Nasıl ki Doktorların yazdıkları reçeteyi kendilerinden başka kimse okuyamıyorsa, Hukukçular ve kanun yapıcılar bir yasa maddesini
'en anlaşılamayacak' şekilde yazıyorlarsa, Ekonomistler de en basit bir ekonomik kuralı karmaşık hale getirmekte çok ustadırlar.
Ekonomik gerçekleri halk diliyle anlatmak işlerine gelmediği için rakamları birbirine öyle karıştırırlar, uyanık siyasetçiler bu rakamları size öyle bir takdim ederler ki, ekonomik varlığınız damla-damla erirken gülümsemeye devam eder ve suçun kendinizde olduğunu zannedersiniz!
'en anlaşılamayacak' şekilde yazıyorlarsa, Ekonomistler de en basit bir ekonomik kuralı karmaşık hale getirmekte çok ustadırlar.
Ekonomik gerçekleri halk diliyle anlatmak işlerine gelmediği için rakamları birbirine öyle karıştırırlar, uyanık siyasetçiler bu rakamları size öyle bir takdim ederler ki, ekonomik varlığınız damla-damla erirken gülümsemeye devam eder ve suçun kendinizde olduğunu zannedersiniz!
Bugün halk diliyle bazı ekonomik değerlendirmeler yapmak istedik. Takdir sizindir.
*Ocak-Ekim arası 10 aylık Dış Ticaret Açığı 82,6 Milyar Dolar olarak gerçekleşti.
*TÜİK, 12 aylık Dış Ticaret Açığının 97 Milyar Doları aşacağını açıkladı.
*Son 10 Yılda, AKP İktidarı 500 Milyar Dolar Dış Ticaret Açığı verdi.
*Ocak-Ekim arası 10 aylık Dış Ticaret Açığı 82,6 Milyar Dolar olarak gerçekleşti.
*TÜİK, 12 aylık Dış Ticaret Açığının 97 Milyar Doları aşacağını açıkladı.
*Son 10 Yılda, AKP İktidarı 500 Milyar Dolar Dış Ticaret Açığı verdi.
*2002 Yılında Türkiye'nin Toplam Dış Borç Stoku 129,5 Milyar Dolar idi.
*2013 yılı ikinci çeyreğinde Toplam Dış Borç Stoku 367,3 Milyar Dolar oldu.
*2013 yılı ikinci çeyreğinde Toplam Dış Borç Stoku 367,3 Milyar Dolar oldu.
Kişiler ve Devlet elbette ki borçlanabilirler. Kişi borçlanırsa, borcunu ya kazancından ya da servetinden ödeyecektir. Devlet borçlanırsa, borcunu vergi geliri ve kamu gelirlerinden yani yine vatandaşının sırtından ödeyecektir.
Devlet olarak aldığınız borçla yatırım yaparsanız, hem ekonomik olarakbüyürsünüz hem de borcu ödersiniz. Fakat alınan borçla açıklarınızı kapatırsanız, tüketim mallarına harcarsanız o borç katlanarak büyür, olan vatandaşa olur.
Devletin borçlanması, gelecek yıllardaki vergi gelirlerini rehin etmesi demektir.
Devlet olarak aldığınız borçla yatırım yaparsanız, hem ekonomik olarakbüyürsünüz hem de borcu ödersiniz. Fakat alınan borçla açıklarınızı kapatırsanız, tüketim mallarına harcarsanız o borç katlanarak büyür, olan vatandaşa olur.
Devletin borçlanması, gelecek yıllardaki vergi gelirlerini rehin etmesi demektir.
-Başbakan Erdoğan'ın basit bir Çay-Simit hesabı vardı. Hesabı yenileyelim mi;
AKP'nin iktidara geldiği 2002 yılında asgari ücret net: 184 TL idi. Simit 0,20TL idi.
O zaman asgari ücret ile 920 simit alınıyordu.
2013 yılında asgari ücret net: 803 TL.Simit 1.40 TL Bugün asgari ücretle 573 simit alınabiliyor.
AKP İktidarının ekonomik politikasıyla garibanın her ay 347 tane simidi çalınmış.
AKP'nin iktidara geldiği 2002 yılında asgari ücret net: 184 TL idi. Simit 0,20TL idi.
O zaman asgari ücret ile 920 simit alınıyordu.
2013 yılında asgari ücret net: 803 TL.Simit 1.40 TL Bugün asgari ücretle 573 simit alınabiliyor.
AKP İktidarının ekonomik politikasıyla garibanın her ay 347 tane simidi çalınmış.
-2002 yılında asgari ücretle 1840 bardak çay içebilen bir işçi, bugün 803 bardak çay içebilir.
AKP İktidarının ekonomik politikasıyla garibanın her ay 1037 bardak çayı çalınmış.
AKP İktidarının ekonomik politikasıyla garibanın her ay 1037 bardak çayı çalınmış.
-Son bir yılda; (TÜİK'in TÜFE Endeksinde kullandığı fiyatlar)
Doğalgaz % 34 / Benzin / % 23 / Elektrik % 19 / Mazot % 24 / Domates % 48,5 / Kuru Fasulye % 25,4 / Pırasa % 19,8 / Ekmek % 14 / Kuru Soğan % 13,4 /
Bulgur % 11,4 zamlandı.
Doğalgaz % 34 / Benzin / % 23 / Elektrik % 19 / Mazot % 24 / Domates % 48,5 / Kuru Fasulye % 25,4 / Pırasa % 19,8 / Ekmek % 14 / Kuru Soğan % 13,4 /
Bulgur % 11,4 zamlandı.
-Son bir yılda Memura % 3 / İşçiye % 3 / Emekliye % 3 zam yapıldı, hepsi geçen yıla göre fakirleşti. Girdileri % 20 ile % 35 oranında zamlanan Çiftçi-Köylü ise en çok ezilen kesim oldu.
Peki, uygulanan ekonomik politikalar sebebiyle durumunu düzeltip 'köşe' değil 'dört köşe' olanlar yok mu? Olmaz olur mu? İşte size birkaç örnek, hem de ufaklarından. Turpun büyüğü heybede!
Başbakan Erdoğan'ın televizyon canlı yayınında çocuklarının aldığı gemiler için 'onlar gemi değil, olsa olsa onlara gemicik denir' dediğini hatırlıyorum. Babaları Başbakan olana kadar, harçlıkla idare eden bu süper zeka bebeler, son olarak
6. Gemilerini de aldılar. Bu gemicik 'in boyu 292 metre, eni 42 metre. Fiyatı 20 Milyon Dolar! Bebeler kafalarını çalıştırmışlar, harçlıklarını biriktirmişler ve bu 6 gemiyi trak diye satın almışlar.
6. Gemilerini de aldılar. Bu gemicik 'in boyu 292 metre, eni 42 metre. Fiyatı 20 Milyon Dolar! Bebeler kafalarını çalıştırmışlar, harçlıklarını biriktirmişler ve bu 6 gemiyi trak diye satın almışlar.
Belediye ekibinden olan Binali Yıldırım'ın çocukları da kafayı çalıştıranlardandır.
Hayırlı evlatlar şirketlerine babalarının adı olan Bin Ali Yıldırım'ın baş harflerinden oluşan 'BAY Denizcilik-baycart.com' adını vermişler. Onların da bilinen 5 gemileri var. Denizcilik sektöründe durgunluk devam ederken, işsizlikten yüzlerce gemi Kartal-Yenikapı- Tuzla açıklarında beklerken bunların gemileri vızır-vızır çalışıyor.
Hayırlı evlatlar şirketlerine babalarının adı olan Bin Ali Yıldırım'ın baş harflerinden oluşan 'BAY Denizcilik-baycart.com' adını vermişler. Onların da bilinen 5 gemileri var. Denizcilik sektöründe durgunluk devam ederken, işsizlikten yüzlerce gemi Kartal-Yenikapı- Tuzla açıklarında beklerken bunların gemileri vızır-vızır çalışıyor.
Son örnek ise, 3 Karılı Başbakan Başdanışmanı Şeyhülislam(!) Ali Yüksel
(Bakan Suat Kılıç'ın kayınbabası) ile Başbakanın beyni olan
Yalçın Akdoğan'ın eniştesi Oktay Ferşat'ın hem Sağlık Bakanlığını hem de müteahhitleri dolandırmaları olayıdır.
(Bakan Suat Kılıç'ın kayınbabası) ile Başbakanın beyni olan
Yalçın Akdoğan'ın eniştesi Oktay Ferşat'ın hem Sağlık Bakanlığını hem de müteahhitleri dolandırmaları olayıdır.
Buraya kadar yazılanlar için, hırsız olmayan ve hırsızlardan nefret eden, helal süt emmiş, namazında niyazında namuslu bir AKP'li Bakan'dan yanıt bekliyorum. Diyecekleri varsa desinler, çekinmesinler.
Yarın 'Ben mi çaldım, çalandan hesap sorun' diyemezler. Aynı Bakanlar Kurulunda bulunmak'müteselsil sorumluluk' gerektirir. Öteki dünyada hesap vermeyi de düşünmek lazım. Orada ne torpil var ne de 'Seçsis Bilgisayar Programı.' Anladınız siz onu!
Yarın 'Ben mi çaldım, çalandan hesap sorun' diyemezler. Aynı Bakanlar Kurulunda bulunmak'müteselsil sorumluluk' gerektirir. Öteki dünyada hesap vermeyi de düşünmek lazım. Orada ne torpil var ne de 'Seçsis Bilgisayar Programı.' Anladınız siz onu!
Gelelim yazının başlığına;
Sadece seçim kaybedeceksiniz demiyorum. Elbette ki kaybedeceksiniz ama aynı zamanda yıkılacaksınız. Yıkılıp yer ile yeksan olacaksınız. Niçin mi;
-Türk Milletini boğazına kadar borca batırdınız. Zengini daha zengin, fakiri daha fakir yaptınız.
-Gelir adaletini tamamen bozdunuz.
-Toplantı yaptıkları salonun dışındaki Türk Bayrağına tahammül edemeyip, bayrağımızı indiren çakalları siz şımarttınız. Bu çakalların patronu bebek katilini, Türk Devletinin muhatabı konumuna getirdiniz.
Türk Gençlerini şehit eden çakalların ikinci patronu Barzani'yi kırmızı halıda karşıladınız.
-Türk diye bir ırk yoktur diyen bir soysuzu AKP üst yönetimine aldınız ve hala muhafaza ediyorsunuz.
-'Türk Gençleri Camide içki içiyor' diye yalan söylediniz. Camiye sonradan boş bira şişeleri koydunuz.
-Kul hakkı yediniz. Kendinizin paşa-paşa imza koyduğunuz belgeyi saklayıp, Türk Ordusunun Komuta heyetinin yarıya yakınını suçsuz yere zindanlara attınız.
-İnsanların yatak odalarını bile izlettiniz. İnsanları devlet gücüyle tehdit ettiniz.
Sadece seçim kaybedeceksiniz demiyorum. Elbette ki kaybedeceksiniz ama aynı zamanda yıkılacaksınız. Yıkılıp yer ile yeksan olacaksınız. Niçin mi;
-Türk Milletini boğazına kadar borca batırdınız. Zengini daha zengin, fakiri daha fakir yaptınız.
-Gelir adaletini tamamen bozdunuz.
-Toplantı yaptıkları salonun dışındaki Türk Bayrağına tahammül edemeyip, bayrağımızı indiren çakalları siz şımarttınız. Bu çakalların patronu bebek katilini, Türk Devletinin muhatabı konumuna getirdiniz.
Türk Gençlerini şehit eden çakalların ikinci patronu Barzani'yi kırmızı halıda karşıladınız.
-Türk diye bir ırk yoktur diyen bir soysuzu AKP üst yönetimine aldınız ve hala muhafaza ediyorsunuz.
-'Türk Gençleri Camide içki içiyor' diye yalan söylediniz. Camiye sonradan boş bira şişeleri koydunuz.
-Kul hakkı yediniz. Kendinizin paşa-paşa imza koyduğunuz belgeyi saklayıp, Türk Ordusunun Komuta heyetinin yarıya yakınını suçsuz yere zindanlara attınız.
-İnsanların yatak odalarını bile izlettiniz. İnsanları devlet gücüyle tehdit ettiniz.
Önce yıkılacaksınız, sonra teker-teker hesap vereceksiniz. Sonunuz ibretlik olacak.
Herkes, özellikle AKP'li milletvekilleri akıllarını başlarına almalıdır.
Herkes, özellikle AKP'li milletvekilleri akıllarını başlarına almalıdır.