Ümit YALDIZ
Üçüncü yol şart!
24 Haziran 2011 Cuma

En büyük hastalık insanları tanımlayıp belirli sınırlara hapsetmektir. Dahası meseleye kişi odaklı ve kişisel yaklaşmaktır. Çok tekrarlanan ama bir o kadar da güncelliğini muhafaza eden bir söz vardır.
‘Küçük insanlar insanlarla, büyük insanlar meselelerle, davalarla uğraşır’
Bugün ele alacağımız olaya bir de bu pencereden bakalım.
CHP’nin yaşadığı kurultay sürecini insanlar üzerinden değerlendirip, ‘Şucu/bucu’ ölçeğinde yaklaşırsak her açıdan hata ederiz.
Bazı okur yorumlarında rastlıyorum.
Efendim sen Önder Savcısın. Yok bilmem kimcisin. Bu türden yorumlara daha önce de yanıt verdim. Ben CHP üyesi bile değilim. Ama CHP'yi önemseyen, demokrasiye inanan ayrıca da Önder Sav'ı tanıyan ve de seven bir gazeteciyim. Ama almayan almıyor işte... Zorla da olmuyor.
Ya da imza veren/vermeyenlere ilişkin değerlendirme de aynı temelden yapılıyor.
O Deniz Baykalcı, öbürü Kemal Kılıçdaroğlucu ya da Önder Savcı.
CHP’nin kurultay sürecini 3 adama indirgeyip meseleyi çözmek istersek, çözmek bir yana durumu daha da vahim bir noktaya taşırız.
Çünkü CHP’nin sorunu kişiler bazında ele alınamayacak kadar mühim ve de aynı temelde çözülemeyecek kadar karmaşıktır.
Başından itibaren üzerinde durduğum bir şey var.
Eskinin geri gelmesi (Hem de hatalarıyla birlikte) sorunu çözmez.
Yeninin kalması (hem de yanlışlarıyla birlikte) CHP’yi bir adım ileriye götürmez.
O zaman yapılması gereken bellidir.
O da hem değişim olgusunu devam ettirmek hem de CHP’nin kurtuluşu için üçüncü bir yol bulmaktır. Yani dünün doğruları ile bugünün doğruları arasında bir sentezleme yapmaktır.
Olaya bu temelden yaklaşmaz ve adeta bir hesaplaşmanın devamı gibi bir ortam yaratırsak belki birilerinin koltuğunu korumuş/kurtarmış oluruz.
Ama CHP’ye iyilik değil kötülük yapmış sayılırız.
*
Baykal döneminin CHP’sini ele aldığımızda Cumhuriyet değerlerinin daha ön planda olduğunu gördük/yaşadık.
Halkın sorunları hiç yok değildi. Tam aksine neredeyse bugünkü kadar ağırlıktaydı. Ama halkın algısında Baykal ağırlıklı olarak Cumhuriyet, Laiklik, Atatürk ilkeleri ve vatanın bölünmez bütünlüğü üzerinde oluşturduğu kırmızıçizgilerle siyaset yapıyordu.
Bu algı istenilse de değiştirilemedi. Kılıçdaroğlu’nun Yeni CHP’sinde ise eskinin doğruları ikinci plana atılmış, CHP oy almak için taviz veren, CHP yöneticileri partinin ana damarlarını daraltan, seçmen ve örgüt yapısını kızdıran bir politika izlediler.
Değişim parametresinde gelişen süreçte ana unsur halka inmek, halka dokunmaktı.
Felsefi bir yaklaşım olarak doğru ama izlenilen yöntem bakımından ya da bu yöntemi uygulayan kadrolar bakımından son derece yanlış politikalardı bunlar.
Dünün doğruları için her türlü iç ve dış ortam müsaitti. ABD Dışişleri Bakanı bile CHP’ye dikkat çekmiş, AB ülkelerinden uluslar arası medyaya kadar herkes CHP’nin Türkiye için şans olduğu noktasında görüş beyan etmişlerdi.
İçeride muhalefetsiz bir yıl geçirilmiş, Yeni CHP kadroları istenildiği at koşturmuş, eylem ve söylem yönüyle son derece özgür bir alanda siyasal mücadele vermişlerdi.
Bugün ‘Nerede yanlış yaptık’ sorusunun sorulması, alınan sonuçlar üzerinden sosyolojik bir araştırma yapılması, yönetim kademelerinin ciddi bir özeleştiri sürecinden geçmeleri şarttır.
Eskiyi komple tasfiye etmenin CHP’ye artısı ve eksisinin iyi hesaplanması, Yeni’nin bu mantıkla nereye kadar gidebileceğinin iyi tespit edilmesi gerekmektedir.
Tüm bu sorular, ‘Ben ne olacağım, hangi koltukta oturacağım’ anlayışından öte, ‘CHP ne olacak, nereye gidecek?’ temelinde yanıtlanırsa, tüm yollar bugün benim savunduğum ‘Sentez ya da üçüncü yol’ noktasına çıkacaktır.
Mesele Gürsel Tekin’in Hurşit Güneş’in, Süheyl Batum’un ya da Kılıçdaroğlu’nun hangi koltukta ne kadar oturacağı sorusundan da Baykal ve Sav’ın borunun yeniden ötüp ötmeyeceği sorusundan da daha mühimdir. CHP bu süreci bir şans olarak görüp, hem parti içi yapıları birleştirmek/barıştırmak hem değişim sürecini devam ettirip yeni bir ivme yakalamak için değerlendirmezse geriye gider. Ve bu şansı kaçırmış olmanın bedelini yaklaşan yerel seçimde fena halde öder.
*
Her platformda savunuyorum. Türkiye’nin güçlü bir iktidarı var artık. Ama güçlü bir muhalefeti ne yazık ki yok. TBMM’de temsil edilen 3 muhalefet partisinin oy toplamı yüzde 45’i geçmiyor. Yani üçüncü döneminde oyların yarısını alan AK Parti’ye bile yetişemiyorlar. O zaman biri bana ortada ne gibi bir başarı olduğunu anlatsın lütfen.
Kim hangi başarıdan söz ediyor?
2009 yerel seçimlerinde en azından CHP ve MHP’nin oy toplamı AK Parti’yi sollamış bu sonuç 2011 Türkiyesi için muhalefet açısından bir şans olarak görülmüştü.
Gelinen noktada bu iki partiye BDP’yi de eklememize rağmen iktidarla muhalefet arasındaki uçurum devam ediyor. Demek ki bir yerlerde bir şeyler eksik yapılmış. Ya da yanlış… Yanlışta ısrar olmaz. Yanlış, yanlıştır. Koltuklara tutunmak uğruna yanlışı doğru gibi sunarsanız bırakın halkı örgütünüzü bile arkanızdan sürükleme yemezsiniz.
Ayan beyan ortada olan başarısızlığı ‘2007’ye göre şu kadar oy arttı’ diye sunmak/savunmak Yeni CHP’nin iddialı kadrolarına yakışmamıştır.
Üstüne ‘demokratik’ iradesini kullanan delegeye gözdağı vermek, ‘parti içi demokrasi, çarşaf liste, ön seçim’ vaatleriyle yönetime gelen kadroya hiç yakışmamıştır.
*
Evet, tüm bu yazılanlardan sonra meseleyi hala ‘Kılıçdaroğlu’nun Gürsel Tekin’in koltuğunu korumak, Baykal ve Sav’ın borusunu yeniden öttürmek’ olarak algılayanlar varsa, onları da ivedilikle ‘CHP’nin geleceği’ sorusuna yöneltmek isterim.
Eski ve yeni arasına sıkışıp kalmayın.
Doğru parametrede üçüncü bir yol bulun.
Ve bu yol CHP’de iç barışı sağladığı gibi doğrular üzerine oturacağı için partiye yeni bir hareket yeni bir ivme yeni bir soluk getirsin.
Eski geri gelse ne olur, yeni bu haliyle kalsa ne…
İmzaya gelince; bir şekilde toplanacak. İzmir'deki apoletli yapıya rağmen hem de... Baskılar sonuç vermeyecek. Ama baskılar diyalog imkanını azaltır, üçüncü yol şıkkını sarsar. Kılıçdaroğlu'na çağrım baskıları kaldırıp kurultayı kendi iradesiyle çağırmasıdır. Hatta söz verdiği demokratik tüzüğü hazırlatıp, PM gündemli kurultaydan geçirerek, Alaattin Yüksel'in işaret ettiği 'anti demokratik' tüzük sorununu da ortadan kaldırmaktır. Koltuğundan önce partisini düşünen sorumlu bir liderin yapacağı budur. Gerisi ise lafı güzaftır.
 

Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
Toplam 8 yorum var, 8 adet görüntüleniyor. Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 
Deniz 25 Haziran 2011 Cumartesi 11:59

buyuk meselelerle uğrasan büyük insan,dava adamı umit yaldiz..

Yorumu oyla      12      8  
duyarlı vatandaş 25 Haziran 2011 Cumartesi 11:42

ümit bey yazılarınızı kaçırmıyorum hep okumaya çalışıyorum televizyon proğramınızı da takip ediyorum nedim atilayı çok katı ve ulasalcı olduğu için pek sevmiyorum ama o tartışma boyutu için gerekli sizde ortamı yumaşattığınız için daha verimli oluyor zamanı gelince hoş görülü olun sertlik birşeye yaramaz

Yorumu oyla      13      6  
SAV SAVAR 25 Haziran 2011 Cumartesi 11:35

Gelelim 3 Yol Bulun Çağrısına. 3 Yol ise Baykal'ın Önder Sav'ı Antalya'ya Davet edip Caretta caretta Koruma Derneğinin Çalışmalarına Destek Vermeleridir. Sende geçmişte Önder sav ile röpörtaj yapmış SON yazar olarak tarihe geçtin çok şanslısın :)

Yorumu oyla      16      6  
1974 BUCA LİSELİLER 25 Haziran 2011 Cumartesi 10:44

KURULTAY BAYKAL/SAV İKİLİSİNİN Mİ,YOKSA GENEL KURUL İRADESİZ Mİ?İÇİNDE BULUNULAN DURUMU KAVRAYAMIYOR MU?KOLTUĞU(nasıl koltuksa),KURULTAY DELEGELİĞİ ADAM YERİNE KONMAK ADINA!BIRAKMAK İSTENMİYORSA CHP 30 YIL DAHA MUHALEFETE,BİZDE BURADAN HAVANDA SU DÖVMEYE DEVAM.NE DERSİNİZ?

Yorumu oyla      14      6  
berke 24 Haziran 2011 Cuma 23:58

yorma kendini ümit bey, senin adamlarının dönüşü imkansız,,80 yaşına gelmiş insanlar gitsin torunlarıyla vakit geçirsinler

Yorumu oyla      26      10  
karşıyaka 24 Haziran 2011 Cuma 22:18

chp li değilim diyorsun doğrudur. ama önder sav taraftarı olduğun çok belli,,,

Yorumu oyla      26      10  
can 24 Haziran 2011 Cuma 22:17

ümit bey istediğin kadar sav-baykalı destekle ama izmirde alacağınız imza 10 geçmez....antalyada baykal faktörüne rağmen sadece 4 delege imza vermiş,,,,kendinizi kandırmayın

Yorumu oyla      26      10  
YORUMCU 24 Haziran 2011 Cuma 22:14

1 YIL İÇİNDE OLAĞAN KONGRE SÜRECİ BAŞLAYACAKTIR.1 YIL A KADAR BUNLAR PARTİYİ SATACAKLAR MI*AMAÇ MEVCUT DELEGELERLE POST KAPMAKTIR GERİSİ LAFI GÜZAFTIR.CHP SEÇMENİ ÜYESİ NİN KURULTAY İSTEMEDİĞİNİ SİZDE BİLİYORSUNUZ AMA....ÖNDER SAV ÖNEMLİ BİR ŞAHSİYETTİR O AYRI.AMA TABAN DA KARŞILIĞININ OLMADIĞIDA AŞİKAR DEĞİL Mİ.DENİZ BAYKAL KILIÇDAROĞLU VE ÖNDER SAV ARASINDA EN MERT EN KİŞİLİKLİ ÖNDER SAV DERLER AMA BU AYRI

Yorumu oyla      19      8  
FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
Oytun NALBANTOĞLU
Oytun NALBANTOĞLU
Son nefeste Göztepe!
Cumhur BULUT
Cumhur BULUT
Townç Sowyer'in maceraları
Neşe ÖNEN
Neşe ÖNEN
Dün ve Bugün Türkiye (9) 'Bizim radyo tiyatrolarımız vardı'
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Bektaşi Devleti tartışmaları!
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
‘Erkekler bastığım kaldırımı öperdi!’
Ender ALDANMAZ
Ender ALDANMAZ
Parti tabanı Özel’den kopuyor mu?
Kemal ANADOL
Kemal ANADOL
CHP ne yapmalı?
Prof. Dr. Mustafa KAYMAKÇI
Prof. Dr. Mustafa KAYMAKÇI
Neden toprak reformu yapılmalı?
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Eril toplumda kıyamet alametleri...
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
İzmir’e kruvaziyer niye gelsin?
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva