Kader bazen ağlarını çok garip biçimde örüyor…

'Olmaz, olamaz…' dediğiniz…

Gün geliyor, oluveriyor!

***

Ha'ni şimdi…

CHP'de 'çarşı karışık' ya…

'Kılıçdaroğlu gitsin, değişim başlasın' deniyor ya…

Kurultay için imzalar toplanıyor ya…

Heyecan dorukta ya…

Tüm bu yaşananlar…

Bana 13 yıl öncesini hatırlattı…

İşte…

'Kadere bak…' dedirten iki benzer olay…

Ve ne ilginçtir ki…

Başroller değişik olsa da…

İki hikayenin tek 'esas oğlanı' var…

O'nun da adı…

CHP'de işler yolunda gitmeyince…

Hep ortaya çıkan 'bir bilen'

Alaattin Yüksel

***

Yıldız Tarihi; Ocak 2005…

CHP, 13'üncü Olağanüstü Kongresi'ni yapıyor…

Deniz Baykal'ın karşısında…

Şişli Belediye eski Başkanı Mustafa Sargül ve…

İstanbul Milletvekili sanatçı Zülfü Livaneli var…

O sırada…

CHP'nin İzmir Kalesi, işadamı Alaattin Yüksel'e emanet…

Aslen Manisa Salihlili…

'68'liler Harekatı'nın önde gelen isimlerinden…

2001 ve 2003 yıllarında iki kez üst üste…

CHP İzmir İl Başkanı seçilmiş…

Bi'de hala kırılamayan rekoru var…

2002 seçimlerinde…

İzmir'den Ankara'ya 8+8…

16 CHP milletvekili yollayan il başkanı…

Heyecanlı, iddialı, azimli…

Tutuyor, Kurultay'dan önce Zülfü Livaneli ile…

El ele veriyor…

41 muhalif milletvekiliyle…

Livaneli'nin arkasında duruyor…

Doğal olarak Deniz Baykal'ın şimşeklerini çekiyor…

Kurultay'a dört gün kala…

Livaneli adaylıktan çekiliyor…

Bunu yapmakla kalmıyor, CHP'den de istifa ediyor…

Giderken de…

'CHP bitti, halk CHP'nin üzerine çarpı koydu…' diyor…

Peki…

N'apıyor, CHP İzmir'in İl Başkanı Yüksel?

Şok'u üstünden atıyor, inandığından ödün vermeden…

Muhalefete devam ediyor…

Ancak…

Baykal, kavgalı Kurultay'ı kazanıyor…

***

Deniz Baykal'a göre…

Artık…

'Çoban Ateşi'ni yakan İzmirli Alaattin Yüksel'in…

Defterinin dürülmesi gerekirdi…

Gereğini yerine getirdi…

Faks emriyle Yüksel'i İzmir'deki görevinden aldı…

CHP'nin İzmir il başkanı…

Başına geleni Küba seyahatinde öğrendi…

Ortalık allak-bullak oldu…

Yüksel, havalimanında parti lideri gibi karşılandı…

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Kocaoğlu'nun…

O gece arkadaşını korurken söylediklerini unutmak mümkün mü?

'Böyle başarılı ve kıymetli insanlar bu şekilde görevden alındığı müddetçe, CHP içinde kurultay sonrasında hepimizin sağlamak istediği dirlik, beraberlik ve iç çekişmelerden sıyrılıp iktidara yürüme arzusu ile çalışmalarımız güç kaybedecektir… Alaattin Yüksel, İzmir'in çok başarılı il başkanı olarak gönüllerde kurduğu tahttan hiçbir şey kaybetmeyecektir…'

Yüksel'in görevden alınması…

O günlerde 'CHP'de kıyım' olarak yorumlandı…

***

Yılmadı Alaattin Yüksel…

Baykal'a karşı muhalefet bayrağını açtı…

'Teslim olmayacağız…' dedi ve…

'Deniz bitti, kara göründü…' sloganıyla…

Karşı atağa geçti…

Fakat ne ilginçtir ki…

Büyük çabayla İzmir'den seçtirdiği o günlerin 16 vekilinden…

Sadece biri yanındaydı…

Acıklı di'mi?

***

Beş yıl sabretti Alaattin Yüksel…

İşine gücüne baktı…

Yine de bir gözü CHP'nin üstündeydi…

Aziz Kocaoğlu'ndan hiç kopmadı…

2009 Yerel seçimler öncesi…

Deniz Baykal'ın, 'Bakalım İzmir'in reisi kim olacak? Kadın mı olacak erkek mi olacak?' dediği günlerde bile…

Büyük öfke yaşayan Aziz Bey'in yanından ayrılmadı…

Sonuna kadar destek verdi…

***

Kadere bakın ki…

Birdenbire 'Kaset Olayı' patladı…

Deniz Baykal, 10 Mayıs 2009'da istifa etti…

Bugünün CHP Lideri Kılıçdaroğlu…

Önce 'İstemiyorum…' dese de…

22 Mayıs'taki Olağanüstü Kurultay'a tek aday olarak girdi…

CHP'nin '1 Numaralı' koltuğuna oturdu…

Hikayenin 'esas oğlanı' Alaattin Yüksel…

O Kurultay'da Parti Meclisi üyesi seçildi…

CHP MYK'sında yer aldı…

Çok çalıştı, Genel Başkan Yardımcılığı görevlerine geldi…

12 Haziran 2011'de İzmir Milletvekili seçildi…

Kendini yeniden CHP'ye adadı…

Kendi isteği ile yeniden milletvekili adayı olmadı…

Ama CHP'de işler iyi gitmiyordu…

Kılıçdaroğlu, girdiği her seçimi kaybediyordu…

Ve… 24 Haziran geldi çattı…

***

Dün ne olduysa bugün de o oluyor…

24 Haziran'ın hemen ardından…

Seçimde yüzde 22 küsurda kalan CHP'yi görüp…

Muharrem İnce'nin Cumhurbaşkanlığı adaylığındaki…

Müthiş performansına tanık olduğumuzda……

Önce Alaattin Yüksel patladı…

'Bu kadar yeter…' dedi…

Çok deneyimli siyasetçi olduğunu bir kez daha kanıtladı…

Seçimlerinden sadece 48 saat sonra…

'CHP'yi kurtaracak' formülü…

26 Haziran sabahı 'Sonsöz TV'nin canlı yayınında seslendirdi:

'Genel başkan parlamentoda, Muharrem İnce değil… Sistem böyle… Kendisi mecliste olduğu için grubunu bizzat yönetebilir… Belki Muharrem İnce'yi de partinin genel başkanı olarak değerlendirelim diye düşünebilir. Bunlar yüksek sesle benim düşündüğüm şeyler…'

İnanılacak gibi değil ama gerçek!

Tam altı gün sonra…

Muharrem İnce, Kemal Kılıçdaroğlu ile yaptığı görüşmenin ayrıntılarını dile getirirken ne dedi?

'Ben genel başkan olayım, kendisi de onursal genel başkan olsun… Abi-kardeş ilişkisi içinde o grup başkanı olarak parlamentoyu, ben de partiyi yöneteyim; Türkiye'nin dört bir yanını dolaşayım…'

***

Dün (2005) ile bugün CHP'de ne kadar benziyor di'mi?

Üstelik hikayenin özünde…

Hep bir İzmirli biri var…

Tanıyorsunuz, adı Alaattin Yüksel

Son önerisini yine 'Ege'de Sonsöz' de açıkladı:

'Bu saatten sonra genel başkanın aday olacağını sanmıyorum… Kurultay kararını alır, kendisi genel başkan adayı olmaz…'

***

Farkında mısınız?

Alaattin Yüksel ne kadar çok seviyor…

'Çoban Ateşi' yakmayı!

Bakalım CHP'de noterden tasdikli imzalar havada uçuşurken…

Hafta başında bu iş nasıl sonuçlanacak?

Ah, az daha unutuyordum…

Alaattin Yüksel'e göre, imza sayısı 700'ü geçer!

Sonsöz: 'Yürüyebildiğin kadar yürü ki; koşabilmen için nedenin olsun… / Zata…'