İZMİR - Kendisi gibi eşi ve iki kızı da hukukçu olan Durdu Kavak, herkesin tartıştığı İzmir Büyükşehir operasyonunda örgütlü suç olduğu gerekçesiyle özel yetkili savcılar tarafından soruşturma yapıldığını söyledi. Haber Türk’ten Neşet Dikkaya’nın yaptığı röportajda konuşan Kavak, bu konuda yapılan eleştirilere saygı duyduğunu ancak bazı eleştirilerin art niyetli olduğunu savundu. Kavak, kapanacak Buca Cezaevi yerine Adalet Bakanlığı'nın modern bir tesis yapacağını söyledi. Son günlerde patlayan silahlara rağmen İzmir'in güvenli bir kent olduğunu anlatan Kavak, İzmir'in 50 yıllık ihtiyacını karşılayacak adliye ek bina yapacaklarını belirtti.
Diyarbakır'da faili meçhul cinayetler, KCK, açılım sürecinde Habur Girişi gibi önemli davalara baktıktan sonra İzmir'e atama bekliyor muydunuz?
"HSYK değişince İzmir'e atanacağım belli oldu. Daha önceki HYSK'nın bir takım korsan kararnamelerle beni başka yerlere, hatta Başsavcılıktan uzaklaştıracağını düşünüyordum. HSYK değişince meslekteki kariyerimiz değişti ve İzmir'e atanmamız yapıldı."
5 yıllık Diyarbakır sürecindeki başarınızdan dolayı Başbakan tarafından özel olarak İzmir'e gönderildiğiniz söyleniyor. Bu konuda neler söyleyeceksiniz?
"Her meslekte olduğu gibi bizim meslekte de başarılı olduğunuz zaman bir yerlere gelirsiniz. Diyarbakır'da başarılı bir süreç geçirdim. Türkiye'deki değişimlere meslektaşlarımız ve dostlarımızla birlikte hukuk çerçevesinde katkıda bulunduk. Başarılı süreçten sonra büyük illerden birine Başsavcı olarak atanacağım yargı mensupları arasında konuşuluyordu. Kurulumuz bu beklentiyi gerçekleştirdi. Kesinlikte sayın başbakanımızın bir ilgilisi yoktur."
Organize suçla mücadele kapsamında İzmir'de önemli operasyonlar yapıldı. Bu operasyonlar devam edecek mi?
Çalışmalarımız var. Ancak detay veremem.
İzmir Büyükşehir Belediyesi'ne yönelik yapılan operasyonda, örgütlü suç bulunup bulunmadığı çok tartışılıyor. Ayrıca soruşturmanın özel yetkili savcılık tarafından yapılması da eleştiriliyor. Bu tartışma ve eleştiriler hakkında neler düşünüyorsunuz?
Birincisi ortada örgütlü bir suç varsa ikincisi örgütlü suçta darp şiddet ve cebir varsa bu tarz işlemler özel savcılık tarafından soruşturulur. Hukukçu olmayanlar bu detayı bilmediği için haksız yere eleştiriyor. Eleştirilere saygımız sonsuz. Ancak hukukçu olanların bir kısmı da art niyetli eleştiri yapıyorlar.
Büyükşehir operasyonda bu saydıklarınız var mı?
"Bunları söylemem doğru olmaz."
ADLİYE'YE EK BİNA YAPILACAK, ŞAKRAN CEZAEVİ AÇILDI
İzmir Adliye Sarayı'nın fiziki sıkıntıları var. Bununla ilgili çalışmalarınız var mı?
İzmir'e geldiğim de Adliye Sarayı'nın üç ana sorunu olduğunu gördüm. Bunlar, güvenlik, ısıtma ve yer sıkıntısıydı. Tüm adliyeye güvenlik kameraları yerleştirerek ve beli noktalar görevliler koyarak güvenlik sorunu çözdük. Isıtma sorununu bir takım tedbirler alarak hallettik. En önemli sorun olan yer sıkıntısını gidermek için ek bina yapacağız. Bunun için bakanlıkla çalışmalarımız sürüyor. Yapacağımız ek bina ile 50 yıl yer sıkıntısı yaşanmayacak.
Şakran Cezaevi Temmuz ayında açılacak mı?
Şakran Cezaevi geçtiğimiz günlerde faaliyete geçti. Buraya ilk etapta açık cezaevi kısmına 140 hükümlü naklettik. Önümüzdeki hafta da kaplı cezaevi kısmına hükümlü nakledeceğiz.
Buca Cezaevin'deki hükümlüler oraya mı gönderilecek?
Buca Cezaevi'ndeki hükümlülerin bir kısmı gidecek. Buca'nın tam anlamıyla kapatılması 2 yılı bulur. Çünkü Şakran çok uzak olduğu için duruşması bulunan hükümlüler Buca'dan adliyeye getirilip götürülecek.
Buca Cezaevi yıkıldıktan sonra yerine ne yapılacak?
Yeri ile ilgili Bakanlığın düşünceleri var. Sadece şunu söyleyebilirim; Adalet Bakanlığı oraya son derece modern bir tesis yapmayı planlıyor. Bunun için çalışmalar yapılıyor. Sadece çok güzel olacağını söyleyebilirim.
KARIM ALTI AY DAHA DİYARBAKIR'DA
İzmir'e eşinizi ve çocuklarınızı getirmediniz. Bekarlık zor olmuyor mu?
"Çok zor oluyor. Eşim Noter. Noter iki yıl dolmadan tayin olamıyor. Onun için eşim Diyarbakır'da kaldı. Daha tayin olmasına 6 ay var. İlk defa ailemden uzak kaldım. Yalnızlık bana göre değil. Bir kafeteryaya gitsem bile hemen arkadaş edinirim. Zaman zaman Diyarbakır'dan eşim Birsel küçük kızım Ayşegül ve İstanbul'da hukuk okuyan kızlarım Elif ile Semra ziyaretime geliyor."
İzmir'de nerelere gidiyorsunuz?
"Kimsenin tahmin edemeyeceği yerlere gidip oturuyorum. Hatta bu kafeteryalarda birkaç İzmirli hemşerimle arkadaş oldum. Tabii onlar Başsavcı olduğumu bilmiyor."
Birsel Hanım'la nasıl tanıştınız?
"Ankara Hukuk'tan sınıf arkadaşıyız. 1988 yılında mezun olduk. Okuldan sonra evlendik."
12 Eylül olaylarında gözaltına alındığınız doğru mu?
Gözaltına alınmadım. 12 Eylül'de darbe olduğu gün Kahramanmaraş'ın Göksu ilçesinde bir inşaatta işçi olarak çalışıyordum. Sabah kahvaltı için bakkala ekmek almaya giderken askerin yönetime el koyduğunu öğrendim. Yolda beni durduran subay nereye gittiğimi sordu. Bakkala gidiyorum deyince elindeki cop ile bana vurdu. Ağlaya ağlaya bakkala gittim.
Aile boyu hukukçu aile
Birsel hanım, Durdu Bey okulda çalışkan mıydı?
Okulu ilk 10 arasında bitirdi. Çalışkan disiplinli bir öğrenciydi.
Eşinizi biraz bize tarif edebilir misiniz?
Durdu Bey Boğa borcunun tüm özellikleri taşıyor. Çok zor ama aynı zamanda çok kolay bir insan. Disiplinli ve titiz birisidir. Hiç bir zaman eve iş getirmez.
Üç kızınız var. İkisi hukuk okuyor. Kızlar anne ve babalarından mı etkilendi?
İstanbul Hukuk Fakültesi 3. Sınıfta okuyan kızımız Elif müthiş bir babacı ve idolü babasıydı. Hep babası gibi Başsavcı olmayı hayal ederdi. Aynı fakültenin 2. sınıfında okuyan kızımız Semra ise ilk başlarda başka branşları tercih etmek istedi. Ama anne ve babasının etkisinde kalarak o da hukukçu oldu
Kadına şiddet arttı. Sizce cezalar yetersiz mi?
İşin açıkçası bunun ceza ile hal olacağını düşünmüyorum. Bu eğitim seviyesinin yanı sıra kadına verilen değer ve bakış açısı ile ilgili. Eğitim ve kültür seviyesinin yükselmesi durumunda kadına şiddet azalır.
Durdu Bey, siz Başsavcı olarak kadına şiddette cezaların yeteri kadar ağır olduğunu düşünüyor musunuz?
Eşimin dediği gibi toplumdaki bireyler çok iyi eğitilmeli. Biz İzmir'de kadına şiddetin önüne geçilmesi ve kadınların daha iyi korunması için emniyete yazı yazdık. Soruşturma yapılırken kolluğun dikkat etmesi gereken noktaları o yazıda detaylı yazdık. Şiddette uğrayan kadına en hızlı şekilde koruma verilmesi için tüm meslektaşlarımız koordineli bir şekilde çalışmaya başladı.
Cumhuriyet Başsavcı olarak İzmir'i güvenli bir kent olarak görüyor musunuz?
İzmir güvenli bir kent. Diyeceksiniz ki iki gün önce Alsancak'ta çatışma oldu. Değişik kültürlerde 4 milyon insanın yaşadığı şehirde bu tür olayların olabileceğini düşünüyorum. Yaşanan olay çok kötüydü. Ama bunu istisnai bir vaka olarak görüyorum.
DEVLET İÇİNDE TERÖRDEN
NEMALANANLAR VAR
Siz yıllarca Doğu'da hizmet yaptınız Kürt sorunu neden çözümlenemiyor?
Kürt sorunu toplumsal tabanlı bir sorun. Toplumsal tabanlı sorunlar bugün yarın çözümlenemez. Orada en önemli faktör olan dağdaki bölücü terör örgütünü yok etmek gerekiyor.
Peki dağdaki bölücü terör örgütü elemanları neden yok edilemiyor?
Malesef son zamana kadar yeterince üzerine gidilmedi. Ben o bölgede görev yaptım. Üzerine gidilmediği yönünde gözlemlerim bilgilerim var. Ancak Son bir yıldan beri yapılan nokta operasyonlarla terör örgütüne büyük hasar verildi.
Neden üzerine gidilmedi, yapıldı denilen operasyonlar yalan mıydı?
Devletin içinde bir takım yapılanmaların terörde nemalandıklarından dolayı göstermelik operasyonlar yaptıklarına inanıyorum.
KCK operasyonlarını siz Diyarbakır'da başlattınız. Nasıl başladı?
1999 yılında terör örgütü elebaşısı yakalandıktan sonra örgüt dağılma sürecine girdi. 2004 yılında bölücü terör örgütü kendi kendi sözde kongresini yaptı ve yeni bir yapılanmaya gitmeye karar aldı. 2006 yılında Türk İstihbarat birimleri bunun farkına vardı ve takibe başladı. 2007 yılında gerekli delilerle toplandıktan sonra mahkemede alınan kararla dinlemeler başladı. Bütünüyle gizlilik içinde yapıldı. Hiç bilgi sızmadı. 1.5 yıl yapılan teknik takipler sonrası 2009 yılı Mart ayında operasyon için düğmeye basıldı. İl operasyonda KCK'nın beyin takımını aldık. 2007 yılındaki seçimlerde Diyarbakır'da olaylar çıktı. Ancak 2009 seçimlerinde hiç bir olay yaşanmadı. Çünkü bütün kadroları cezaevindeydi.
HABUR MAHKEMESİ'Nİ BUGÜN OLSA YİNE KURARIM
KCK'nın amaçı neydi?
Temel amaçları bölgede fedaral Kürdistan kurmaktı. Bunun içerisinde Irak, Suriye, İran ve Türkiye toprakları vardı. Türkiye ayağında terörün tehdit gücünü şehre yansıtıp Kürt kardeşlerimizi kendi tarafına çekip toplumsal taban oluşturmak istiyorlardı.
KCK soruşturmasında gözaltına alınan BDP'li belediye başkanları ve yöneticilerine kelepçe takılıp adliye önünde sıraya konulması çok tartışıldı. Bu konuda neler söyleyeceksiniz?
O görüntülerden bende gerçekten rahatsızlık duydum. Keşke öyle bir görüntü olmasaydı. O görüntü süreçti de zehirledi. Ancak güvenlik güçlerimizin temel görevleri onların güvenliğini sağlamak ve kaçmalarını engellemekti. Kaçmalarını engellemek içinde kelepçe takıldı. Yani polisimiz temel görevini yaptı.
Kuzey Irak'ta gelen terör örgutü yandaşları için Habur'da mahkeme kurulması çok tartışıldı. Şimdi geri baktığınızda yanlış yaptığınızı düşünüyor musunuz?
Habur suistimal edilmek istendiğinde herkes noktalara çekiyor. Habur yanlış bir uygulama değildi. Belki biraz hazırlıksız başlanmıştır. Ancak yapılan tüm işlemler doğruydu. Diyarbakır Başsavcısıydım ve Habur'a gidilmesi konusunda karar veren mercilerden biriydim. Doğru karar verdiğimi düşünüyorum. Bugün olsa yine aynı kararı veririm. Adliye anlamda hiç hattamız yok. Gittik diye eleştiriyoruz. Gitmeseydik toplumsal olaylar olsaydı bu kez neden gitmediniz diye eleştirirlerdi. Tamamıyla işini güvenlik boyutunu düşünerek oraya gitmeye karar verdik. Habur uygulaması bölgede ciddi bir beklenti yarattı. Psikolojik kırılmaya neden oldu. Devlettin o bölgedeki vatandaşlara şevkatle yaklaştığı bilinci yerleşti..
Neden hep yargı eleştiriliyor?
Bunun iki boyutu var. Birincisi gerçekten Türk Yargı sisteminde ciddi bir reforum yapılması gerekiyordu. Reforum toplumsal destek sağlandıktan sonra yapıldı. HSYK yapısı ile ceza ve hukuk mevzuatı değişti. Değişimlerle birlikte yeni bir yargı sistemine kavuştuk. Yargının tartışılmasının ikinci nedeni ise Türkiye'deki değişimin lokomotifi olma rolü yargıya düştü. 2000 yıllarında Genelkurmay Başkanı tutuklanacağı söylenseydi kimse inanmazdı. Ama Yargı bu süreçte üzerine düşeni hukuk çerçevesinde yaparak görevini yaptı. (Haber Türk - Neşet Dikkaya)