EGEDESONSÖZ – İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay, ANKA canlı yayınında yaptığı açıklama ile İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanmasını, CHP’de bugün yapılan cumhurbaşkanı adaylığı ön seçimini ve sokaklarda protesto eylemlerini değerlendirdi.
Başkan Tugay şunları söyledi:
Bugün Ekrem Başkanın cumhurbaşkanlığı adaylığı konusunda bir ön seçim oylaması yapıldı. Genel merkezimiz halkın önüne de bir dayanışma sandığı koyalım dedi. Hem üyelerimiz hem vatandaşlarımızdan her yerden gelen haberlerden görüntülerden anlıyoruz ki inanılmaz büyük bir ilgi gösteriyorlar bu oylamaya ve her yerde adeta izdihamlar var. Pek çok yerde oy pusulalarının bittiği söyleniyor. Tahmin edilen çok daha üzerinde katılım olduğu için ve tabi itirazlar protestolar devam ediyor, edecek gibi görünüyor. Bir de yargı sürecinde iddialara baktığınız zaman, yasal ve hukuki dayanaklardan yoksun bir yargılamanın ve suçlamanın olduğunu düşünüyoruz ve öyle görünüyor. Bunun sonucunda bu kadar ağır bir karar verilmiş olması İstanbul gibi dünya metropollerinden birisinin çok başarılı belediye başkanının görevden uzaklaştırılmış olması Türkiye’de hukukun, adaletin, demokrasinin sorgulanmasına neden oluyor. Aslında uzun zamandır yaşıyoruz. Uzun zamandır biriken pek çok konu var. Bu adaletsizliklerin de bir tanesi insanların yoksullaşması, işsiz kalması. Emeklilerin pek çok açıdan ihtiyaçlarını karşılayamaması gibi. Alanlarda kendini gösteriyor. Üniversitelerde okuyan gençler geleceklerinden umutlu değiller. Türkiye’deki durumun kendi özgürlüklerini kısıtlayan, gelecekte burada özgür ve güven içerisinde bir yaşamın olmayacağı şekilde bir duygu ve düşünce içerisindeler. Ondan dolayı belki en çok gençlerin itirazlarını görüyoruz. Ben toplumun bu tepkisini çok doğru ve sağlıklı buluyorum çünkü Anayasanın giriş kısmında Türkiye’nin bir demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti olduğu yazar ve ardından derki bunun anlamı ve önemi halka teslim edilmiştir, halkın teminatı altındadır. Dolayısıyla halkın Türkiye’nin demokrasisi bu şartlar altında tüm bireyleriyle sahip çıkmak görevidir . Yani herhangi bir kimse ben Türkiye’nin demokrasinin sahip çıkma konusunda kendimi görevli hissetmiyorum diyorsa bilsin ki önce Anayasa’nın o hükmüne uymuyor. Onun dışında kendi çocukları dahil bu toplumun bütün çocuklarının bütün gençlerin geleceğini önemsemiyor demektir: Bir yerde hukuk yoksa, adalet yoksa, demokrasi yoksa, insan hakları yoksa orada kalkınma da olmaz, orada zenginleşme de olmaz. Bir an önce Türkiye’nin bu bilinci kavuşması lazım tüm bireyler ile beraber. O yüzden bugün bu protesto eylemlerine oturduğu yerden haksızca, adaletsizce yargılayan insanlar bu konu üzerinde lütfen tekrar düşünsünler. Bu kadar çok insan bu itirazı dile getiriyorsa bunun anlamını anlamaları gerekir. Kendilerine birilerinin pompaladığı, onların ön yargı sahibi olmasını istediği, o hatalı kanaatleri bu kadar kolay sahiplenmeliler. Neden insanların buna itiraz ettiğini bir kez daha düşünmeliler. Hiç bir suçu olmayan insanlara böyle suçları isnat edildiği zaman her söylenin de mutlak doğru olmayabileceğini de hesaba katmalılar ve bence her vatandaş Türkiye’nin demokrasisine sahip çıkma konusunda üzerine düşen bilinci ve üzerine düşen görevi tekrar hatırlamak zorunda. Böyle günlerden geçiyoruz. Ekrem Başkan ve diğer başkanlar adına onların siyasi yol arkadaşı olarak gerçekten üzgünüm ama şuna inanıyorum bu mücadele bitmeyecek, biz de bitirmeyeceğiz ve sonuçta mutlaka ki olması gerektiği doğrularla sonuçlanacak. O gün biz görevimizi yapmış olacağız. Umuyorum Türkiye’de aydınlık ve geleceği bu mücadeleler sonucunda kazanacak ve asla kaybetmeyecek