Ümit YALDIZ
Tutkusuz bir seçim!
25 Şubat 2011 Cuma

Gerek Ege Tv’’de yayınlanan ’‘Söz Meclisten İçeri’’ programının son bölümlerinde gerekse de bu sütunlardan bir süredir altını çizmeye çalıştığım şey bu seçimin heyecansızlığıydı. 10 Şubat tarihli ’‘Gazı kaçık bir seçim’’ başlıklı yazıda da anlatmaya çalıştığım, seçimin. ’‘Sonucu belli’’ zevksiz, heyecansız bir maç gibi’’ göründüğüydü.  
’“CHP’’liler bile AKP’’nin üçüncü dönem iktidarına inanmış, teslim olmuş’… Seçime dair merak edilen AKP’’nin yüzde 50’’yi aşıp aşmayacağı’… Ya da CHP’’nin yüzde 30’’u geçip geçemeyeceği, MHP’’nin barajı aşıp aşamayacağı’’ demiştim.
**
Yanılmadığımı, aksine ne denli haklı olduğumu İZSİAD’’ın konuğu olan KONDA araştırma şirketinin CEO’’su/Genel Müdürü Bekir Ağırdır’’ı dinleyince bir kez daha anladım.
Tam bir ’‘kamuoyu’’ uzmanıdır benim gözümde Ağırdır. Son yıllarda takip ettiğim, güvendiğim/beğendiğim bir uzman. Yaklaşan genel seçim öncesi siyasetteki 2,5 partinin durumunu, seçmen hareketlerini, olası iktidar ya da ittifak senaryolarını rakamlarla ortaya koydu. Çoğu zaman Belkahve’’den ötesini göremeyenler için kendi deyimiyle ’‘arabanın farı’’ olmaya çalıştı. Bana sorarsanız bunu fazlasıyla başardı da.
Örtüştüğümüz noktalar oldukça fazlaydı.
Mesela benim ’‘Gazı kaçık, heyecansız’’ bulduğum seçimi o ’‘tutkusuz’’ olarak tanımlıyor, aylar kalmasına rağmen ülkenin genel seçim havasına giremediğini söylüyordu.
Tabi ki ilginç bir benzetmeyle’… ’‘Seçmen tıpkı bir ev hanımı gibi kırmış dizini oturuyor’’
AKP’’nin kuruluş sürecindeki ütopyasını tamamlayıp, hayal bile edilemeyecek bir noktaya ulaştığını, kendini acilen yenilemek, yeni hedefler/ütopyalar koymak zorunda olduğunu söylüyordu bir yandan. Diğer yandan muhalefetin yetersizliğinin altını çizip seçmen gözünde iktidara alternatif olamaması yüzünden ’‘kötünün iyisi’’ olarak üçüncü dönem iktidara oldukça yakın olduğunu söylemeye çalışıyordu.
Ya da görünen köyü işaret ediyordu sadece. MHP’’nin ciddi bir baraj sorunu olduğunun altını çizen Ağırdır, İzmir’’de yerel seçim öncesi oluşan kutuplaşmanın hala bozulmadığını, İzmir’’in yine de iktidara karşı direnişin önemli bir kalesi olmayı sürdüreceğini düşünüyordu. Yani Ağırdır’’ın söylediklerinden ’‘yarın seçim olsa’’ CHP’’nin İzmir’’de yüzde 50’’ye yakın oy alacağı sonucunu çıkarmak mümkündü. Tabi ki çok başarılı olduklarından, yerel yönetimlerin üstün hizmetlerinden, genel merkezin halka dokunan yaklaşımlarından değil’… İzmir’’deki kutuplaşmanın devam ettiğinden’…
Ağırdır’’ın Eski ve Yeni CHP için de söyledikleri ilginçti. Baykal ve Sav ikilisinin gidişini bir çeşit mucizeye bağlayan Ağırdır, Kılıçdaroğlu önderliğindeki Yeni CHP’’nin eskisinden iyi ama bir o kadar da yetersiz olduğunu düşünüyordu. Eski CHP konusunda onu biraz sübjektif bulduğumu söylemeliyim. 
Ama Yeni CHP’’deki dağınık yapının seçmeni yeterince ikna edemediğini elindeki rakamsal bulgulardan yola çıkarak rahatlıkla söylüyordu Ağırdır. Örneğin; CHP’’ye oy verecek seçmenin ancak yüzde 20-25’’inin Kılıçdaroğlu’’nun başbakan olacağına/olabileceğine inandığını kaydetti. Başka bir deyişle 4 CHP’’liden 3’’ünün liderlerine/partilerine inanmadığını’…AKP’’de iktidara inanma oranının yüzde 100’’e yakın olduğunu, CHP ile benzer bir durumun MHP’’de de söz konusu olduğunu ekliyordu sözlerine.
Bırakın CHP’’nin tek başına iktidarına inanmayı, çok dillendirilen ’‘MHP ile koalisyon’’ şıkkına bile inananların oranının oldukça düşük olduğunu kaydetti.
Tüm bu veriler de aslında seçmenin neden dizini kırıp oturan ve duruşunu hala değiştirmeyen bir ev hanımı gibi durduğunu da açıklamaya yetiyordu aslında.
*
Önceki seçimlerden yola çıkarak CHP’’ye yönelik ’‘sahil partisi’’ yakıştırmasını rakamlara döken Ağırdır; CHP’’nin yaklaşık 50 ilde yüzde 20’’nin altında, 25 ilde yüzde 10’’un altında olduğunu aktarıp 426 ilçede yüzde 10’’un altında olduğunu hatırlattı.
CHP’’nin Batı’’da, MHP’’nin ortada, BDP’’nin doğudaki varlığına karşın, AKP’’nin her yerde hakimiyet kurabildiğini, tüm illerde yüzde 20’’nin üzerine çıkabilen tek parti olarak, kitle partisi olduğunu kanıtladığını savunan Ağırdır,  çok dillendirilen ’‘MHP-CHP koalisyon’’ hükümeti için iki partinin yüzde 52 gibi rekor bir oy seviyesine ulaşması gerektiğini söyledi.
 
Seçmeni ’‘modernler, gelenekselci muhafazakarlar, dini muhafazakarlar’’ olarak üçe ayıran Ağırdır, bu üç yapının da seçmen bazında üçte bir oranında eşit temsil edildiğini, AKP’’nin dini muhafazakarların yanı sıra gelenekselci muhafazakarları da ağırlıklı olarak yanına çektiğini söyledi. CHP’’nin sadece ’‘modern’’ kesim üzerinde etkili olduğunu kaydeden Ağırdır,  AKP’’nin sanıldığı gibi ’‘muhafazakar’’ olduğu için değil ekonomiyi iyi yönettiği için iktidarda kaldığını yapılan araştırmaların açıkça gösterdiğini söyledi.
Rakamsal veriler üzerinden pek çok değerlendirmeyle genel seçim öncesi ’‘büyük fotoğrafı’’ masanın üzerine koyan Ağırdır, AKP’’nin üçüncü dönem iktidarını görüp bu durumdan rahatsız olduğu anlaşılan bir vatandaşın seçim öncesi bu tabloyu değiştirecek olağanüstü bir gelişme (Wkileaks sızıntısı gibi) yaşanıp yaşanmayacağına dair sorusu üzerine, ’“Wkileaks’’tan değil CHP’’den umutlanmalısınız’” yanıtı manidardı.
Ve toplantının bana göre en çarpıcı anı’… Yine modern ve endişeli olduğunu düşündüğüm bir hanımefendinin sorusuyla başladı. Soruya CHP örgütünün halka ulaş(a)madığını söyleyerek başlayan hanımefendi, sonunda ’‘Biz bu halka ne anlatmalıyız ki tabloyu değiştirelim’’ diye bitirince Ağırdır bir anda patladı.
Gollük bir pas almış forvet gibi düzgün bir vuruşla meselenin ’‘bam telini’’ işaret edip, deyim yerindeyse tam doksandan golü çaktı.
’‘Tam da bu işte’… İnsanların ayağına gitmek tabi ki önemli’… Hala birilerine bir şeyler anlatmaktan söz ediyoruz. Sanki karşımızda anlamayan, algılamayan bir topluluk var. Mesele ’‘anlatmak’’ değil, dinlemek, anlamak, dokunmak ve yaşamak’… Diyarbakır’’a gidip oradaki Kürtlere bir şey anlatmaya çalışıyoruz. Belki de yapmamız gereken onları dinlemek ve anlamaktır. Kılıçdaroğlu Van’’da ’‘arama konferansı’’ yapıyor. Yapsın. Halkla güven sorunu yaşadıklarını söylüyor. Tespit doğru. Ama mesele sadece gecekonduya ayakkabıları çıkararak girmek değil gecekondunun bir parçası olmaktır. Mesela CHP İzmir İl Yönetimi’’nde kaç tane gecekonduda oturan yönetici var? Ya da var mı?’”
Tam olmasa da bu anlama gelen konuşma beni üç ay önce Kılıçdaroğlu’’nun İzmir’’de örgüt üyeleriyle yaptığı konuşmaya, örgüte verdiği tavsiyelere götürdü.
’‘Gecekonduya/varoşa giderken onlar gibi giyinin. Broşür dağıtırken yanınıza başörtülü birini almaya çalışın’…’’ gibi.
Sadece ’‘onlar gibi giyinmenin’’ değil, onlardan bir parça olmanın gerekliliğini işaret ediyordu Ağırdır. Sanıyorum AKP’’yi başarıya götüren, varoşların hakimi yapan da buydu ona göre.
Şimdi soruyorum Sayın Kılıçdaroğlu’’na’… Kurultay’’da bizzat yazdığı PM listelerinde ya da oluşturduğu MYK listesinde kaç tane gecekondulu var? ’‘Onlar gibi davranmak değil onları hissetmek, onları yaşamak gerek’’ ifadesinden hareketle, bir dizi seçkin/tuzu kuru profesör, vergi rekortmeni elitistle söylemlerini halka ne kadar/nasıl geçirebilecek ki?
Ecevit şapkası giyip, balıkçı yaka kazak giymek ’‘halkçı’’ bir imaj için yetecek mi?
Bekir beyin sözlerinden anlıyorum ki, tek başına ’‘gibi davranmak’’ yetmiyor, yetmeyecek. Daha kozmopolit bir yapı ve daha samimi bir duruş gerekiyor başarı için. İnsanlara tepeden bakıp, ’‘kandırılabilir, yönlendirilebilir bir sürü gibi’’ görmek değil, onları hissederek, onlara dokunarak, içten ve samimi olmak gerekiyor.
Ve anketler’… Anketlerin, araştırmaların ’‘araba farı ya da el freni’’ gibi görülmesi gerektiğini, toplumu yönlendirdiği fikrinin de son derece yanlış olduğunu söyleyen Ağırdır, solona dönüp sordu: ’‘Hanginiz yayınlanan bir anket sonucundan hareketle düşüncenizi, oyunuzu değiştirirsiniz?’”
Tabi ki bu soruda ’‘ben’’ diyen olmadı.
 ’“Peki, benim ilkokul mezunu babamın, açıklanan bir anket sonucuyla oyunu değiştireceğini kim, nereden çıkarıyor? Diye devam etti Ağırdır.
Başarısızlıklarını örtmek için araştırma şirketlerini suçlayanlara, halkı ’‘sürü’’ gibi görenlere duyurulur.
 

Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
Oytun NALBANTOĞLU
Oytun NALBANTOĞLU
Son nefeste Göztepe!
Cumhur BULUT
Cumhur BULUT
Townç Sowyer'in maceraları
Neşe ÖNEN
Neşe ÖNEN
Dün ve Bugün Türkiye (9) 'Bizim radyo tiyatrolarımız vardı'
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Bektaşi Devleti tartışmaları!
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
‘Erkekler bastığım kaldırımı öperdi!’
Ender ALDANMAZ
Ender ALDANMAZ
Parti tabanı Özel’den kopuyor mu?
Kemal ANADOL
Kemal ANADOL
CHP ne yapmalı?
Prof. Dr. Mustafa KAYMAKÇI
Prof. Dr. Mustafa KAYMAKÇI
Neden toprak reformu yapılmalı?
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Eril toplumda kıyamet alametleri...
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
İzmir’e kruvaziyer niye gelsin?
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva