Ülkemiz vizyonu olmayan, kendi tarihine şaşı bakan, dünyayı izlemeyen, geleceğin olası sıkıntılarını öngöremeyen, küfür kavga ve ayrıştırmaktan başka bir şey bilmeyen çapsız siyasetçilerin eline geçtiğinden bu yana, ciddi konuları tartışamaz oldu. Artık, kimse ülke gerçeklerini konuşmuyor.
Yatıyoruz Suriye ile, kalkıyoruz 'bizim sütümüz ak'tır' lafı ile !...
Türkiyeli Başbakan, partisinin grup toplantısında futbol yorumculuğu yapıyor taktik veriyor, kendi kongrelerinden bahsediyor, 30-40 sene evvel gerçekleşmiş hangi olaydan, nasıl bir dedikodu çıkarır onları arıyor, buluyor ama, ciddi meselelerin yanına bile yanaşamıyor. Bilse, okusa, danışsa, öğrenmeye açık olsa yanaşacak ama, 'Padişah Kibri' bırakmıyor. Terör örgütü her gün can almaya, canlarımızı şehit etmeye devam ediyor. Terör Örgütünün ev sahibi
'küçük Barzani' bile, amcası gibi devlet terörü ile ağırlanıyor !...
Neyse, biz işimize bakalım;
Türkiye'nin 260 Milyon Dekar ekilebilir arazisi vardır. Bunun 85 Milyon Dekarı sulu tarım yapılabilecek arazidir. Cumhuriyet, 85 Milyon Dekarın 50 Milyon Dekarını sulu tarım yapılabilir hale getirdi. Getirmesine getirdi ama bu sulamadan tam randıman alamıyoruz. 'Salma su' dediğimiz, suyu tarlaya bırakarak yapılan sulama, bizi tuz problemi ile karşı karşıya bırakıyor.
Özellikle, Ceyhan Ovası, Iğdır Ovası, Erzincan Ovası, Harran Ovası, Malatya Ovası, Konya-Çumra Ovası, Gediz Ovası, Menderes Ovası gibi büyük ovalarda 'tuz' problemi randıman almamızı engelliyor…
Devletin yaptığı sulama sistemlerini, halkımızın kurduğu sulama birliklerine bir an önce devredip, bu birlikleri destekleyerek 'Yağmurlama' veya 'Damlama' şeklindeki sulamaya geçmemiz lazım…
Geride kalan sulanabilir 35 Milyon Dekar araziyi de modern tekniklerle sulu tarım yapılabilir hale getirmemiz gerek. Şu an, çiftçinin ayağına suyu götüremediğimiz yerlerde, yer altı suları kullanılıyor. Suyu elde etmek için ödenen elektrik-mazot parası yer-yer mahsulün getirdiğinden fazla oluyor.
Ayrıca doğanın dengesi de bozuluyor…
Bakın, Atatürk Barajının arkasında yılda 30 Milyar metreküp su toplanır. Bunun tamamını kullanamayız, fakat hiç olmazsa 10 Milyar metreküpünü sulamada kullanmalıyız. Aynı zamanda, Diyarbakır ovalarında Kral Kızı-Dicle-Batman Barajlarının arkasında her yıl 4 Milyon Dekar araziyi sulayacak kaynak toplanır.
İktidarın işi, buraları son model tekniklerle donatılmış şekilde sulu tarıma açmak olmalıdır. Bu zenginlik demektir, insanlarımızın refahı ve huzurunun artması, bereket, iş-aş ve terörün durması demektir.
İktidarın işi budur; Dedikodu yapıp, tarihten kin-nefret çıkartıp geçmişi kötülemek, insanlarımızı ayrıştırmak değildir.
Dünyadaki gıda ihtiyacının %70 ini sulu tarım karşılar.
Türkiye'nin 112 Milyar metreküp kullanılabilir suyu vardır. Bu suyun 98 Milyar metreküpü yer üstünde, 14 Milyar metreküpü ise yer altındadır.
Türkiye 112 Milyar metreküp suyunun, 30 Milyar metreküpünü sulamada,

6,5 Milyar metreküpünü içme'de, 3,5 Milyar metreküpünü de sanayide olmak üzere sadece 40 Milyar metreküpünü kullanmaktadır. Yani daha verimli olarak kullanılacak 72 Milyar metreküp suyumuz var.
İktidarın işi, bu yatırımları 'çevre sağlığı, bitki sağlığı, hayvan sağlığı' politikaları çerçevesinde planlayıp gerçekleştirmektir, yoksa önceden yapılmış, istimlak bedelleri ödenmiş yolları genişletip, ortasında çizgi çekerek caka satmak olmamalıdır…
Cumhuriyet 89 sene önce, %87'si kırsalda yaşayan, tarımla uğraşan, kişi başına yıllık geliri ortalama 50 Dolar olan, 12 Milyon nüfuslu Türkiye'yi, imparatorluktan devraldı ve toplumu ve Devleti ile çağdaş bir ülke yapmak istedi. Cumhuriyetin Tarım Devriminin amacı bu idi.
Şu an
Nüfusunun %25'i tarımla uğraşan, kişi başına 10 Bin Dolar gelirli,
74 Milyon nüfuslu bir ülke olduk. Yılda ortalama %4,5 büyüdük. Tarımda 10 kat, Hizmet Sektöründe 57 kat,Sanayide 170 kat büyüdük. Dünyada 192 ülke arasında, 17. büyük ekonomi
olduk.
Cumhuriyet'in Tarım Devrimi, hedefine tam olarak ulaşmasa da, çok yaklaşmıştır. Fakat daha yapacak çok işimiz var. Hele, 10 yıllık AKP İktidarının verdiği tahribattan sonra çok çalışmalıyız, çok…
Not: 19 Mayıs Atatürk'ü Anma ve Gençlik Spor Bayramınız kutlu olsun.
Bugün Türkiye'nin her yerinde, Türk Milleti-Türk Gençliği atasına ve bayrağına olan sevgisini bir kez daha gösterecektir. Türkiyeli Başbakan Erdoğan'ın bu
'Millet-Gençlik' buluşmasını dikkatle izlemesini öneririm…