Kafenin tam ortasında, herkesin gözü önünde…
Şaaak diye, bıçağı karısının boynuna sapladı!
Emine Bulut, can havliyle ayağa fırladı…
Boynundan oluk gibi kan fışkırıyordu…
Son çığlığı 'Ölmek istemiyorum' olurken…
Küçük kızının, 'Ölmeni istemiyorum anne!' haykırışı…
Türkiye'nin yüreğini paramparça etti…
Milyonlar bu korkunç sahneyi sosyal medyadan izledi…
Canavar koca yürüyerek kaçtı, Allah'tan çabuk yakalandı…
Şimdi demir parmaklıklar arkasında…
Emine Bulut ise kara toprağın altında…
***
Gideni asla 'geri getirmez' ama…
Kırıkkale Cumhuriyet Başsavcılığı…
Emine Bulut'u katleden kocası hakkında…
Yıldırım hızıyla…
'Canavarca hisle tasarlayarak adam o?ldu?rme' suçundan…
Ağırlaştırılmış müebbet hapis talebiyle iddianame düzenledi…
Zavallı kadının…
Hayata veda ederken attığı çığlıkları içeren görüntülere…
Millet kafayı kırmasın diye, erişim engeli getirildi…
Doğru mu?
Doğru…
Ancaaaak…
Annesi kan gölünde boğulurken…
O yavru 10 yıl sonra normal bir genç kız olabilir mi?
Bi'daha gülebilir mi?
***
Kadın cinayetinde kahreden rakamlar var…
Nefesinizi tutup, öyle okuyun lütfen…
Son 15 yılda…
Son 15 yılda aile içi şiddet nedeniyle…
Hayatını kaybeden kadınların sayısı 15 bini geçti!
Sadece geçen yıl…
440 kadın erkekler tarafından öldürüldü…
317 kadına cinsel şiddet uygulandı…
Canavarlığa bak!
Geçen yıl öldürülen 26 çocuğun 11'i babaları tarafından katledildi…
Gözü dönmüş o baba müsveddeleri…
Altı çocuğu anneleriyle birlikte…
Bu hayattan çekip aldı…
Bu yılın ilk altı ayında…
2014 kadın erkek cinayetine kurban gitti…
Sadece geçen Haziran'da 40 kadın öldürüldü…
'Batsın bu dünya…' dedirten tablo işte budur…
***
Son 7 yılda kadına yönelik şiddet 'Yüzde 1.400' artarken…
Kurban kadınların yakınları…
Mahkemelerin verdiği…
'İyi hal' ve 'Tahrik' indirimlerine isyan ediyor…
Hatta…
Bi'tanesi darmadağın olmuş, Türkiye'ye şöyle sesleniyor:
'İşlenen cinayetlerde katile (Pişman mısınız?) diye soruluyor… En sorulmayacak şey… Hunharca işlediği cinayet'ten sonra o canavara bu soru nasıl sorulur? Bunlar hep bir başka cinayetin önünü açıyor… Kadın cinayetleri sürekli bu yüzden artıyor…'
İşte…
Asıl 'sorgulanması' gereken nokta bu!
***
İki ünlü avukata sordum…
Böylesi 'kahreden bir soru' mahkemede sorulur mu, diye…
Cevap şu:
'Ender de olsa, karşılaşabiliyoruz… Ancak, genellikle sanık pişmanlığını dile getirir, af diler… Hata oldu, der… Geceleri uyuyamıyorum, der… Hayat bana zindan oldu, der… Sonuçta, (Çok pişmanım Hakim Bey…) cümlesi ile bitirir… Gerisi mahkeme heyetine kalmıştır…'
Tüylerim diken diken oldu…
Hangi canavar koca, bu soru karşısında…
'Pişman değilim!' der…
Adam, karısını bilmem kaç yerinden bıçaklamış…
Ya da tabancada ne kadar kurşun varsa…
Hayat arkadaşının üstüne boşaltmış…
Yetmemiş, cesedi tekmelemiş hatta parçalara ayırmış…
Ve bu adama, 'Pişman mısın?' diye soruluyor…
Bu garip soruya neden olan manzara şu!
Canavar…
Duruşmaya koyu renk elbise ile geliyor…
Kravat takıyor, sinekkaydı tıraş oluyor…
Devamlı yere bakıyor…
Yapmacık da olsa üstünden 'mahcubiyet' akıyor…
Rol yaptığı her halinden belli…
Ve, 'sahte bir maske' taktığını bile bile…
İnsan diye aramızda dolaşan o mahluka…
Vicdanları dağlayan 'bu soru' soruluyor…
Nereye doğru sürükleniyoruz?
***
Bu devlet bizim…
Bu yasalar bizim…
Bugün bitiyor…
Yarın başka kuşaklar gelecek…
Bari…
Onların vicdanları paramparça olmasın!
Nokta…
Sonsöz: 'İyiyim desem yalan olur, kötüyüm desem inancıma dokunur… En iyisi şükre vurayım dilimi; belki o zaman kalbim kurtulur… / Hz. Mevlana…'