Balbay'dan Adalet Bakanlığı'na yanıt

İkinci Ergenekon davasının 139. duruşmasında İbrahim Şahin’den ele geçirildiğ iddia edilen S-1 suikast timi listesinde isimleri bulunduğu belirtilen tutuksuz sanık teğmenler Emre Baltacı ve Melih Yüksel’in savunması alındı.

 

Emre Baltacı, Şırnak’ta görevli olduğu sırada Üsteğmen Taylan Özgür Kırmızı’nın "Genelkurmay’da terörle mücadelede yeni oluşturulacak birim oluşturalacağı, görev almak isteyip istemediğiöni sorduğunu anlatarak, "Ben de kabul ettim. Kimlik bilgilerimi bu nedenle Taylan Özgür Kırmızı’ya verdim" dedi.

 

Başkan Özese’nin "Taylan Özgür Kırmızı, kimlik bilgilerinizi İbrahim Şahin’e göndermiş. Bilginiz var mıydı" sorusu üzerine "Haberim yoktu. İbrahim Şahin’i tanımıyorum" diye konuştu.

 

Ankara Beytepe’de Jandarma Okullar Komutanlığı’nda öğretim görevlisi olarak çalıştığını anlatan tutuksuz sanık teğmen Melih Yüksel, Şırnak’ta görevli olduğu sırada Üsteğmen Taylan Özgür Kırmızı’nın kendisine Genelkurmay’da terörle mücadele için yeni bir yapılanmaya gidildiğini söylediğini belirtti. İşin iptal olduğunu söyleyince bir daha irdelemediklerini söyleyen Yüksel, çapraz sorgusunda "Nasıl bir görev alacağınızı düşünüyordunuzö sorusu üzerine ise, "Daha profesyonel, başarılı bir birlikte çalışmak istediğim için yeni birimde çalışmak istedim. Daha profesyonel, sırtını hiç düşünmeden dönebileceğimiz güvenilir insanlarla çalışmak isteriz. Herkes işinden maddi ve manevi tat almak ister. Bizler manevi tatmin için görev yapan insanlarız" diye konuştu.

 

CHP İzmir Milletvekili Mustafa Balbay, Adalet Bakanlığı’nın "Silivri 1 No.lu Cezaevi’nde tek kişilik hücrede kendi isteğine bağlı" olduğu şeklindeki açıklamasının gerçek dışı ve çelişkili olduğunu belirtti. 9 aydır isteği dışında tek kişilik hücrede tutulduğunu ifade eden Balbay, "4 No.lu Cezaevi’nde Tuncay Özkan ile aynı koğuşta kalırken yöneticilerin ’aynı koşullarda yerleştirileceksiniz’ sözüyle 28 Şubat 2011 akşamı 1. No.lu cezaevine sevk edildik. Gece yarısına doğru getirildiğimiz 1 No.lu cezavinde 03.00’e kadar bekletildikten sonra isteğimiz dışında zor kullanma tehdidi ile ayrı hücrelere konulduk" dedi.

 

1 No.lu Cezaevi’ne konulmalarından iki gün sonra İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek’in getirildiğini, ancak Perinçek’in hücreden alındığını anlatan Balbay şöyle devam etti:

 

"Bir iki saat sonra Muzaffer Tekin’i benim koğuşuma getirdiler. Ben de Muzaffer Tekin’in de duyacağı şekilde ve yanlış anlamamasını rica ederek ikinci müdüre ’Sayın Tekin ile hiçbir husumetim yok. Ancak kendisini tanımıyorum. Ben Cumhuriyet Gazetesi yazarıyım, iddianameye göre teröristim. Sayın Tekin de iddianameye göre Cumhuriyet’in bombalanmasında rolü olan kişi. Birbirimizi tanımıyoruz ve bizi aynı koğuşa koyacaksınız’ dedim. O sırada Tekin de ’Ben daha büyük koğuş olduğunu sanıyordum. Bu durumda ben de burada kalmak istemiyorum’ dedi. Aynı gün akşam saatlerinde mesai bittikten sonra saat 19.00 sıralarında 2 görevli koğuşa geldi, ’birlikte müdüre gideceğiz’ dedi. Bana ’Bu durumda herkesle husumetinin olduğuna ilişkin bir dilekçe yaz’ dediler. Ben de ’Benim kimseyle husumetim yok, hem tanımadığım kişilerle ilgili nasıl husumetim var’ derim. Ben sadece söz verildiği gibi 4 No.lu cezaevi koşullarında kalmak istiyorum’ karşılığını verdim. O yönde bir dilekçe yazıldı."

 

Adalet Bakanlığı’nın, konuya ilişkin çelişkili açıklamalar yaptığını belirten Balbay, "Bu bilgiler doğru değildir, 52 kişinin de adı bana okunmamıştır. Son yaşananlar da ortadadır. Bakanlık hem kendisiyle çelişmekte hem de gerçek dışı bilgi vermektedir. Bu tablo gösteriyor ki, bizim tutuklu olmamamız yetmemektedir. Bir anlamda ’ağırlaştırılmış tutukluluk uygulanmaktadır. İzmir seçmeninin yarıya yakınının oyunu almış, Türkiye’ye Meclis çatısı altında hizmet etmek için özgürlüğü bekleyen bir milletvekili olarak soruyorum: Bu ortamı yaratanların, devamını isteyenlerin yüreği ne zaman soğuyacak. Amansız bir hastalığa yakalanınca mı? Ruhen çökünce mi? Ölünce mi?" dedi.

AKAN VE BAYKAM DA DURUŞMAYI İZLEDİ
Davanın dün görülen 139. duruşmasını CHP Milletvekili Mahmut Tanal, sanatçı Tarık Akan ve ressam Bedri Baykam da izledi. Duruşmayı izleyen Akan ve Baykam ardından Silivri Cezaevi önünde özel yetkili mahkemelerin kaldırılması için kurulan çadırları ziyaret etti.