Bakan Günay'ın sözleri İnciraltı'nın umudu oldu

İZMİR - Balçova Belediyesi'nin, 71 işletmeye tebligat yaparak yıkım için 8 Ağustos'a kadar süre vermesiyle İnciraltı'nda başlayan tedirginlik, Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay'ın Yeni Asır'a yaptığı "Orada yıkımı gerektirecek acil bir durum yok" şeklindeki açıklaması ile yerini umuda bıraktı.

Belediyenin, İçişleri Bakanlığı'nın valiliğe gönderdiği "Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulları'nın yıkılmasını istediği kaçak yapılar konusunda belediyeler yetersiz kalıyor" şeklindeki yazıyı İnciraltı için yorumlayarak yaptığı tebligatla diken üstünde durmaya başlayan işletmeci ve çalışanlar, Günay'ın açıklamasının, yıkımın olmayacağı konusunda kendilerini umutlandırdığını söyledi.

 

Tebligat yapılan işletmeler arasında yer alan Beyaz Ev, Bal-Pa, Gurme, Şehri Garden'ın işletmecileri dün Park Smyrna'da bir araya geldi. Grup adına açıklama yapan Park Smyrna İşletmecisi Semra Aksakal, "Biz belediye başkanlarımızı, valimizi, bakanlarımızı üzerek değil, onların anlayışına sığınarak buradaki sorunun bir an önce çözülmesini istiyoruz. Hem Sayın Bakanımız, hem sayın valimiz, hem Büyükşehir Belediyemiz hem de ilçe belediyemiz bu sorunun bitmesini bekliyor. Kişisel yorumlarıyla bölgenin yarasının kangrene dönüşmesini bekleyen bazı çevreler var. Binlerce kişiye istihdam sağlayan işletmeciler olarak bu bizi rahatsız ediyor" dedi.

 

Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım ile Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay'ın İzmir'den milletvekili seçildiğini hatırlatan Aksakal, "Biz eminiz ki, iki bakanımız da şu anda İzmirli işletmecilerin mağdur olmasını da İzmir halkının en özel günlerinin burnundan gelmesini de istemez. Her ikisinin de konuya sağduyu ile yaklaştığından eminiz. Bizler bir an önce İnciraltı planlarının hazırlanıp işletmelerin yasal statüye kavuşmasını talep ediyoruz" diye konuştu. Aksakal, pazartesi günü mal sahipleri, işletme sahipleri ve kiracıların çözüm arayışı için bir araya gelerek toplantı yapacağını da kaydetti.

Bu işletmelerin avukatlığını üstlenen Kemal Balcıoğlu da Bakanlık tarafından hazırlanan İnciraltı Turizm Bölgesi'nin 1/25 bin ölçekli imar planlarının geçtiğimiz Mayıs ayında askıdan indiğini belirterek, "Sayın Günay'ın seçim döneminde ve daha önceki süreçte verdiği beyanatlarda İnciraltı'na çok sıcak baktığını biliyoruz. Kendisi bu bölgenin imar planlarının birkaç ay içinde çıkacağını söylüyor. Zaten planlar çıktığında her işletme kendine göre ruhsat başvurusu yapacak. Ruhsata göre zaten alabildiği noktasında, gidebildiği yerde tekrar işletmesini açabilecek ve yasal konuma geçebilecek. Sorunun 3-4 ay sonra çözüme kavuşacağı bir noktada yangından mal kaçırır gibi insanların kazançlarının ortadan kaldırılması, ekmeksiz, işsiz, aşsız bırakılması anlaşılacak birşey değil" dedi. Balcıoğlu, önümüzdeki günlerde Bakan Günay ile Vali Cahit Kıraç'tan randevu alıp 8 Ağustos'tan önce soruna mutlaka bir çözüm bulacaklarına inandıklarını söyledi.

 

"Bugüne kadar susmayı tercih ettim ama yine yıkım tehditleri, yine kurumlararası çatışmanın faturasının, bizlere kesilmek istenmesinden artık çok sıkıldım ve herkesin gerçeği, doğruyu bilmesi açısından açıklama yapmayı uygun buldum. Planlaması yıllardır bitirilemediği için insanların ruhsat alıp inşaat yapamadığı bu alanlarda, kurumların basiretsizliği ve koordinasyonsuzluğunun faturası halka çıkarılıyor. SİT olmayan bir yere 2007'de uydurma bir SİT kararı alınıyor. Bunu aldıran ve talep eden İzmir Büyükşehir Belediyesi Başkanlığı. Şimdi kendi talebi ile koydurduğu SİT'e dayanarak, işletme sahiplerini mağdur etmeye kalkıyor.

Metro hafriyatı ile doldurulmuş, üstünde 5-6 yaşında ağaçlar olan, SİT olma özelliğini taşımayan bir yeri SİT yapacaksın, sonra da kendi koydurduğun usulsüz SİT'e dayanıp yıkım yapmaya kalkacaksın. Kaçak denilen binamız için 2002'den beri Büyükşehir Belediyesi'ne kira ve elektrik faturası ödediğimiz gibi, bu bina 1/1000'lik planlarda işli. Kaçak olan bir işletmeden kira almak nasıl mümkün olabilir? 30 yıllık Konak Maksim Gazinosu'nu yıktılar, yerine otopark yaptılar, arkasından yeni fuar projesi diye 70 yıllık Fuar Akasyalar Gazinosu'nu yıktılar, yerine lunaparkı diktiler. Fuarın hali içler acısı. En sonunda Turkuaz'a bulaştılar. Emsali olmayan bir işletmeyi, yok etmeyi istemek büyük bir vebal ve ben bu konuda artık suskun kalmayacağım.

 

Biz SİT kararına karşı dava açtığımızda mahkemeden, 'Sen kiracısın, dava açamazsın' cevabı aldık. Mal sahibi, Büyükşehir Belediyesi olduğundan SİT'in kaldırılmasını istemesi gereken de kendisi. 1. derece SİT'i hatalı olduğunu bile bile koyduran belediyenin ya da işin çözümü için SİT kurulundan belediyeye ait planlı ve rekreasyon alanında kalan ve Kıyı Kanunu Uygulama Yönetmeliği'ne uygun olarak yapılmış tesislerin korunması için ilke kararı aldırması gereken bu kurum hiçbir şey yapmamıştır. Bunu yapmadığı gibi, bizim açtığımız davalarda bırakınız belediyeye ait bu binaları korumak için çaba içine girmeyi, tam tersine hukuk müşaviri eliyle bunu özellikle yapmadıklarını ve yapmayacaklarını açıkça beyan ediyorlar. Araştırdığımızda meğer bu işlemlerin başlamasının sebebinin İzmir Büyükşehir Belediyesi Başkanlığı'nın eski üst düzey bürokratlarından birinin talebi ile olduğunu öğreniyoruz. Bu kişi İzmir'deki görevini terk ediyor ama yaptığı işin sonuçları bizleri de, Büyükşehir'i de, Balçova Belediyesi'ni de mağdur etmeye devam ediyor. Büyükşehir, bu kargaşanın içinde 'benim payım ne' diye de düşünmeli. Kargaşayı yaratanlardan birinin kendisinin üst düzey bir bürokratı olduğunu da göz ardı etmemeli.

 

Turkuaz'ın işletme ruhsatı var. Soruyorum kaçak olan binaya işletme ruhsatı verilmesi mümkün mü? Bu tesisin her türlü müzik ve Emniyet ruhsatı da var. İzmir'de herşeyi yasal olan ve var olan nadir tesislerden biri burası iken, bize yapılan bu yasa dışı uygulama reva mı? Bu bölgede işletme ruhsatı da, içki ve müzik ruhsatı da tam olan 4 işletme varsa, biri biziz.

Avukatımız Devrim Kırlangıç'ın araştırmaları sonucunda konunun çözümünün aslında çok kolay olduğu ortaya koyulmuştur. İlk yapılması gereken 1. derece SİT olmayan alanların 1. derece SİT yapılmasından vazgeçilmesi. Bu, birden fazla kurumun birlikte hareket etmesini gerektiriyor. Bu yapılana kadar ise, rekreasyon alanlarında yapılan kamuya ait tesislerin, Kıyı Kanunu Uygulama Yönetmeli'ğinin 14. maddesine ve İnciraltı rekreasyon alanı plan notlarına uygun yapılmış plana işli tesis ve işletmelerin, biz ve bizim gibi işletmelerin varlıklarını korumasına yönelik, İzmir 1 numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu'ndan, bir ilke kararı alınması sağlanmalıdır. Bizlerin bu kadar üzerine gelinmesin, bizleri yıkıp bir takım projelerini gerçekleştirmek amacıyla hareket eden ve başkalarına pazarlamak niyetinde olan lobiler de var. Kimse sorumluluğu başkasının sırtına atarak kenara kaçmasın. İnciraltı'nın bu hale gelmesinde herhalde yaşayanlardan ve bizlerden çok yönetenler sorumludur diye düşünüyorum."

Turkuaz Yönetim Kurulu Başkanı Berna Noyaner(Yeni Asır)