Padişahın hemen sağında, ’“Darüssaade Ağası’”, solunda ise, ’“Silahtar’” bulunurdu. Herkesin duracağı yer ve söyleyeceği sözler belli idi. Yoksulluk ve yokluk içindeki zavallı halk bu törenleri izler ve sanki o atın üstünde, o zenginlik içinde olan kendisi imiş gibi çılgınca alkışlardı!...
2010 yılında Başbakan Erdoğan’’ın Bayram Alayları, şanlı geçmişimizden farklı olarak tam da ’“İleri Demokrasi’” konseptine uygun olarak yapılıyor.
Bu yıl ki Kurban Bayramı Alayı da şanlı geçmişimize yaraşır bir zenginlikte oldu.. Atların yerini son model koruma arabaları, motorlu polisler, trafik otoları, sinyal kesici Jammer otoları almıştı. Padişahların 50-60 atına karşı, Başbakanın 50-60 otosu bayram alayını oluşturuyordu.
Öncelikli görevi, ecdat yadigarı varlıkları korumak olan ’“Vakıflar Genel Müdürlüğü’” , babasının parasını harcayan şımarık zengin çocuklarının hovardalığıyla tüm gazetelere tam sayfa ilanlar verdi. Milyonlarca lira tutan bu ilanlarda Başbakan’’a ve Bülent Arınç’’a teşekkür ediliyor ve Sultanımızın pardon Başbakanımızın Bayram Namazı için, restorasyonu tamamlanan Süleymaniye Camisini şereflendireceği milletimize bildiriliyordu.
Başbakanımızın hemen sağında, ’“Darüssaade Ağası Hayati Yazıcı’”, hemen solunda ise ’“Silahtar-Vali ve Emniyet Müdürü’” bulunuyordu.
Laik Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Erdoğan, Bayram Namazını yandaş televizyonlardaki canlı yayında kılarken tüm İslam alemi de onu seyretti!.. Bayram namazından sonra Başbakan, caminin içinde bayramlaşma töreni yaptı ve cami avlusunda toplanan kalabalığa hitap etti.
Bir gün önce de, restorasyonu 11 yılda, 19 Milyon TL harcanarak yapılan ’“Mihrimah Sultan’” Camisini açarken şunları söyledi; ’“Mimar Sinan’” bu camiyi 3 yılda yapmış, ama biz restorasyonunu 11 yılda yapabiliyoruz. Fark bu. Ne yazık ki ileri gitmiyoruz, geri gidiyoruz. İleri gitmek için şimdi azimli bir adım atıyoruz. O da Anadolu Yakasında sıfırdan(elden düşme değil, yeni-daha çok oto komisyoncuları bu tabiri kullanır) böyle bir Süleymaniye Camisini bitirmek istiyoruz’”.
Başbakan Erdoğan çok doğru söylemiş, gerçekten geriye gidiyoruz. Yalnız bu gerilemeyi bir tane Süleymaniye yapsak durduramayız, hoş onu da yapabilir miyiz bilemiyorum’…
Gerçekten geri olduğumuz bazı konular var. Bunlar;
*Türbanı daha İlkokula bile indiremedik, bu konuda İran’’dan geride kaldık.
*Hala başı açık gezen, çalışan, otomobil kullanan, karma eğitimde kız-erkek karışık okuyan eğitim sistemimiz var, Afganistan’’dan geride kaldık.
*Erkekler olarak rezil durumdayız, hala 4 kadın almayı serbest bırakamadık, bu konuyu yasaya bağlayan Barzani’’den çok geride kaldık.
*Yolsuzlukta 190 ülke içinde 60. Sıradayız. 130 ülkenin gerisinde kaldık.
*Adamlar Deniz Feneri e.v davasını açtılar, yargıladılar, hırsız ve dolandırıcıları 5 yıl için cezaevine attılar, ikinci davayı açacaklar, biz hala bir yıldır soruşturmayı tamamlayamadık. Almanların gerisinde kaldık.
* Cezaevlerinde bulunanların yarıdan fazlası ’“tutuklu’” kişilerden oluşuyor. Tutukluluk, artık ’“Yargısız İnfaza’” döndü. Tüm demokratik ülkelerin gerisinde kaldık.
* En çok sayıda gazeteciyi içeri atarak, Suriye’’nin bile gerisinde kaldık.
Bunları daha da çoğaltmak mümkün. Fakat ben bunun çaresini biliyor ve açıklıyorum. Başbakan civanım delikanlımıza bir çeşit kıyak yapalım, ’“bayram harçlığı’” misali’…
Başbakan Erdoğan’’ın bu ’“İleri Demokrasi’” sisteminin adını derhal değiştirmesi gerek. Baksanıza ileri dedikçe, devamlı olarak geriye gidiyoruz. Açılım uzmanı AKP Hükümeti ’“Açılımcı Geri Demokrasi’” paketini açtığı takdirde jet hızıyla ilerleyeceğimiz garantidir.
Bu sefer de ülkeyi durdurmak zorlaşacaktır ama izninizle onu da, AKP Hükümetinin ’“Başmüzakerecisi’” Apo’’ya sorsunlar. Adamın bir kuş sütü eksik, bize selam bile vermekten korkan AKP her işini İmralı’’ya danışır hale geldi. Ülkeye fren yaptırmayı da, bu konunun uzmanına sorsunlar.
Bu bayramlık benden bu kadar’…
