Işıl Öztürk/İZMİR - İzmir’in Dikili İlçesi’nde şiddet gördüğü için boşanmak istediği eşi Hüseyin Civek (46) tarafından 25 yerinden bıçaklanarak öldürülen Selma Civek’in (40) kızı Pınar Civek (22) “Annemde Ayşe Paşalı gibi şiddet görüyor, ölümle tehdit ediliyordu. Ne yazık ki kaderleri aynı oldu. Babam, annemi yaraladığı için cezaevine girdiği sırada koruma kararı alındı. Ancak annem koruma kararı varken sokak ortasında öldürüldü. Babamın ağırlaştırılmış ömür boyu hapis cezasına çarptırılmasını istiyorum” diye konuştu. 22 yaşındaki Pınar Civek, “Ben bir bayrak açtım. Bundan sonra Selma Civek’ler, Ayşe Paşalı’lar ölmesin. Annemin tek isteği şiddet gördüğü ve sürekli ölüm korkusu yaşadığı eşinden ayrılmaktı. Bizim için mücadele eden annemiz bunun bedelini hayatıyla ödedi” dedi. 17 Haziran günü Bergama Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülecek davada Pınar Civek’in avukatlığını yapacak olan Bilge Civa ise Selma Civek’in de acı bir şekilde kaderinin kamuoyunun yakından izlediği Ayşe Paşalı olayının aynısı olduğunu belirterek “Bu olaylar artık son bulmalı. Şiddet gördüğü eşinden boşanmak istemenin bedeli bu olmamalı. Yaşam hakkı kimsenin elinden alınamaz” diye konuştu.
Korkunç olayın ardından 11 ve 12 yaşındaki kardeşlerini yanına alarak yaşam mücadelesine başlayan İşletme Fakültesi mezunu Pınar Civek, annesi Selma Civek’in çok fedakar bir anne olduğunu anlattı. Annesinin çocukları için kendini feda ettiğini ve cefakarca iki işte birden çalıştığını anlatan Pınar Civek, babasının ise çalışmadığını anlattı. Annesinin para nedeniyle de şiddet gördüğünü ifade eden Civek, olayların gelişimini şöyle anlattı: “Babam aylar önce yine annemi tehdit ettiğinde annem ve kardeşlerim Ankara’ya anneannemin yanına gittik. Anneannem “çocuklara bakarım ama sen başının çaresine bak” deyince annem bizi de aldı ve oradan ayrıldık. Ankara’da sığınma evinde kaldık. Orada bize baktılar ama babam anneme ulaşıp yalvarıp yakarmış. “Bir daha yapmayacağım” sözü verince annem de güvenip geri döndü. Babam Dikili’de Gülkent Sitesi’nin bahçıvanlık işini yapması gerekiyordu ama bunu annem yapıyordu. Ayrıca annem öğleden sonra da evlere temizliğe gidiyordu. Babam, Ekim ayında evde annemi kasten bıçakla yaraladığı iddiasıyla tutuklandı. Sokağa taşan bu olay sırasında babamı annemin boğazına bıçağı dayadığı şekilde bulmuşlar. Babam cezaevinde iken anneme boşanma talebini kabul ettiğini belirterek şikayetinden vazgeçmesi için yalvarmış. Annem de boşanacaklarını düşünerek öyle yaptı. Babam tahliye oldu. Mahkeme, Koruma Kanunu kapsamında 3 ay evden uzaklaştırma cezası verdi. Ancak bu kağıt üzerinde kaldı. Babam anneme karşı ölüm tehditlerine devam etti. Annem tüm bu olanlar üzerine tekrar şikayetçi oldu ve boşanma davası açtı. Babam hiçbir şey olmamış gibi tehdit ve eziyetlerine devam ediyordu. Koruma kararı sürerken 14 Ocak günü babam annemi sokak ortasında bıçaklayarak öldürdü. Annemin tek suçu babam gibi bir adamdan boşanmak istemesi. Bunu canıyla ödemesi ne acı. Annem ile Ayşe Paşalı’nın kaderi aynı oldu. Ama ben bu olayların son bulması için mücadele edeceğim. Birinci mücadelem de babamın “Ağırlaştırılmış ömür boyu” hapis cezasına çarptırılması için olacak. Başkalarının başına böyle bir şey gelmesin. Bu çok acı bir olay. Babam beni ve kardeşlerimi annesiz bıraktı. Buna hakkı yok. Kimsenin kimseye bunu yapmaya hakkı yok.”
Annesinin kardeşlerini hep kendisine emanet ettiğini dile getiren Pınar Civek, “Bir gün bunu yapacağımı bilmiyordum. Annem böylesine acı bir şekilde öldükten sonra kardeşlerimi yanıma alarak İzmir’e geldim. Onları kimseye vermedim. Kardeşlerim bana annemin emaneti. Böyle olayların sürmesi daha çok bizim gibi çocukların öksüz kalmaları demek. Ben bunu istemiyorum. Kimsenin başına benim yaşadıklarım gelmesin” diye konuştu.
Civek ailesinin avukatı Bilge Civa ise “Bu olayda kadının yaşam hakkının alındığını” öne sürdü. Avukat Civa şöyle konuştu; “Ayşe Paşalı’da eşinden şiddet görüyordu. Boşandı ama yinede eski eş onu rahat bırakmadı. Selma Civek’in de tek istediği çocuklarıyla huzurlu bir yaşamdı. Bunun için mücadele ediyor, iki işte birden çalışarak evlatlarına bakıyordu. Kendisine ve çocuklarına eziyet eden eşinden boşanmak istemesi sonu oldu. Bu tür olayların son bulması için hukuksal alanda gereğini yapacağız. Kimse kimsenin yaşama hakkını elinden alamaz”