EGEDESONSÖZ –  İntegral Araştırma Şirketi Koordinatörü, Gazeteci Ümit Yaldız, SONSÖZ TV’de gündeme dair çok önemli değerlendirmelerde bulundu.

Gazeteci Fatih Yapar’ın programında CHP’deki cumhurbaşkanı adayı tartışmalarından Kemal Kılıçdaroğlu’nun yeniden genel başkan olma isteğine, MHP’den üç vekilin istifasına kadar geniş bir yelpazede konuları irdeleyen Yaldız, Ekrem İmamoğlu’nun ceza alması ya da siyasi yasaklı olması durumunda Özgür Özel’in Cumhurbaşkanı adayı olabileceğini öne sürdü.

CUMHUR İTTİFAKI ETRAFINDA HATA YAPILDIĞINDA O SÜREÇ BİR ŞEKİLDE YÜRÜTÜLÜYOR
CHP’deki hareketliliği, Cumhur ittifakında çatlak olduğu iddialarıyla ilgili görüşlerini aktaran Ümit Yaldız, şunları söyledi:

“Cumhur İttifakında bir çatlak mı var? Bu soru gündemde. Hem Devlet Bahçeli, hem de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, yaptıkları açıklamalarla bir çatlak olmadığını ifade ettiler. Çatlak yok dediler. İstifa eden üç MHP’li milletvekiliyle ilgili, altın kaçakçılığı mı var gibi sorular soruluyor. VIP salonundan kontrol edilmeden geçildiği için üç milletvekilinin altın kaçakçılığına karıştığı konuşuluyor. Türkiye’de altın fiyatlarının orantısız bir şekilde yükselişinden sonra bu yan yollara sapan, aranmadan VIP’den geçerek uçağa binen, uçaktan inen milletvekilleri ve birinci derece yakınlarının bu işlere karıştığı iddiası var ortada. Bu iddia tam olarak yalanlanmadı, doğrulanmadı da… Muhalefetten CHP’li 3 milletvekili böyle bir işe bulaşmış olsaydı, nasıl olurdu? Genelde Cumhur ittifakı etrafında hata yapıldığı zaman o süreçler bir şekilde yürütülüyor. Melih Gökçek’in istifası alınırkenki süreci hatırlayalım. Haklarında bir sürü iddia vardı. Hepsi unutuldu gitti. Dönemin Balıkesir, İstanbul Büyükşehir Belediye başkanlarıyla ilgili adli iddialar da vardı. Bu iddiaların hiçbiri adli ortama oturmadı. MHP’li milletvekilleri de MHP’den istifa ettirildi. Bu belki onlar için yeterli bir cezaydı. Belki adli bir sürece hiç şahit olamayacağız. Cumhur İttifakı tarafında çatlak olmadığına dair peş peşe açıklamalar var. Bu arada, ateş olmayan yerden duman çıkmaz diye de kadim bir atasözümüz var. AK Parti Milletvekilinin İstanbul seçimlerinden sonra söylediği gibi, bir şey olmasa da bir şey olmuştur mutlaka!”

"Türkiye'nin bir 'iç Kürt sorunu' kalmamıştır" "Türkiye'nin bir 'iç Kürt sorunu' kalmamıştır"

KILIÇDAROĞLU’NUN YENİDEN GENEL BAŞKAN OLMAK İSTEDİĞİ DOĞRUDUR
Kemal Kılıçdaroğlu’nun yeniden partinin genel başkanı olma istediğini, bu düşüncesinin hareketlerinden, söylemlerinden, sosyal medya hesaplarındaki paylaşımlarından çok net biçimde okunduğunu belirten Ümit Yaldız, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Kemal Kılıçdaroğlu, şu sıralar hem içeriye hem dışarıya meydan okuyor. Ankara’daki ofisinden bir süreci yönetiyor. İddiasını koruyor. İddiasını korumuyor olsa, CHP’nin onursal genel başkanı kıvamında Kemal abi formatında içeriye dönük yönetsel oyun kurucu gibi mesajlar verirdi. Şu bir gerçek ki, Kılıçdaroğlu, 5 Kasım kurultayındaki yenilgiyi hazmetmiş değil ve bunun bir rövanşını istiyor. Evet; Kemal Kılıçdaroğlu genel başkanlığı istiyor. Kılıçdaroğlu, seçim kazanamadı ama çok önemli işler de başardı. Altılı masa kavramı Türk siyaseti açısından önemli bir kavramdır. Adalet yürüyüşü dünya literatürüne girmiş bir şeydir. Fakat o son düzlükte ihtiraslarına kurban olup cumhurbaşkanı adayı kendisi olmak isteyince,  14 Mayıs yenilgisinin faturası da doğrudan ona çıktı. Bir taraftan da Özgür Özel’in o koltuğu doldurup doldurmadığı tartışması var. O koltuğu doldurmuş olsa, Kemal Kılıçdaroğlu neden gündeme gelsin ki. Özgür Özel, giydiği ceketle, söylediği bir cümleyle daha pek çok şeyle tartışılan bir isim. CHP’nin, Milli İstihbarat Teşkilatı’ndan destek istemesi ile AK Parti İl Başkanlığından destek istemesi arasında pek bir fark yok. Çünkü sonuçta MİT, Cumhurbaşkanlığına bağlı bir kurum. Böyle bakıldığında Özgür Özel o koltuğu dolduramıyor. Özgür Özel, o bir yıl içerisinde oturduğu genel başkanlık koltuğunu doldurabilmiş olsaydı, Kemal Kılıçdaroğlu Ankara’daki ofisinde kaygılardan uzak, ağabey formatında bir bilge kişi, onursal başkan kıvamında oturuyor olurdu. Dolayısıyla o koltuk doldurulamadığı için Kemal Kılıçdaroğlu iddiasını koruyor. Parti içinde Özgür Özel ile Ekrem İmamoğlu arasında bir problem var mı yok mu tartışmalarında, Kemal Kılıçdaroğlu, ister istemez bu iç denklemin önemli bir figürü haline geliyor. Kılıçdaroğlu ile kim uzlaşırsa, kurultayda öne geçme ihtimali olabilir.”

ÖZEL’İN KOLTUĞU DOLDURMASI İÇİN BİRKAÇ KURULTAY GEÇMESİ LAZIM
“Bir taraftan Ankara, bir taraftan İstanbul, bir taraftan Özgür Özel, bir taraftan Kemal Kılıçdaroğlu… Tüm bunları tek cümleyle özetlemek gerekirse, Cumhuriyet Halk Partisi için kurultay kaçınılmaz! Hemen kurultay, derhal kurultay! Kurultayda Özgür Özel yine kazanabilir de. İçerideki tartışmayı bir parça azaltacak olan da budur belki. Üç CHP’li bir araya geldiği zaman, “Ne olacak bu CHP’nin hali?” sorunun gittiği yer belli. Özel’in İmamoğlu ile arasında sorun mu var, Mansur Yavaş parti mi kurup cumhurbaşkanı adayı mı olacak?  Tüm bu konuşmaları CHP’de bitirecek olan şey, kurultaydır. Gerekirse, üç ayda bir, altı ayda bir kurultay yapsın CHP…  Özgür Özel’in o koltuğu doldurması, karizmatik bir lider olması, ancak bu şekilde mümkündür. Rüştünü ispat etmesi gerekir. Kemal Kılıçdaroğlu, genel başkan olduğunda, üç kurultay sonunda Muharrem İnce’yi yendikten sonra rüştünü ispat etmişti. Deniz Baykal, kaç kurultaydan sonra tartışmasız lidere dönüştü? Ana muhalefet partisinde koltuk tartışması bitmedikçe, CHP, halkın gündemine dönemez. Unutmayalım, Özgür Özel oraya atamayla geldi. İstanbul Büyükşehir Belediye başkanının öncülük ettiği o değişim grubunun belirlediği bir adaydır. Örgütten çıkıp bileğinin hakkıyla oraya gelmiş biri değildir Özgür Özel. Kemal Kılıçdaroğlu’nun genel başkanlık iddiasının canlı olmasının sebebi de budur. Belki Kılıçdaroğlu’nun iddiası, ikinci kurultayda bitecek. Ekrem İmamoğlu’nun partinin başına geçmesi, sorunları kökten çözecektir bence. Çünkü lider karizması, İstanbul Belediye Başkanında var.”

İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BAŞKANI İLE İSTANBUL KONUŞULUR
Ümit Yaldız, Ekrem İmamoğlu’nun her tartışmada muhatap olarak görülmesini de değerlendirdi:

“Şu anda siyasete liderlik eden cumhurbaşkanlığı makamıdır. Özgür Özel oraya kendini aday görmüyor ki. Belediye başkanıysanız, size sorulacak sorular bellidir. Konuşma alanınız, yetki sınırınız bellidir. İstanbul’u konuşursunuz. Türkiye Belediyeler Birliği başkanı olarak da bazı belediyelerin yaşadıkları sorunları konuşursunuz. Öcalan’ın meclise getirilmesi konuşuluyor. İmamoğlu bunu konuşursa, yahu sen belediye başkanısın, bu konu senin neyine, derler adama. Yarın bunu yargıçlar da söyleyecektir. Efendim diyorlar ki, Erdoğan da aynısını yaptı, Siirt’te şiir okudu! Erdoğan, hapis yattı ve parti kurdu. Partinin başına geçtikten sonra Türkiye’yi yönetmeye başladı. CHP’de lider meselesi, cumhurbaşkanı adayının kim olacağı meselesi, ancak ve ancak karizmatik bir lider yapısıyla çözülür. Bunun yolu da kurultaydan geçiyor. Mansur Yavaş, konser tartışmalarından sonra bir açıklama yaptı. Dedi ki, sağlı sollu saldırmalar var! Bunu açar mısınız, dediler. Evet sağdan da soldan da saldırılar var, dedi. Kulislerde,  İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanına bağlı trollerin, Mansur Yavaş’a isnat edilen bu 65 milyon liralık konser hikayesi üzerinden meseleyi köpürttüğü iddiaları düştü. Soruşturmayı fırsat bilerek Yavaş’ın karizmasını çizmek istediler. Kimdir Mansur Yavaş? Melih Gökçek’ten sonra Ankara’yı yöneten dürüst bir başkan! Mansur Yavaş’ı anketlerde ön plana çıkaran da budur. Güveniler, demokrat, Atatürkçü, dürüst, halkın parasını koruyan birisi. 65 milyonluk konser meselesini Yavaş gündeme getirdi, hatta iki bürokratını görevden aldı. Bedelini gerekirse, öderiz, diyor. Sonuç itibariyle normalde iktidar kanadından yapılan bir saldırıdır. İçişleri Bakanlığından gelen bir soruşturmadır. Bunun İstanbul Büyükşehir Başkanına yakın kesim tarafından da paylaşıldığı, köpürtüldüğü iddiaları vardı. Birkaç gün önce Ankara’da gerçekleşen Yavaş-İmamoğlu görüşmesinde bunlar da konuşulmuştur diye düşünüyorum.”

İMAMOĞLU, DEM-HDP ÇİZGİSİNDEN KOPAMIYOR, YAVAŞ ÖYLE DEĞİL!
“Anahtar Parti kurucusu Yavuz Ağıralioğlu’nun Mansur Yavaş ile bir görüşmesi var. İmamoğlu, zorunlu olarak bence, DEM-HDP çizgisinden kopamıyor. İstanbul’un demografik yapısı da İmamoğlu bu konuda mecbur bırakıyor. O kesimi konsolide etmek için bu pozisyonda durmak zorunda olduğunu da biliyor pekala. Fakat Ankara’da böyle bir mecburiyet yok. Ankara görece daha muhafazakar, milliyetçi bir altyapıya sahip. Dolayısıyla Mansur Yavaş, bu konuda daha rahat.  Özellikle Esenyurt meselesinin ardından yapılan açıklamalar ve verilen fotoğraflar, açıkça Esenyurt Belediye Başkanının yanında olmayacağını ifade eden Afyon Belediye Başkanı, Kütahya Belediye Başkanı, Bolu Belediye Başkanı var. Bunları düşündüğünüzde CHP’de derin bir kırılmanın, bölünme riskinin oluştuğunu gözlemledik. Bu kırılma, ideolojik anlamda derinleşirse, Cumhuriyet Halk Partisi’nde Mansur Yavaş’ın başını çektiği bir partileşme sürecine kadar gidebilecek bir siyasal hareketlenmenin olabilmesi mümkündür. O dönemde Ümit Özdağ, bizim cumhurbaşkanı adayımız Mansur Yavaş’tır demişti. Mansur Yavaş’ın geçmişten gelen MHP’li kimliğini de bir kenara koyduğunuzda, Mansur Yavaş’ın Türkiye’deki milliyetçi cepheye önderlik etme gibi bir misyonu da oluşabilir. Yola çıktığında Anahtar Partisi, Zafer Partisi, belki İYİ Parti de arkasından gelecektir. MHP’de zaten Yavaş’ın cumhurbaşkanlığını desteklemesinde sorun yok. Mansur Yavaş’ın adaylığında MHP seçmeni, Cumhur ittifakına ağır darbe vurur. Bunu biz görüyoruz. Mansur Yavaş’ı öne çıkaran, Cumhur ittifakı seçmeni zaten. AK Parti seçmeni de değişim olsun, ama değişim bize çok uzak biriyle olmasın, diyor.  Özgür Özel de bu potansiyelin farkında. Yaptığı açıklamalarda bunu da işaret etmeye başladı.”

A TAKIMI, ÖZGÜR ÖZEL’İN CUMHURBAŞKANI ADAYI OLMASINI İSTİYOR
Özgür Özel’in A takımındaki kişilerin gönüllerindeki Cumhurbaşkanı adayı olduğunu belirten Ümit Yaldız, “Bu ihtimale daha çok kimlerin şans verdiğini söyleyeyim mi? İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanının başına bir iş gelirse, siyasi yasak gelirse, bir ceza alırsa, bu sefer parti içinde Özgür Özel ile Mansur Yavaş kalabilir. Recep Tayyip Erdoğan, belki son düzlükte İmamoğlu’na ceza verdirip Özgür Özel ile yarışmak isteyecektir. Biliyorsunuz Erdoğan, CHP Genel başkanlarıyla yarışmayı sever. Bu kurultay tartışmaları üzerinden İzmir’de de Deniz Yücel, bir açıklama yaptı, Oğuz Kaan Salıcı’ya yönelik. Bazı milletvekilleri de çok sert tepki verdiler, neredeyse had bildirircesine Deniz Yücel’e…  Sevda Erdan Kılıç başta olmak üzere… Serzenişler var” dedi.

CEMİL TUGAY’IN DUYGUSAL AÇIKLAMALARI
Ümit Yaldız, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay’ın parmak sallayan, “İzmir’i sevmeyi öğreneceksiniz” gibi açıklamalarından sonra, seçim kampanyası döneminde haksız eleştirilere maruz kaldığı, iftiraya uğradığı gibi duygusal açıklamalarıyla ilgili görüşlerini de dile getirdi:

“Sayın Başkanın bu içsel yolculuğunu analiz etmem benim haddime değil. Ben psikiyatri uzmanı değilim. Tugay’ın, ben de insanım, bana çok haksızlık ettiler, çok üstüme geldiler, iftira attılar, beni çok üzdüler, çok yordular gibi ifadeleri var. Muhtemelen adaylık ve başkanlık süreci biraz ağır gelmiş başkana. Biraz önce söylediğim gibi, parti içindeki tartışmaları bitiremezseniz, ne belediye başkanının, ne ilçe başkanının, ne de genel başkanın önünü görmesi mümkün değildir. Cemil Tugay’a kim iftira attı? Ne dediler Tugay’a? Beşli çetenin adamı dediler. Kim dedi? CHP’nin o günkü medyadan sorumlu genel başkan yardımcısı dedi. Başkanın bu konuda kamuoyunu aydınlatması, açıklama yapması lazım. Kim ne demiş, bir bir ortaya koyması lazım. Benim eleştirim, Karşıyaka’da başarısız bir yönetim gösterdi, İzmir’de de gösteremez şeklindeydi. İkincisi, parti içinde aday adayları arasında atanmasının, kurultaydaki tercihiyle ilişkili olduğunu söyledim. Özgür Özel’in yanında olmasından dolayı aday gösterildiğini söyledim. Biz demiştik dedirtecek olan da, biz yanılmışız dedirtecek olan da Cemil Tugay’dır. Siyasetçi eleştiriye açık olacak. Mansur Yavaş, sağlı sollu saldırıya uğradığını söylüyor. Cemil Tugay hep sol yumruk yedi. Parti içinden çok eleştirildi.  Beşli çete iddialarında acemiliğime denk geldi dedi. 9 yıldır araştırmacı, 25 yıldır gazeteci kimliği taşıyorum. Siyasi eleştiri benim görevim. Özgür Özel, Cemil Tugay’ı tercih etmekte haklıymış, dedirtecek olan Cemil Tugay’ın kendisidir. Bu arada Cemil Tugay’ın hakkını da defalarca teslim etmişliğimiz vardır.”