lazım. İnsanlar araçlarını eve götüremeyeceğine göre...
Halk desteği şart

Otopark sayısı az, zaten olanlar da boş... Ne yapılmalı?
- Otoparkların hizmete yönelik olması gerek. Kazanç getiren yer olmaktan ziyade, az bir miktar gelirle ihtiyaç giderici yerler olmasında yarar var. Vatandaşların çift sıra parkı oluyor. Tüm bu sıkıntıların çözümü için trafiğin yoğun olduğu yerlerde kadın trafik polislerini devreye soktuk. Kadın inceliği devereye girecek. Trafikte sabır ve hoşgörü sorunların yüzde 10’unu çözer.

Bir diğer şikayet konusu olan otopark mafyasıyla ilgili de açıklamanız olmuştu. “Göz açtırmayacağız” demiştiniz...
- Otoparkla ilgili ihbarlar geliyor ancak vatandaştan ricamız bu tip şikayetlerin takipçisi olsunlar. İhbar gelen yere ekip gittiğinde kimseyi bulamıyor. Vatandaş, “İsim verirsek aracımız çizilir ya da başımıza bir şey gelir” diye düşünüyor. Otopark konusunda çalışma yapacağız, göz açtırmayacağız ama vatandaş da destek olmalı.

Şikayet üç konuda

Geçmiş dönemde İzmir’de kurulup örnek olan Huzur Timleri’yle ilgili ne düşünüyorsunuz? Sayısı artırılacaktı...
- İsmi önemli değil. Yaptığı fonksiyon önemli. Biz de birimlerin fonksiyonlarını değerlendiriyoruz. Mevcut duruma baktık. Kapasite nedir? Gerek personel, gerek araç durumu nasıl, ne durumda, nerelerde sorunlar var?

Nerelerde sorun var? İzmir’e baktığınızda tüm bu değerlendirmeleriniz ışığında ilk gözünüze çarpanlar neler?
- Uyuşturucuya, trafiğe ve hırsızlığa yönelik şikayetler var. Extacy, hap ve esrar türü uyuşturucular yakalanıyor. Bu işin arz-talep meselesi olduğunu görüyoruz. Bu konuda daha çok yoğunlaşacağız. Mevcut suçları nasıl aşağıya çekebiliriz, sanıklar en kısa sürede nasıl yakalanır üzerinde çalışıyoruz.

“Beni sık sık dışarıda göreceksiniz” demiştiniz. Nasıl çalışıyorsunuz?
- Her türlü ciddi olayda beni göreceksiniz. Örneğin, Çocuk Hastanesi’nin önündeki sorunu tespit için gidip yerinde bizzat kendim inceleme yaptım. Sahada olmayı seviyorum. Tüm ilçe müdürlerine talimat verdim. Olaylarda bizzat kendilerinin gidip muhatap olmalarını istedim. Kendileri de gidecek, ben de gideceğim.

Ekibinizden başka talepleriniz oldu mu?
- Samimi ve ciddi bir görev anlayışı... Sokakta turist gibi gezen polis istemiyorum. Gezerken ne için gezdiğini iyi bilecek. O mıntıkada ne olup bitiyor bilecek. Oraya ait olmayan insanları takip edecek. Orada bulunmasının bir anlamı olacak. Bulunduğu yerde görevinin gereğini yapmasını sağlayacağız. Ayrıca, evde soğan soyarken elini kesen bir kadının bile kayıt altına alınması talimatını verdim. Başarı, suç işleyeni yakalamak değil. Polisin varlığını orada hissettirmek ve suç işleme oranın azalması asıl başarı.

Neler yapıyorsunuz-yapacaksınız tüm bunları sağlamak için?
- Tüm birimlerde herkesin kendi göreviyle ilgili sohbet ettim. Birim birim toplayıp dertlerini dinledim, isteklerimi anlattım. Sorunlara çözüm bulmaya çalışıyoruz. Çiğli’den Menderes’e kadar tüm bölgeyi gezdim. Karakollar dahil. Oraları gezerken sorunları dinledim. 07.30’dan 01.00’e kadar çalışıyorum. En iyi duruma gelmek için çalışmaya devam edeceğiz.

İzmir’de neler yapıyorsunuz? İzmir’le ilgili ne düşünüyorsunuz?
- Mümkün olduğu kadar tanımaya çalışıyorum. Tüm yorgunluğumu kartpostal gibi olan odamdaki bu manzarayla atmaya çalışıyorum.(Hürriyet İzmir)