Mehmet İŞLER / EGEDESONSÖZ - AK Parti İzmir İl Başkanlığı’nın 50’inci Danışma Meclisi Toplantısı Başbakan Yardımcısı Ali Babacan’ın katılımıyla yapıldı.
AK Parti İzmir milletvekilleri, il yöneticileri, ilçe başkanları ve çok sayıda partilinin de yer aldığı toplantı Balçova Termal Otelde gerçekleşti.
İktidarda bulundukları 12 yıllık ekonomik yapı başta olmak üzere, çözüm süreci, Kobani olayları, eğitim ve sağlıktaki yeniliklere de değinen Babacan 2015 yılındaki genel seçimler hakkında da konuştu.
Babacan, “Güzel İzmir’imizde böylesine kritik bir dönemeçte sizlerle beraber olmak bizler için büyük mutluluk. AK Parti olarak hamdolsun önemli dönemlerden geçtik. İktidarımızın 12 yılını tamamladık. Geçtiğimiz dönemde bu yıl içinde 2 önemli seçim daha geçirdik. Yerel seçimler ve cumhurbaşkanlığı seçimleri. Çok şükür hepsinde de halkımız bize yoğun bir teveccüh gösterdi. Yoğun bir destek verdi ve başarıyla yolumuza devam ediyoruz” dedi.
AK PARTİ TÜRKİYE’NİN SİGORTASIDIR
Türkiye’nin zor bir coğrafyada bulunduğun altını çizen Babacan, “Hemen kuzeyimizde Ukrayna ve Rusya arasında ciddi problem ve çatışma var. Güneyimizde Suriye’de iç savaş var Irak’ta çok ciddi sorunlar var her gün insanlar ölüyor. Böylesine zor bir coğrafyada AK Parti Türkiye’nin sigortası olarak yola devam ediyor. Bizimle de uğraşanlar var. Türkiye’nin iç huzurunu iç barışını bozmaya çalışanlar var. Gençlerimizle uğraşanlar var. Fitne fesat peşinde olanlar var. Türkiye’nin bu coğrafyada istikrarın sembolü olmasını çekemeyenler var. İçimizde de ihanet edenler var. Uzaklarda da Türkiye’nin güçlenmesini istemeyenler var. Bunlara karşı birlik ve beraberlik içinde olacağız” diye konuştu.
TÜRKİYE’NİN GÜVEN VE İSTİKRAR ORTAMINI KİMSE BOZAMAZ
“Bu coğrafya yüzlerce yıl farklı kültürlerin farklı din mezhep bir arada huzurlu yaşadığı bir coğrafya” diyen Babacan, “Ecdadımız bunun olabileceğini yüzlerce yıl göstermiş. Pek çok şehre bakın. Musul’a, Bağdat’a, Şam’a bakın. Bu şehirlerin hepsi farklı mezheplerin farklı etnik kökenden gelen insanların yüzlerce yıl huzur içinde yaşadığı yerlerdir. Ne oldu da insanlar birbirine düştü? Komşu komşuya düşman oldu. Çok dikkat etmemiz lazım. Etrafımızdaki ülkeleri karıştırdılar bizi de karıştırmak isteyeceklerdir. Biz uyanık olduktan akıllı olduktan sonra inşallah Türkiye’nin istikrar ve güven ortamını kimse bozamaz” ifadelerini kullandı.
TÜRKİYE EN HIZLI BÜYÜYEN ÜLKE
Babacan ayrıca şunları söyledi: Geçen yıl 14 Mayıs 2013 Türkiye 1960’lardan bu yana IMF’ye olan borcunu ödedi kapadı. 23 milyar dolar borçla devralmıştık. Ödeye ödeye bu tarihte kapadık. Hemen sonunda gezi olayları başladı. Yetmedi 17-25 aralık darbe girişimlerini yaşadık. Bu da yetmedi en son Kobani isimli hemen komşu Suriye şehrindeki olayları bahane ederek yine içimizi karıştırmaya çalıştılar. Bütün bu süreçte geçen yıl yüzde4.1 büyümeyi elde ettik. Bu nedir? Avrupa’nın en yüksek büyüme oranı. 28 AB ülkesi var. Üye olmayan 7-8 ülke var bunların tamamında Türkiye en hızlı büyüyen ülke oldu. Bu nasıl oldu? Bunu halkımızın sağduyusuyla geleceğe güveniyle oldu. Halkımızın fitne fesat bölücülük peşinde koşanları elinin tersiyle itti. Güvenle bakıyor. Uluslararası güveni ölçen tüm endeksler Türkiye’de hem halkımızda hem dünyada en yükse ölçüde olduğunu gösteriyor. Güven olduğunda yatırım oluyor, güven olduğunda vatandaş günlük yaşamında alışverişine devam ediyor. Böylece ekonomi çarkları dönüyor. Bu yılda yüzde 3.3 büyümeyi ön görüyoruz. Belki biz yüzde 5-6 büyüme oranı karşılaştırdığımızda daha iyisi olmaz mı diye düşünüyoruz. Çalışıyoruz. Ama bu rakamlar Avrupa’nın ve içinde bulunduğumuz coğrafyanın en yüksek rakamları. Bunlar bizi bölmek isteyenlere verilen en güzel cevaptır. Devletsiz bir ülke ne hale geliyor yanı başımızda görüyoruz. Irak bugün dünyadaki en büyük petrol rezervine sahip ülkelerden biri.130 milyar varil petrolü var ve bu ülke şu anda bataklıkta. Etnik bazdaki mezhep bazındaki parçalanmalar böylesine tabi zenginliğe sahip bir ülkenin sefalet içinde sürünmesine sebep oluyor. Biz kendi birlik beraberliğimizin kıymetini bileceğiz.
DEMOKRASİ Mİ, VAHŞET Mİ?
Etnik köken mensup olduğu din ne olursa olsun hepsi vatandaşımızdır diyoruz, kucaklıyoruz. Zaten çözüm süreci dediğimiz işin özü de bu. Çözüm süreci Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan herkesin temel hak ve özgürlükten yaralanması. Devletin aynı samimiyetle tüm vatandaşlarını kucaklamasıdır. Fakat maalesef barışçıl ve demokratik yollarla TBMM’ye giren ve içinde bir yandan mecliste demokrasi şapkasını takan meclis dışında terörist örgütle kol kola gezen arkadaşlarımız var. Bu arkadaşlarımızın tercih yapması lazım. Demokrasiden çözüm mü arıyorlar yoksa şiddeti vahşeti mi destekliyorlar. Biz yolumuzu seçtik. Politika tercihlerimiz belli. Tek millet dedik. Tek devlet dedik. Tek vatan dedik. Tek bayrak dedik. Bu kavram altında zaten tüm vatandaşlarımız huzur ve güven içinde yaşayacaktır. Ülkemiz zor bir coğrafyada kendi içimizde zor dönemler geçirdik geçiyoruz. Ama bizim AK Parti olarak güvendiğimiz en önemli unsur halkımızın dirayeti ve sağduyusudur. Bu sağlam devam ettiği sürece hiçbir şeyden korkmuyoruz. Önümüze ne kadar engel koyarlarsa koysunlar bu dirayet bu sağduyu ülkemizi en zor şartlardan bile çıkarır ve başarıdan başarıya koşmaya devam eder. Genel seçimlere giderken provokasyona açık bir ortam olabilir. Farklı metotlarla tahrik etmek isteyen olabilir. Bunlara karşı sapa sağlam soğukkanlı olacağız. Bir yandan devlet vatandaşın güvenliği için ne gerekiyorsa yapacak. Öte yandan reform ve çözüm sürecinden vazgeçmeyeceğiz. Dün 3 askerimiz şehit oldu. Ailelerine başsağlığı, sabır diliyorum. Bütün bunlar Türkiye’nin iç huzuruna yapılmış suikasttır. Her adımda akıllı ve dirayetli olacağız ama gereken de neyse gözümüzü kırpmadan yapacağız. Vatandaşlarımızın büyük bir kısmı anladı. Güneydoğu’da dahi en çok destek alan parti AK Partidir. Kürt kökenli vatandaşlarımızın temsilcisi olduğunu iddia eden parti o bölgede dahi bölgenin tümüne baktığınızda AK Parti’den çok geridedir. Önemli olan kitle partisi olabilmektedir. Cumhurbaşkanlığı seçimlerde bile çok büyük desteği alabilmek bununla ilgilidir. Biz bu bakış açısıyla devam edeceğiz. Ana ilkelerimizden taviz vermeyeceğiz.
Türkiye son 12 yılda her alanda çok büyük başarı ortaya kondu. Zaten bu yaşananların temeli budur. 2023’te 2 trilyon dolar hedefimiz var. Çekemediler. İhracatımız 36 milyon dolardı, şimdi 160 milyon dolar 2023’te 500 milyon dolar dedik. Kıskandılar. Biz onları kıskandırmaya devam edeceğiz. Ne kadar çekemeyen varsa Türkiye’yle uğraşan varsa kendi içimizde kardeşçe ve dürüstçe çalışarak devam edeceğiz. Rahatsız olanlara rahatsızlık vermeye devam edeceğiz."
EĞİTİM, SAĞLIK VE EKONOMİ RAKAMLARI
Babacan eğitim, sağlık ve ekonomi alanında bazı istatistiki bilgiler de vererek şunları söyledi: "Eğitim bir numaralı meselemiz. Temel eğitimde İzmir’de 2002 yılında 1291 okul bugün 2568 okul var. Orta eğitim 279’dan 501’e çıkmış. Derslik 11 bin 366 yıl 2013 26 bin’i geçmiş. 29 bin öğretmen bugün 69 bin öğretmenimiz var. Okul öncesi eğitim oran yüzde 12 yüzde 62. Daha ilkokul 1 demeden İzmir’deki yavrularımızın bu oranı okul öncesi eğitime başlamış. Üniversite şehridir. Bu dönemde 4 yeni üniversite açıldı. Ama sadece sayı, nicelik değil. Bundan sonraki hedefimiz eğitimde kalitenin artmasıdır. Sağlık, 2002 yılında en büyük problem alanıydı. SSK’nın daha önceli dönemlerde nasıl yönetildiğini biliyorsunuz. Hatta SSK’nın bir eski genel müdürü var. Şu an ana muhalefet partisinin genel başkanı. O dönemlerde haber programlarında gördük ne durumlarda olduğunu. Halkımız tedavi olabilmek için saatlerce kuyruk bekliyordu. Bugün halkımız tüm eczanelerden ihtiyaçlarını temin ediyor. Türkiye 2002 yılında partimiz kurulduğunda yardım alan bir ülkeydi. Şu an yardım veren bir ülke haline geldi. Sadece geçen yıl Türkiye’nin dış yardımları 3.5 milyar dolara ulaştı. Türkiye yurtdışına yapılan insani yardımlar açısında bakıldığında dünyanın 3’üncü ülkesi haline geldi. Türkiye dünyanın 16’ıncı büyük ekonomisi ama burada 3’üncü. Biz Komşusu açken tok yatan bizden değildir anlayışına sahibiz."
2023 HEDEFİ İÇİN SON HAMLE
Genel seçimler hakkında da konuşan Babacan, “Yeni bir seçimden çıktık ama yine önümüzde bir seçim var. 2015 seçimi var. Bu seçim çok önemli bir seçim. Bu seçim diğerlerinden farklı bir seçim. 2019’a kadar bir daha seçim yok. Bunun farkına varın. Çoğunluğu yakalarsak 2023 hedefimize son bir hamle yapmış oluruz. İzmir il teşkilatı güzel çalışıyor. İzmir’in şartlarının ben ne olduğunu biliyorum. Ama ümitsizlik yok. Çok çalışacağız. Geçmişte aldığımız neticeler belli ama çok daha fazla çalışacağız. İl başkanımız milletvekillerimiz canla başla çalışıyorlar. Hep beraber birlik beraberlik içinde bu çalışma ortamı çok önemli. Siyasette asla kırgınlık gönül koyma olmaz. Çünkü siyaset Allah rızası için, memlekete hizmet için yapılır. Başka şekillerde de olabilir. Bugün hiç önemsemediğiniz iş bunun hesabını sadece Allah bilir” dedi.
KONGREDE TEK ADAY VURGUSU
İl başkanı Bülent Delican ise şunları söyledi: "Liderimizin dediği gibi bu yolda en üst makam millete hizmete adanan yaşamlardır. Bu yüzden parti hiyerarşik kimliklerimizi bir yana bırakıp yol arkadaşlarım şeklinde söze başladım. Çünkü bizler millete hizmet kaderinin mensupluğunun onurunun ötesinde hiçbir makam mevki takdir gözetmeyen misyonun temsilcileriyiz. Bizler bir davanın insanlarıyız. Bu çıktığımız yol çok kutsal bir yol. AK parti duaların oluşturduğu bir partidir. Biz çok uzun bir yolda olduğumuz için görev alamayan arkadaşlarımız ilerleyen dönemde mutlaka alacaklardır. Biz birbirimizle kenetlenerek bütünleşeceğiz. 31 Ocak’ta da kongreye gideceğiz. Bu kongreyi tek adayla gerçekleştirip seçimlere hazır olacağız. Tüm Türkiye’de tek yürek tek vücut olacağız."
Ayrıca İl Başkanı Bülent Delican toplantı sonunda Kalem Suresinin51’inci ve 52’inci ayetlerinin yazılı olduğu tabağı Başbakan Yardımcısı Ali Babacan’a hediye etti.