Oktay GÜÇTEKİN / EGEDESONSÖZ – İMEAK Deniz Ticaret Odası İzmir Şubesi Ocak ayı olağan meclis oturumunu gerçekleştirdi.
Sözlerine global süreci değerlendirmekle başlayan DTO İzmir Şube Başkanı Yusuf Öztürk, “Global piyasalar istikrar görüntüsü veriyorsa bunun sektörümüze yansımasını beklemeliyiz. Ülkemizin 3 tarafı denizlerle çevrili. Dış ticaretimizin geliştirilmesi, ekonomimizin dışa açılarak dünya ekonomisi ile birleşmesi için denizcilik sektöründe önemli rol oynadığı yadsınamaz. Deniz taşımacılığındaki taşıma fiyat endeksi 790 puana geriledi. Bunda gelen değişiklikler küresel arz ve talebi belirliyor. Küresel ekonomik yavaşlama bir talep daralması. 2024’de dalgalı seyir izleyen piyasa, 2025’te de baskı altında kalacak gibi gözüküyor. Jeopolitik olaylar ve politika değişikliği küresel deniz ticaretini önemli ölçüde etkiliyor” diye konuştu.
'TAKSİ VE SERVİSLERDE OLDUĞU GİBİ'
Seferihisar Kaymakamı Mehmet Şerif Olçaş’ı ziyaretleri hakkında bilgi veren Öztürk, “Seferihisar Kaymakamı'nı ziyaret ettik. Bunun ana nedeni. Gerçekten gereksiz bir yığılma var. Gereksiz bir arz var. Bu deniz turizminde daha net görürüz. Sektörün gerek işi bu olmayan ancak bir arayış içinde olan birçok yatırımcı ya da girişimcinin en kısa yoldan yapabileceği iş olarak gördükleri deniz ticaretine girmek. Bir tekne alarak tur teknesi ya da dalış teknesi yapmak... Bir çok teknemizde gerçekten çok yaşlı. Bana göre standartların dışında olan çok bir çoğu da sigorta yaptıramıyor diye biliyorum. Kaymakamı ziyaretimizdeki en önemli konu Seferihisar bölgesindeki arz fazlalığı. 70'e yakın tekne var. İnanılmaz bir rakam. o kadar turist ya da günü birlik var mı diye baktığımızda yok. Teknelere bakım yeteri kadar yapılamıyorken sahipleri üzerinde zaten mevzuattan kaynaklı yükümlülükler var. Bölgede pilot bölge olarak değerlendirilen bunu sınırlandırılması yapılabilir mi diye düşündük. Burada sınırlandırabilirsek Çeşme gibi bölgelerde böyle yapılanmalar olması gerektiğini düşünüyorum. Bugün taksi plakası servis plakasını konuşabiliyorsak piyasanın arz talep dengesini göz ardı etmeden bunların önüne geçebilmemiz lazım Önemli olan ticaretin dönmesi değil iyi bir ticaretin yapılabilmesini çevremizin korunmasını sağlayabilmek. Ege bölgesinde barınma ile ilgili problemin olduğunu biliyoruz. Bu sorunun bir çoğunu turizm işletme belgeli yerler belediye işletmesi altında. Yolcu indirme bindirme güvenliğini olmadığı bölgeler bile var. oralarda hizmet vermeye çalışan teknelerin marinalardan yararlanması gerektiğini düşünüyoruz. Anka marina fiyatları günübirlik tekne sahiplerine çok uymuyor. Kaymakam bey ile güzel bir görüşme yaptık önerilerini dinledik bir takım önerilerde bulunduk. Önümüzdeki günlerde belli şartlar getirebiliriz. Barınma yeri göstermeyen ya da sözleşme yapmayan teknenin tekrar o bölgede çalışmasını nasıl engelleriz diye konuştuk" dedi.
TURMEPA ile ilgili eleştirilerde bulunan Öztürk, “Öz eleştiri yapmak istiyorum. DTO olarak yönetim kurulunu aynı şekilde devam ediyoruz. Yanımızdaki takıma arkadaşlarımız var içlerinde profesyonel olan arkadaşlar bununla ilgili elinden geleni yapıyor. Deniz temiz konusunu işlenmesi küçük yaştaki çocuklarımıza bu günden deniz temiz meselesinin anlatılması ile ilgili birçok çalışma yapıyor. Geçtiğimiz günlerde büyük bir çabayı gördünüz sunumda. Bizde elimizden geldiğince destek olmaya gayret gösteriyoruz. Genel Kurul yaptık sadece birkaç kişi katıldı. Bir yerde bir yanlışımız var sanırım. Bugün İzmir Körfezi'nin kirliliği veya nasıl temizleneceği, ya da körfezdeki yeni projeler konuşuluyor. Hepimizin ana amacı yaşadığımız şehri en iyi şekilde temiz kalabilmesi. Körfez temiz olmalı ki marinalar yapılabilsin. Teknesini kimse deniz temiz değilse iyi bir hizmet almadığı sürece getirmez. Ancak İzmir’in böyle bir şeye ihtiyacı var. 3 kişi ile genel kurul yapmak doğru bir şey değil. Biz denizcilerin ekmek kaynağı bu. Olabilen herkesin TURMEPA'ya üye olması lazım. Binin üzerinde gönüllümüz var hiçbir burada değil. Her yerde mavi bayrak var ancak mavi bayraktan eser yok” diye konuştu
KAN KAYBEDİYOR
İzmir Limanı hakkında konuşan Öztürk, “İzmir Limanı'nın özelleştirilmesi ne olacak diye soruluyor. Bakanımız açıkladı görüşmelerin sonlandırıldığını. Sıradaki talipli olursa ne ala. Çok doğru bir şey. Biz çoğu zaman yönetim olarak devletin bazı noktalarda işin içinde olması gerektiğini düşünüyoruz. Özellikle liman konusunda. Son 2 liman devlete ait. Diğeri de Haydarpaşa. İzmir Limanı her gün kan kaybediyor. Rakamlar ortada. 261 bin TEU yapılmış. 900 bin TEU yapmış bir limandı burası. Devlet limanının çok önemli özelliği var. Tarife belirlemede bir kriter. Devletin belirlediği rakamlarla diğer limanlar kendini ayarlıyor. Bu ithalat ve ihracatçılarımız için önemli bir konu. Bu nedenle İzmir Limanı'nın şu anki durumu iyi bir şekilde devam etmiyor. Mersin Limanı aynı tarihlerde özelleştirildi. Singapurlu şirket aldı şu an 1 milyon 880 TEU’yu geçiş durumda” dedi.
YUVARLAK MASA ÇALIŞMALARI GERÇEKLEŞTİRİYORUZ
Kruvaziyer süreci ile ilgili konuşan Öztürk, “İl Kültür ve Turizm müdürümüz yeni atandı. Kendisi TIP doktoru ancak iyi ilişkiler sağladık. Kruvaziyer turizmini İzmir’de daha iyi noktaya getirilebilmesi için çalışmalar yapıyoruz. Agora ile ilgili çalışmalar, Taksicilerle ilgili konularla ilgili çalışmalar yapıyoruz. Güzel bir kurul oluşturuldu. Esnaf ve sanatkârlardan da taksiciler odasından da var. Her şeyi açık açık konuşuyoruz. Yeni sezondan maalesef beklentilerimiz az. Ancak eksik kalan ya da yanlış hangi noktalar varsa onları düzeltme çabası içindeyiz. Sayın Valimizi de bilgilendiriyoruz bu konuyla ilgili. Hep beraber yuvarlak masa çalışmaları gerçekleştiriyoruz” diye konuştu.