EGEDESONSÖZ - Sosyal paylaşım sitesi Facebook üzerinden Kürt sorunu ve demokratik açılım ile ilgili açıklamalar yapan AK Parti İzmir eski Milletvekili İbrahim Hasgür’e Anadolu Birliği’nden cevap geldi. Anadolu Birliği Başkanı, İZTO Meclis Üyesi Koc Ali Al’ın Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’na destek vermesini de eleştiren Hasgür, AK Parti’de siyaset yapan daha sonra da CHP’ye yakınlaşan AL’a ‘manevracı’ demişti.
Konuyla ilgili açıklama yapan Anadolu Birliği Yönetim Kurulu üyeleri eski vekil Hasgür’e sert tepki gösterdi. Genel Sekreter Allaattin Epözdemir, Hasgür’ün açıklamalarıyla Kürt halkını incittiğini, bir bilim adamına bu ırkçı açıklamayı yakıştırmadığını belirterek şunları söyledi: “AK Parti İzmir eski Milletvekillerinden Prof. Dr. İbrahim Hasgür, sosyal paylaşım sitelerinde ve bazı medya kuruluşlarında çıkan açıklamalarında ‘İyi de daha şu hakkı verelim,bu hakkı verelim diye de birilerini başımıza çıkarmanın da manası yok herhalde....Milletvekillerinin en az %50 si, bakanların 4-5 tanesi Kürt. Doğu ve Güneydoğudaki Kürtlerin çoğu vergi vermez, elektrik, su parası ödemez, devamlı devlet imkânlarını istismar eder. İnsan, sigara, silah ve esrar kaçakçılığı, sahillerde rant, gibi bir çok nakit işler de onların kontrolünde. Yetmiyor mu daha? Acaba bu hakların bir kısmını da Türk kardeşlerimize versek ne olur yani? Yeter ulan, neredeyse azınlığa düştük bu memlekette...’ifadelerini kullandı. Bunu kendisine yakıştıramadık” diye konuştu.
ÖZÜR DİLESİN
Hasgür’ün siyasi yaşamına da değinen Epözdemir, “Siyasi hayatı bitmiş, sözleri sadece kendisini bağlayan, gündeme gelmek için her yolu mubah sayan birisinin giderayak yaptığı bu açıklamayı değerlendirmeye almak istemezdik. Ancak; eleştirinin boyutu ırkçılığa, kışkırtıcılığa, bölücülüğe vardığı için hem savcılığa suç duyurusunda bulunmak hem de kamuoyu önünde sayın Hasgür’ü özür dilemeye davet etme mecburiyeti duyduk. Sayın Hasgür de çok iyi bilir ki Kürtler Ortadoğu’nun yerli halklarındandır. Yaşadıkları coğrafyada birçok uygarlığın inşasında, sosyal ve siyasal alanda sorumluluk üstlenmişlerdir.
Osmanlıdan günümüze ise Müslümanlığı en üst kimlik kabul edip, yeni Türkiye Cumhuriyetinin kurulmasında, kurtuluş savaşının bütün evrelerinde sorumluluk almışlardır. Cumhuriyetimizin bugün ulaştığı düzeyde, askerlik yapmada, vergi ödemede, yasalara uymada, üretimde, sosyal, kültürel, siyasal, bilimsel yaşamın bütün alanlarında Kürtler üzerlerine düşen sorumluluğu yerine getirmişlerdir” diye konuştu.
SUÇ ETNİK KİLLİĞE DAYANMAZ
Ülkede sadece Kürtlerin suç işleyen bir yapıda olduğunu belirtmenin yanlış olduğunu dile getiren Epözdemir, “Ancak; ülkeyi yöneten ve Hasgür zihniyetine sahip kesimlerin politikaları sonucu, Cumhuriyetin kurulmasından sonra, Ülkemizin Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesinin, acımasız biçimde asimilasyona tabi tutulması, Kürt varlığının inkar edilmesi, eğitim, sağlık ve kamu hizmetlerinden yoksun bırakılması sonucu bölgeler arası kalkınmış farkı büyümüştür. Dünyanın her yerinde olduğu gibi suç; birçok etkenin bir araya gelmesiyle oluşur. Sosyal bilimcilere göre suç; insanın içinde bulunduğu toplumun; sosyal, ekonomik ve kültürel koşullarının kötü olması sonucunda işlenmektedir. Gelişmiş, eğitimli toplumlarda suç oranı düşüktür. Suçun etnik kimliği yoktur. Suçu bir etnik kimliğe dayatmak ilkelliktir” ifadelerini kullandı