Türk Basınının eski Amiral Gemisi yeni AKP Teknesi, gurur kaynağımız gazetemiz, 1 Kasım Salı günkü sayısının manşetinde hem Türk Milletine işaret verdi, hem de rekor kıracak kadar önemli bir yağ çekme olayını gerçekleştirdi. Manşet ve haber şu idi; 'Duble Yol Zaferi…' 'Bulgaristan'ı duble yolla donatan 47 yaşındaki Rosen Plevneliev önceki gün Bulgaristan Cumhurbaşkanı seçildi…'
Rosen Plevneliev, Bulgaristan tarihinin 'şahsi serveti en fazla olan' Cumhurbaşkanı imiş...
Komşu Cumhurbaşkanına tebriklerimizle birlikte şu atasözümüzü hatırlatmak isterim; 'Para ile İmanın kimde olduğu bilinmez.' Önce dünyanın 8 inci en zengin siyasetçisi ol, sonra konuş…
Rosen Plevneliev, Bulgaristan tarihinin 'şahsi serveti en fazla olan' Cumhurbaşkanı imiş...
Komşu Cumhurbaşkanına tebriklerimizle birlikte şu atasözümüzü hatırlatmak isterim; 'Para ile İmanın kimde olduğu bilinmez.' Önce dünyanın 8 inci en zengin siyasetçisi ol, sonra konuş…
Affedersiniz ama aptal değiliz ya, gazetemizin vermek istediği mesajı gayet net anladık. Bizde yani Türk Milletinde, bir zamanlar bizim egemenliğimizde olan Bulgarlardan aşağı kalacak göz var mı? Derhal gereğini yerine getireceğiz.
Duble Yolun kralı bizde. Siz siz olun, AKP'yi çekemeyenlere aldırmayın.
Yok efendim, duble yolların hepsi bir sene içinde çökmüş-bozulmuş, duble yolların yapımı bölünüp, bölünüp yandaş müteahhitlere verilmiş, duble yollar deprem için toplanan paralarla yapılmış, falan filan!..
Sakın bunlara inanmayın, kanmayın, aldanmayın…
Yok efendim, duble yolların hepsi bir sene içinde çökmüş-bozulmuş, duble yolların yapımı bölünüp, bölünüp yandaş müteahhitlere verilmiş, duble yollar deprem için toplanan paralarla yapılmış, falan filan!..
Sakın bunlara inanmayın, kanmayın, aldanmayın…
Türk Milleti olarak ilk işimiz bizim 'Duble Yol Mucidi' olan Başbakan Erdoğan'ı derhal Cumhurbaşkanı seçmek olmalıdır. Gelsin görsün bakalım Bulgarlar, Cumhurbaşkanı nasıl olurmuş?
Vurdu mu ses getiren, konuştu mu yankısı taa fizandan duyulan, koskoca iş adamlarını- gazete patronlarını önünde secde ettiren, kabadayı yürüyüşüyle gönlümüzü çalan bu civanım delikanlıyı Cumhurbaşkanı seçmeyeceğiz de, kimi seçeceğiz? Aptal değiliz ya…
Vurdu mu ses getiren, konuştu mu yankısı taa fizandan duyulan, koskoca iş adamlarını- gazete patronlarını önünde secde ettiren, kabadayı yürüyüşüyle gönlümüzü çalan bu civanım delikanlıyı Cumhurbaşkanı seçmeyeceğiz de, kimi seçeceğiz? Aptal değiliz ya…
Not: Halkın günlük dilinde 'Aptal değiliz ya' yerine, 'Eşşek değiliz ya' deyişi kullanılmaktadır. Takdir sizlerin…
ÜRDÜN-LÜBNAN
Ürdün Haşimi Krallığı, sınırlarını İngilizlerin çizdiği ve Osmanlıya karşı ilk isyanı başlatan Şerif Hüseyin'in oğlu 1. Abdullah'ın İngilizler tarafından Kral yapıldığı bir ülkedir. 1.Abdullah İngilizlerden bağımsız hareket edince öldürüldü, yerine geçirilen oğlu Tallal, akli dengesini yitirince onun yerine de oğlu Hüseyin geçti. Hüseyin ölünce krallık tahtına şimdiki Kral, 2.Abdullah oturdu.
Ürdün'ü son yıllarda Kral Abdullah- Uzan dostluğu sayesinde bol, bol andık. Haklarında kırmızı bültenle yakalama emri bulunan Uzanlar, Kralın himayesinde Ürdün'de rahatça yaşadılar ve yaşamaya devam ediyorlar..
Yeni gözdemiz ise Lübnan. Konya ilimizin 1/3 ü kadar yüzölçümü olan 4 Milyon nüfuslu Lübnan, Başbakan Erdoğan'ın çok sevdiği bir ülke. Gerçi Filistin konusunda İsrail ile beraber hareket ediyor ama, olsun. Bizim yakınlığımız zaten ekonomik yönden oluyor. Nasıl mı; Anlatalım..
Telekom bizim gözbebeğimiz kuruluşlarımızdan biri idi. Tıpkı Tüpraş, Petkim gibi. Hem kar ediyor, hem de yatırım yapıyordu. AKP Hükümeti Telekom'u yıllık karından daha küçük taksitlerle Lübnanlı Hariri ailesine sattı. Bir babanın çocuğuna bile zar-zor yapacağı bir kıyak gibi oldu bu satış…
Telekom yönetimi, Devlet Denetleme Kurulu kararlarını dinlemeyen, Danıştay kararlarını takmayan bir tutumda taşınmaz mallarını da çekinmeden satmaya devam ediyor. Türkiye ileride Telekom'u geri aldığında çırçıplak bir Telekom devralacak. Türkiye gerçeğini iyi bilenler, Telekom'un bu tutumu için, 'bunlar arkalarını çok sağlam yere dayamışlar' diye konuşuyorlar !...
Telekom yönetimi, Devlet Denetleme Kurulu kararlarını dinlemeyen, Danıştay kararlarını takmayan bir tutumda taşınmaz mallarını da çekinmeden satmaya devam ediyor. Türkiye ileride Telekom'u geri aldığında çırçıplak bir Telekom devralacak. Türkiye gerçeğini iyi bilenler, Telekom'un bu tutumu için, 'bunlar arkalarını çok sağlam yere dayamışlar' diye konuşuyorlar !...
Lübnan'a yaptığımız en son kıyak ise, Lübnanlı Saradar Ailesinin bir kuruluşu olan Audi Bank'a, bankacılık lisansı verilmesiydi. Türkiye 14 yıldır kimseye banka kurma izni vermiyor. Sadece, Başbakan Erdoğan'ın yakın dostu Barzani'nin memleketi Erbil'de Vakıfbank-Ziraat Bankası ve İş Bankası hükümet emriyle birer şube açtılar…
Kimseye verilmeyen banka kurma izni Lübnan'lı bir aileye verildiğine göre bir sebebi olmalı.
Lübnan'lı banka çok mu para getirecek? Lübnanlı Banka Türkiye'de 300 Milyon Dolarlık bir sermaye ile geliyor. 300 Milyon Dolar ne ki?
Başbakan Erdoğan bu paranın 80 Milyon Dolar fazlasını, yani 380 Milyon Doları Libya'ya nakit olarak gönderdi, hem de bavullarda…
Lübnan'lı Banka daha sonra, bilinmeyen bir zamanda 10 Milyar Dolar mevduat getirecekmiş…
Bunlar Türkiye'yi ne sanıyorlar? Bizim aylık cari açığımız 10 Milyar Dolardan fazla !...
O zaman bu Lübnan aşkını anlamakta zorluk çekiyorum. Anlayan varsa beri gelsin…
Kimseye verilmeyen banka kurma izni Lübnan'lı bir aileye verildiğine göre bir sebebi olmalı.
Lübnan'lı banka çok mu para getirecek? Lübnanlı Banka Türkiye'de 300 Milyon Dolarlık bir sermaye ile geliyor. 300 Milyon Dolar ne ki?
Başbakan Erdoğan bu paranın 80 Milyon Dolar fazlasını, yani 380 Milyon Doları Libya'ya nakit olarak gönderdi, hem de bavullarda…
Lübnan'lı Banka daha sonra, bilinmeyen bir zamanda 10 Milyar Dolar mevduat getirecekmiş…
Bunlar Türkiye'yi ne sanıyorlar? Bizim aylık cari açığımız 10 Milyar Dolardan fazla !...
O zaman bu Lübnan aşkını anlamakta zorluk çekiyorum. Anlayan varsa beri gelsin…
Acaba birileri ilerde başlarına gelebilecek zor günler için, bir yerlere servet depolayıp, yeni dostlar mı ediniyorlar?
Dünya kurulduğundan beri, büyük ölçekte hiçbir servet, ilelebet saklanamadı. Ya üstüne hisse verilenler ihanet etti, ya işin içyüzünü bilen çakallar servetleri kaptı, ya da hissedarlar birbirine girdi.
Dünya kurulduğundan beri, büyük ölçekte hiçbir servet, ilelebet saklanamadı. Ya üstüne hisse verilenler ihanet etti, ya işin içyüzünü bilen çakallar servetleri kaptı, ya da hissedarlar birbirine girdi.
Uluslararası para piyasasında bir kaide vardır; 'Amerika istesin, 50 Doların bile yerini bulur, bulmuyorsa bir sebebi vardır..'
Hatırlarsanız Amerika, PKK'nın milyar dolarlık eroin parasını yıllar sonra bulmuş ve el koymuştu. ABD Devleti, baştan beri o paranın kendi bankalarında olduğunu bilmiyor muydu? Elbette biliyordu, ama zamanını kolladılar, zamanı gelince paranın üstüne oturdular..
Hatırlarsanız Amerika, PKK'nın milyar dolarlık eroin parasını yıllar sonra bulmuş ve el koymuştu. ABD Devleti, baştan beri o paranın kendi bankalarında olduğunu bilmiyor muydu? Elbette biliyordu, ama zamanını kolladılar, zamanı gelince paranın üstüne oturdular..
Bir örnek de Unakıtan ailesinden verilebilir. Kıbrıs'ta edindikleri depolar için, para tahsil etmeye giden Kemal ve Ahsen Unakıtan çifti, dolarlarını alamayınca depo bekçisini tekme-tokat dövdüler ve karakola düştüler. Hem rezil oldular, hem de mallar ortaya çıktı…
Ne demiştik; Gizli gizli sevişen, açık açık doğurur… Haydi hayırlı doğumlar…