Hz. Peygamberimiz, Hz. Ömer'i bir şeyler yazarken görünce, ne yazıyorsun diye sormuş. O da, 'Sizin çeşitli konulardaki görüşlerinizi-düşüncelerinizi yazıyorum' deyince, Hz. Peygamber; 'Derhal onları yakın. İslam Dininin tek kaynağı Kur'an dır' demiş ve Hadislerin yazılmasını yasaklamıştır…
Vefatından 200-250 sene sonra, kutsal dinimizin içine 'İktidar-Mezhep-Kabile-Maddiyat' mikropları sokulmasıyla, on binlerce uydurma hadis yazılmış, parçalanma-bölünme başlamıştır.
Bundan sonra ise çeşitli Tarikatlar-Cemaatler ortaya çıkmış, bunlar birbirine düşman olmuşlar, biri diğerini yalancılıkla-ahlaksızlıkla-dini çarpıtmakla suçlamış ve birbirlerini öldürecek kadar ayrışmışlardır.
Bu genel bilgiden sonra günümüze gelirsek;
Günümüzde bazı cemaatler-tarikatlar; Bankacılıktan-Borsaya, Otelcilikten-Uluslararası Faizciliğe, Eğitimden-Dershaneciliğe, İnşaattan-Sanayiye kadar birçok işkolunda faaliyet gösteren ticari işletmelere dönüştüler.
Özellikle AKP'nin 10 yıllık iktidarı süresince, hem devlet kadrolarını elemanlarıyla doldurdular, hem de özellikle 'Parasal' konularda ciddi yasal destekler-korumalar aldılar ve daha da zenginleştiler..
Cemaatler-Tarikatlar çok organize kuruluşlardır. İnanmış az sayıdaki insanla çok iş yapmayı, kalabalık görünmeyi, çok ses çıkarmayı iyi bilirler. Her birinin başında 1 tane patron vardır. Her şeyin sahibi odur. O ne emrederse tartışmasız kabul edilir ve derhal yerine getirilir.
Bunlar özellikle cahil, saf, inançlı insanlarımızı avlarlar ve kullanırlar.
Cemaati oluşturan temiz ve inanmış insanların, ne cemaat önderinin sahip olduğu bankasında ki faiz pazarından, ne işlettiği otellerde ki fuhuştan, ne bazı okullarını yabancı istihbarat örgütlerinin emrine verdiğinden, ne çan sesini Ezan sesine tercih edip yabancı ülkelerde Karun gibi yaşadıklarından, ne de Ay-Yıldızlı Türk Bayrağı yerine çok yıldızlı bayraklara taptığından haberleri yoktur. Onlar sadece inanmışlardır, Önderlerini de kendileri gibi zannederler ve kendilerinden ne isterlerse onu severek verirler!..
Cemaat ve Tarikatların vazgeçilmez özellikleri 'Gizliliktir.' Milyarlarca dolar servetlere sahip bulunmalarına, son model ve çok lüks onlarca arabaları, Saray gibi evleri olmasına rağmen devlete tek kuruş vergi vermezler.
Servetlerini nereden bulduklarını açıklamazlar. Vatandaşının ensesinde boza pişiren devlet bu cemaat-tarikat baronlarını denetlemez. Gariban bir seyyar satıcı bile devletine vergi verirken, bunlar kendi cemaatlerini oluşturan kişilerin kanlarını emmeye devam ederler…
Ertuğrul Özkök, bugünkü Türkiye'de etkili olan cemaatin nüfusunun 10 Milyon mu olduğunu sormuş . Cüneyt Özdemir ise bu rakamı Amerikalı bir profesörün yazdığı kitaba dayanarak, 7-10 Milyon kişi olarak bildirmiş !...
Niyetleri cemaatin propagandasını yapmak ama verdikleri rakamlar tamamen palavra. Tıpkı cemaatin gazetesinin günde 1 Milyon adet sattığı iddiaları gibi. Gazetenin bayi satışı 20 bin civarı, gerisi abonelere elden satış imiş, bu da tamamen palavra.
Size ilginç bir örnek vereceğim:
Cemaat iki adet filme destek verdi. Bunlara tüm güçleriyle reklam desteği verdiler, ücretsiz otobüslerle müritlerini taşıdılar. Okullarını zorunlu olarak bu iki filme gönderdiler.
Bakalım sonuç nasıl oldu;
Filmlerden biri, Fethullah Gülen'in hayatını anlatan 'Eşrefpaşalı' , diğeri ise Said Nursi'nin hayatını anlatan 'Hür Adam'. Bu iki filmin ilk üçer günlük izlenme rakamlarına bakalım;
Eşrefpaşalılar: 218.246 kişi + Hür Adam: 239.176 kişi Toplam: 457.422 kişi
Tüm organize grup çalışmalarına, televizyon ve gazetelerde haftalarca yapılan reklamlara, ücretsiz ve zorunlu taşımalara rağmen bu iki filmi, ilk üç günde toplam 457 bin 422 kişi izlemiş…
'Recep İvedik' isimli komedi filminin iki adedini, ilk üç günde kaç kişinin izlediğine gelince;
Recep İvedik(2): 1.209.000 kişi + Recep İvedik(3):1.153.000 kişi Toplam: 2.362.000 kişi
İnsanların kendiliğinden gittikleri iki komedi filmine ilk üç günde, 2 milyon 362 bin kişi izlemiş.. Tam 5 katı…
Şimdi böyle mukayese olur mu diyenler çıkacaktır.
*Birinin nüfusu 7-10 milyon, diğerinin de en az onun kadar olduğu iddia edilen cemaatlerin nüfusları gerçek olsa, cemaatlerinin kurucularının başrolde olduğu bu iki filmi, milyonlar izlemez miydi?
*Bayide 20 bin satan gazetenin, elden bedava dağıtılarak, '1 Milyon' satıyor denmesini için her gün milyon liraları sokağa atan cemaatler, bu filmlerin
'en çok izlenen' filmlerden olması ve sinema tarihine geçme fırsatını kaçırırlar mıydı?
Bu saklı-gizli cemaatler sanıldığı gibi kalabalık ve güçlü değildirler. Bunların yöneticileri sadece 'iyi pazarlamacıdırlar…'
Gerçek bir 'Milli İktidar' işbaşına geldiğinde bunların balonu da çok çabuk sönecektir ve gerçek yüzleri Türk Milletine anlatılacaktır.
Bu gizli cemaatler kendilerinin 'Demokrat' olduğunu savunurlar. Bazı saflar da bu palavralara inanırlar. Pozitif Hukuktan, Cumhuriyetten, Laiklikten, çağdaşlıktan nefret eden ve Şeriat Hukukunu savunan bu kişiler eğer demokrat iseler, ben de uçak gemisi olmadan ay'a uçarak giden ilk Türk Astronotuyum değerli okurlar !...Bu cemaatler, faşist diktatörlüklerdir. En tehlikeli diktatörlük 'Dini kullanan diktatörlerdir..'
Dini Diktatörlükler, hem düşünceyi, hem bedeni, hem dili, hem de günlük yaşamı kontrol eden faşist yönetimlerdir. Herkes, özellikle gençler çok dikkatli olmalı ve yerini belli etmelidir…