'Koca Lefter'i, futbolumuzun 'Ordinaryüs'ünü uğurlarken, koyu bir Beşiktaşlı ve Altaylı olarak, O'nu saygıyla andığımda, 'Camia' olmak ile 'Cemaat' olmak arasındaki önemli farkı da tekrar hissettim.
Sözlüklerde Cemaat; Bir imamın arkasında namaz kılanlar, insan toplulukları, bir mezhepten oluşan topluca halk. Camia; sadece 'topluluk' olarak açıklanır.
Yani iki kelime de insan topluluklarını ifade etmektedir. Ama birinde 'inanç ve çıkar bağı' diğerinde ise 'değer bağı' vardır. Başka bir deyişle cemaat dini, camia ise laik bir topluluktur…
Camiayı oluşturan insanlar arasında esas olan din bağı değil, o insanları bir araya getiren ortak değerdir. Bu nedenle camialarda, 'şeyh hazretleri' veya 'hocaefendi' denen ve eteği öpülen, kerameti kendinden menkul, kul oldukları unutulmuş kişiler yer almaz.
Camialarda, o topluluğun ortak değerlerinin kahramanları, hizmetkarları, emek verenleri ön plandadır.
Cemaatlerdeki gibi birbirini kayırma, önce güç kazanmak için başlayan, daha sonra tek hedef haline gelen, parasal kaynaklara el koyma operasyonları falan olmaz. Tek amaç ortak değerdir. Birlikte gülünür, birlikte ağlanır ama başka değerleri paylaşanlarla kıran kırana güç mücadelesine girilmez.
Tam tersi, camialar birbirine hoşgörü ile bakarlar. 'Çarşı' grubunun o muhteşem esprilerini takdir etmenin ötesinde, birbirlerine yollayan ve dağıtan Fenerliler, Galatasaraylılar, Trabzonlular, Bursalılar gibi…
Türk futbolu bugün, tarihin en büyük sınavını vermektedir. Türk futbolunun nüvesini oluşturan ve yüzyılı aşkın bir süredir büyük fakat saygılı bir rekabet ortamını sürdüren takımlarımızın arasına atılan nifak tohumlarının temelinde, işte bu saygın camialara sızmaya, hatta bu camiaları kendilerine dönüştürmek isteyen cemaatler vardır.
Bu cemaatler, Türkiye'de parasal rant olduğunu düşündükleri her yere el atmaktadırlar.
İlk önce birkaç futbolcuyu yanlarına alarak başlattıkları bu ele geçirme operasyonu, komik komplolarla ama ne acıdır ki devlet içinde etkiledikleri güçlerle bugüne gelmiştir.
Bu operasyonlar sonucunda, cemaatler, bu camiaları da ele geçirebilirler ama o zaman ne çarşı grubu ne büyük Fenerbahçe camiası ne ultra aslanlar, ne timsahlar ne de Trabzon camiası kalacaktır ortada.
Türk futbolu, ne Lefterler, Baba Hakkılar, Metinler, Hamiler yetiştirecek ne de, hani o cemaatlerin ağzını sulandıran para kaynağı olacaktır. Daha şimdiden ülkemizde futbola gösterilen ilgi azalmaya başlamıştır. Cemaatler denetiminde yürümez bu iş… Evet şimdilik bunlar birer para kaynağı ama bu iş, cemaatlerin hocaefendilerini aşar. Nasıl ki Fenerbahçeli, Beşiktaşlı, Galatasaraylı olmayı bir tarikat haline sokamazsanız, dini bir cemaati de Fenerbahçelileştiremezsiniz.
Türk futbolunun üstünden cemaatler elini çekmelidir. Çeksinler ki bu camialar, kendi değerleri içinde daha da büyüsünler. İçlerinde yaşattıkları sevgi bağları, yüce vefa duygularıyla bu halkın erdemlerine erdem katsınlar. Bıraksınlar Türk gençliği, dinamizmini sporla yaşasın. Bıraksınlar sağlıklı nesiller yetişsin.
İlla da para kaynağı aranıyorsa, Hamburg'un liman mahallesine, Londra'nın Soho'suna, Amsterdam'ın Kırmızı Fenerli Sokağına ya da Abanoz Sokağına gitsinler. Nasılsa oralarda büyük paralı işler dönüyor.
Bunlarla uğraşsınlar ama tertemiz Türk Gençliğinden ellerini çeksinler…
Güle güle 'Koca Lefter'…