Başlığa bakıp da…

Bu cümle bana ait sanmayın!

Aziz Bey coştu, kükredi ve…

Kaşlarını çatarak…

Dün Menemen'den şöyle seslendi:

'Büyükşehir aday adaylarının bazıları beni gagalamaya çalışıyor… Bu taş uzaktan da en yakından da geliyor… Yahu kardeşim ben gitmişim! Benim en son burada bir gücüm varsa beni yanına al çalıştır… Siyaset kitabında, aritmetiğinde böyle bir şey yok… Bu ne çılgınlıktır!'

Sonra…

Ders verir gibi sözlerine devam etti:

'Cevap vermiyorum… Hepsine veririm de İzmir ve partim için vermiyorum... Ama benim de ne adam olduğumu burada herkes bilir… Eğer kantarın topuzunu kaçırırlarsa ondan sonra vay halimize!'

***

İzmir'in 15 yıllık 'Koca Başkan'ı…

'Beni gagalıyorlar…' diyorsa…

Bu haberdir…

Ayrıca…

Herkes merak eder doğal olarak…

Eğer Aziz Bey'i, konum olarak 'Koca Çınar' olarak kabul edersek…

Acaba kim bu heybetli ağacı…

Gagalayan 'ağaçkakanlar'?

***

Bilmeyen çıkmaz ama…

Biz yine de ansiklopedik bilgi verelim…

'Ağaçkakan'

Ağaçların kabuklarını gagalayarak…

Altlarında gizlenmiş tırtıl ve böceklerle beslenen…

Sivri gagalı kuş türlerinin ortak adı…

Renkleri(!) çeşitlidir…

Boyları cinslerine göre farklılık gösterir…

Çok ürkek(!) oldukları için…

Tenha(!) yerleri kendilerine mekan seçerler…

Sıçrama(!) yetenekleri çok güçlüdür…

Önce gagalarıyla ağaç gövdesine belli aralıklarla vururlar…

Yansıyan sesleri dikkatle değerlendirerek…

Kabuğun hangi noktasında tırtıl bulunduğunu keşfederler…

Böylece boşuna(!) delme zahmetinde bulunmazlar…

***

Aziz Kocaoğlu'nun suçlaması çok açık:

'Büyükşehir aday adaylarının bazıları beni gagalamaya çalışıyor… Bu taş uzaktan da en yakından da geliyor…'

İnsan bir an şaşırıyor…

Şimdi burada yeniden hatırlatmaya gerek yok…

An itibarıyla…

CHP'den İzmir'den Büyükşehir aday adaylığı için…

Resmen başvuru yapmış, onay görmüş 11 isim var…

Bir o kadar da…

O koltuk için 'iç geçirip', resmi aday adayı olmaya…

Az buçuk 'cesaret' edemeyenler var!

Demek ki…

Aziz Başkan'ı (O'nun iddiasına göre) gagalayanların sayısı…

Yaklaşık 'iki düzine'nin içinde yer alan birileri!

Koca Başkan'a göre onların (artık kaç kişi iseler…) bu eylemleri…

'Çılgınlıkla' eş değerde!

***

Peki, o 'ağaçkakanlara' neden cevap vermiyor?

Cevap dümdüz:

'İzmir'e ve CHP'ye zarar vermemek için!'

Ama bir 'gözdağı' gelecek gibi görünüyor pek yakında!

Müdanası (korkusu) yok…

Kendisini gagalayıp, Ankara'ya laf taşıyan ağaçkakanlara inat…

Partisine zarif 'nokta atışları' yapmaya devam ediyor:

'Bu partide bir zamanlar en güzel slogan (Emek en yüce değer) demekti… Şu anda bu sloganı duyanınız var mı? O zaman biz emeği yüceltmek durumundayız…'

***

Bugün Cumartesi, kısa keselim 'Aydın Havası' olsun…

Kocaoğlu'nun bi'cümlesi daha…

'Beni gagalıyorlar' kadar hassas ve anlam yüklü…

'Ben yokum ama seçimi kazanacağım… O da benim boynumun borcu… İzmir'de seçimi kazanmak benim boynumun borcu…'

Bu ne demek?

Şu demek…

Dikkat buyurun lütfen:

'Seçimi (CHP) kazanacağız…' demiyor!

'Seçimi (ben…) kazanacağım…' diyor!

Ardından tarihin içinden süzülüp gelen bir 'özdeyiş' ile noktalıyor:

'Bu da benim boynumun borcu olsun!'

Olur olmaz yerde sık sık söyleriz de…

Bu 'yemin' kokan sözü de 'derin' anlamını bilir miyiz?

Açık hali şudur:

'Bir söz verilir ancak yerine getirilmez ise o insanın boynunda borç olarak tezahür eder ki, bu borçtan kurtuluşun tek çaresi o boynun vurulmasıdır!'

***

Önce 'İzmir için kendimi yakarım!' sözü…

Ardından…

'Seçimi kazanmak boynumun borcu' andı…

Koca Başkan fena halde kararlı…

Mesajı alamayan ağaçkakanların…

Vay haline!

Nokta…

Sonsöz: 'Dün akıllıydım, dünyayı değiştirmek istedim… Bugün ise bilgeyim, kendimi değiştirdim… / Hz. Mevlana…'