Ar-Ge Destekleri Semineri'ne büyük ilgi

İZMİR - Türkiye’nin dünyanın 10 büyük ekonomisi arasına girmesinin yolunun teknolojik ürünler üretmesinden ve ihraç etmesinden geçtiğini belirten Sanayi ve Ticaret Bakanlığı Araştırma Geliştirme Genel Müdürü Ziya Karabulut, 3 kanun kapsamında 9 destek programı yürüttüklerini, sanayici ve ihracatçıları bu programlardan yararlanmaya davet ettiklerini söyledi.

 

Dünyanın 10 büyük ekonomisi arasında Türkiye’nin yer alabilmesi için üretilen ürünün tonunun 3500 dolara çıkması gerektiğine vurgu yapan Karabulut, “Bugün ürettiğimiz ürünün tonu 1300 dolar seviyesinde. Emek-yoğun üretimden, bilgi-yoğun üretime yönelmemiz lazım. İleri teknolojik ürünlerin toplam ihracatımız içindeyi payını ise yüzde 5’ten yüzde 15’e çıkması lazım. O nedenle yürüttüğümüz destek programlarının yoğun ve etkin bir şekilde kullanılması lazım” dedi.

 

Ege İhracatçı Birlikleri’nde, Egeli sanayici ve ihracatçılara Sanayi ve Ticaret Bakanlığı Araştırma Geliştirme Genel Müdürü Ziya Karabulut tarafından “Ar-Ge Proje Destekleri Semineri” verildi. Egeli ihracatçıların yoğun ilgi gösterdiği seminerde Karabulut, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı tarafından verilen ARGE desteklerini anlattı.

 

Yenilikçi destek programları geliştirdiklerini belirten Karabulut, 21. Yüzyılın gereklerini gözönünde bulundurarak destek programlarını oluşturduklarını, hedef kitlelerinin sanayiciler olduğunu 3 kanun kapsamında 9 destek programı uyguladıklarını anlattı. Karabulut, “Birçoğumuzun özlemini duyduğu uygulamalar, uluslar arası pazarlarda satılabilecek üretim anlayışını benimsedik. Sürdürülebilir, yüksek katma değer yaratan ürünler ürettiğiniz takdirde uluslar arası pazarlarda rekabet edebilirsiniz, programlarımızı bu amaca uygun oluşturduk” diye konuştu.

 

ARGE Merkezleri ile parayı satılabilir inovatif ürüne çevirdiklerini anlatan Karabulut, Türkiye’de 40 teknoparkın kuruluşunun tamamlandığını, 31 tanesinin aktif çalıştığını ifade etti. Karabulut şöyle devam etti: “Teknoparklarda 1500’ün üzerinde firma, 13 bin kişiyi istihdam ediyor. 3500 proje hayata geçti ve ileri teknoloji ürünü ihracatımız 450 milyon dolara ulaştı. Benim fikrim var diyen arkadaşlarımız teknoparklarda çalışabilirler.”

 

Endüstrinin daha yüksek katma değerli mal üretmesi için bilgi, işgücü ve finansmanın çok önemli olduğuna işaret eden Karabulut, “Teknoloji tabanlı ürünler geliştirmek için bu proje üniversite ile ilişkilendirildi. Geçmişte üniversitede bilimsel çalışmalar o çalışmayı yapan kişiye akademik unvan kazandırmış, akademik yayınlarda yer bulmuş. Bu program ile ülke ekonomisine yüksek katma değer sağlayacak konular seçilmeye başladı. Üniversite-Sanayi işbirliği ile nitelikti işgücü yetişiyor. Bu projede 4 kişiyi destekliyoruz. Proje giderlerinin yüzde 75’i devlet tarafından hibe şeklinde karşılanıyor kefilsiz ve teminatsız olarak. Teknolojik ürün ortaya çıktıktan sonra patent desteği, yatırım desteği ve tanıtım ve pazarlama desteği de veriyoruz” şeklinde konuştu.

 

Sanayi ve Ticaret Bakanlığı tarafından yürütülen 349 tane San-Tez Programı olduğunu hatırlatan Karabulut, bu projelerden 17 tanesinin İzmir’den olduğunu, İzmir’in yenilikçi yüzünün, sanayi geçmişinin, üniversitelerinin çokluğunun ve bilgi birikiminin çok iyi olduğunu bu sayının düşük olduğunu, İzmir’den çok daha fazla proje beklediklerini ifade etti.

 

2008 yılının ikinci yarısında Amerika Birleşik Devletleri’nde başlayarak tüm dünyaya yayılan ekonomik krizin ihracatçıları son iki senedir ciddi şekilde etkilediğini belirten Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Mustafa Türkmenoğlu, küresel ekonomik krizin yanında değerli Türk Lirası ve uygulanan para politikasının ihracatçıların mevcut pazarlarında tutunabilmesi için karlılıklarından ödün vermeye zorladığını kaydetti. Türkmenoğlu, “Biz ihracatçılar, küresel pazarda sadece fiyatta rekabet ile başarılı olunmayacağını bir kez daha yaşayarak gözlemledik. Bu çerçevede, ülkemiz sanayisinin ve ihracatının emek ve ham madde yoğun ürünlerden yenilikçi ürünlere geçiş sürecinde araştırma, geliştirme ve inovasyona daha fazla önem verilmesi gerektiğinin farkındayız” diye konuştu.

 

Ege İhracatçı Birlikleri olarak kümelenme yaklaşımında üyelerinin ortak ihtiyaçları çerçevesinde araştırma projelerine büyük bir önem verdiklerini anlatan Türkmenoğlu şöyle konuştu; “Örnek üniversite - sanayi işbirliği çalışmalarımızın yanı sıra Ar-Ge projelerimiz için hem Avrupa Birliği’nden hem bölgesel hem de ulusal kaynaklardan fon yaratmak konusunda son 5 senedir önemli adımlar attık. Şu anda, gıda sektörümüzde faaliyet gösteren firmalarımız için önümüzdeki dönemde ihracatın olmazsa olmazı izlenebilirlik yazılımını geliştirirken, baharat sektöründeki firmalarımızın dekontaminasyon işlemlerinin verimliliğini arttırmaya yönelik Avrupa Birliği 7. Çerçeve Programı projesi üzerinde çalışıyoruz. Organik tarım konusunda kümeler arası iş birliği platformu kuruyor, firmalarımız arasında ticari ve teknoloji eşleştirme için Türkiye’nin en yenilikçi platformu olan Gate2Turkey’i geliştiriyoruz. Bizler firmalarımız için ortak araştırma çalışmalarını yürütüyoruz ama firmalarımızın da araştırma çalışmalarına daha fazla önem vermelerini ve kaynak ayırmalarını ümit ediyoruz. Şu anda TÜBİTAK kaynakları ile Ar-Ge projesi geliştiren firma sayısında İzmir 5. sırada. Biz bölgemizi sıranın üstlerine çıkarmak ve İzmir’in inovasyon merkezi olması için çalışmalarımıza hızla devam edeceğiz.”