İZMİR - CHP İzmir İl Başkanı Bayır tarafından yayınlanan mesajda şu ifadelere yer verildi:
Günümüz şartlarında yapılabilecek en zor mesleklerden biridir gazetecilik. Hem yıllardır bu işi namusu ve onuruyla yaparak kalemlerini satmamış ustalar, hem de okudukları okullarda nasıl gazetecilik yapılacağını öğrenip mezun olan genç gazeteciler için, şimdiye kadar görülmemiş bir baskı ve psikolojik yıpratma söz konusu.
Yapılan gazetecilik görevinin önemine, zorluğuna her 10 Ocak’ da dikkat çekilir ve gerçekten de zor ve önemli bir görevdir. Ancak, gazetecilerin çalışma şartlarının düzeltilmesi, geçimlerini hiçbir baskıya boyun eğmeden sağlayabilecekleri imkanlara ulaşmaları, bu iktidar döneminde iyice arap saçına dönen yıpranma haklarının bir türlü verilmemesi nedense hep gündem dışı kalmaktadır.
Dürüst ve tarafsızca mesleğini yapan hiçbir gazetecinin işini zengin yada ünlü olmak için bu işi yaptığını düşünmüyorum. Yapılan iş haksızlığa, zorbanın gaddarlığına, güçlünün güçsüzlere uyguladığı baskıya ve gerçeği gizlemek isteyenlere karşı bir savaştır.
Cumhuriyet tarihi boyunca ilk kez bir iktidarın kendi medya ordusunu yaratmak, gazetecileri bizden olanlar ve olmayanlar diye ayırmak üzere büyük ve tehlikeli bir çaba içinde olduğunu görmekteyiz. Bu çaba mesleğini yapmak isteyen ve elbette ki hayatını idame ettirmek isteyen gazetecilerimiz için dayanılmaz bir baskı ve tehdit unsuru oluştur. Gazeteciler bu baskıya biraz baş kaldırdıklarında, siyasi güç tüm imkânlarını kullanarak, ya çalışan gazeteciyi kurumundan uzaklaştırmak, ya da gazetecilik yapamayacağı bir yere yollamak için her türlü yolu denemektedir. Onun için bugün neredeyse dışarıda çalışan kadar, cezaevlerinde gazetecilik yapmaya çalışan tutuklu gazeteciler var.
Gazeteler ve gazetecilerle uğraşan, sürekli susturmaya ya da sadece kendi söylediklerini yazmaya zorlayan bir zihniyetin, hangi işinin ve icraatının düzgün olduğuna inanırsınız. İşini doğru yapan, dürüstlükten taviz vermeyen, amacı hizmet olan kim Özgür ve Çok sesli bir basından rahatsızlık duyabilir.
Çalışan gazetecilerin günü maalesef kutlanacak bir gün haline getirilememiştir. Kutlanır bir hale gelmesi, gazetecilerin sorunlarının çözülmesi, saatlerce çalışan muhabirlerden başlayarak maddi ve sosyal hakların iyileştirilmesi, yıpranma paylarının vakit kaybetmeden yasalaştırılması, çalışan gazetecilerin üzerindeki hem iktidar hem patron baskısının kaldırılması, gazete ve televizyon sahiplerinin maliye ve benzeri kurumlar kullanılarak tehdit edilmemesi için tüm gücümüzle mücadele etmeye devam edeceğiz.
Her ne kadar “10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü” olarak bilinse de, inanıyorum ki, hayatının bir yerinden gazeteciliğe başlamış olan her basın emekçisi ömrünün sonuna kadar gazetecilik vasfını taşır. Bu duygu ve düşüncelerle, başta bugün kurumlarında çalışan tüm basın emekçileri ve gazetecilerimizin, aynı zamanda yaşayan ve gazetecilik yaparak bu ülkeye hizmet etmiş olan tüm basın emeklilerinin günü kutlar, Kalemlerini özgürce oynattıkları, ya kovulursam ya tutuklanırsam korkusu yaşamadıkları bir mesleki yaşam dilerim.