Tayfun MARO
Tek boyutlu barış veya azınlığın çoğunluğa tahakkümü…
17 Nisan 2013 Çarşamba

Kürt meselesinin çok yanlış mecralarda tartışıldığına dair kaygılarım vardı.
Gelin görün ki geçenlerde bir toplantıda, Mardin’den, Diyarbakır’dan gelen Kürtlerin son gelişmelerden aldıkları cesaretle neler söylediklerini duyduktan sonra kaygım falan kalmadı, basbayağı korkmaya başladım.

Onları dinlerken, Kürtlerin bütün dünyayı “Kürt” gördüklerini, ‘Kürt meselesinden ibaret’ bir evrende yaşadıklarını fark ettim ve çok rahatsız oldum. Doğrusu, duyduklarım umut kırıcıydı:
“Barış yapmayı sonuna kadar istiyorlarmış ama sonuna kadar savaşmaya da hazırlarmış.
Biz Türklerin Misak-ı Milli’den pek haberi yokmuş. Musul, Kerkük aslında Kürt illeriymiş. Oraları geri almak fikrinde de bir tuhaflık yokmuş. Birbirimizle savaşmak yerine birleşip Araplar ile savaşmalı, o toprakları geri almalıymışız. Tek sorun, Başbakana duyulan güvensizlikmiş.
Batı illerinde Kürtler kötü muamele görüyorlarmış. Buna karşın, güneydoğu illerinde Türkler kötü muamele görmüyorlarmış…”
Mış da mış… Kürt sorunu AKP iktidarı tarafından artık nasıl yönetiliyorsa, Kürtler almış başını gidiyor.
 
Tepedekilerin saçmaladığına sıkça tanık oluyoruz; ama tabanda bu saçmalıkların o kadar çok ses getiriyor olması düşündürücü.
Kürtler, Ortadoğu’daki Kürt çıkarları için Türklerin başka ülke topraklarında kendileriyle birlikte savaşması gerektiğine inanıyor.
Barış için söylenmiş ve söylenecek her şeyin berhava olduğu bu koşullarda, hangi barış süreci yönetiliyor olabilir, ben anlamış değilim. Anlayan varsa beri gelsin; akil insanlar hariç…
 
Bir dönem son buluyor ve yol ayrımındayız; bu gerçekle yüzleşmek gerek.
İster üniter devleti, ister federal devleti savunun; her iki durumda da falımızda ayrılık var. Üniter devlet ile devam edeceksek Kürtler, Federal devlet kurulursa Türkler ayrılmayı talep edecekler.
Kısa vadede değilse de orta vadede, Türkler ile Kürtlerin yollarını ayırması için bütün koşulların oluşacağını söylemek kehanet olmayacaktır.
Bugün için “barış” adı altında dayatılan fakat ne olduğu kimse tarafından doğru dürüst bilinmeyen süreç ancak yeni anayasa ortaya çıktıktan sonra anlaşılır hale gelecek.
Başbakan’ın yeni anayasadan ne beklediğini ve Türkiye tasavvurunun ne olduğunu bilenler bilir; yeni bir Cumhuriyet kurulacak ve bu Cumhuriyet, Türklerin devletine son verecek.
Türklüğü etnisiteye indirgedikten sonra bütün etnisitelere eşit mesafede olduğunu söyleyecek olan bu yeni Cumhuriyet’in başındaki kişi, ulus egemenliğine son verecek.
Egemenlik yine kayıtsız şartsız milletin olacak; ama Türk milletinin değil, İslam milletinin olacak.
 
Bugünlerde dillerden düşmeyen barış süreci, Türkler ile Kürtler arasında gerçekleşmiyor.
İktidar çevrelerinin ve Kürtlerin “barış süreci” dedikleri, Kürtler ile iktidar arasında varılması muhtemel bir mutabakatın müzakereleridir.
Türklerin rıza göstermediği bir mutabakatın ülkeyi götüreceği yer kimsenin meçhulü değil; Herkes kendi yoluna gider. Değil 63 akil, 10 063 akil âdem de bulsalar bu gerçek değişmez.
 
Barıştan söz ediliyor ama masada Türkler yok. 
Kürt sorunu, ‘azınlığın çoğunluğa tahakkümüne’ dönüştü dönüşüyor.
Tek boyutlu barış Türklerin indinde hiç hükmünde olacak ama nedense bu tehlike göz ardı ediliyor.
 
İktidar olmak, kendi yoluna gitmektir.
Yeni anayasa referandumda kabul edilirse, hiç kuşku yok, Recep Tayyip Erdoğan da kendi yoluna gidecektir.
Ne var ki bu yol, T.C. yurttaşlarının yolu olmayacaktır.

Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
Toplam 1 yorum var, 1 adet görüntüleniyor. Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 
Bilal-İzmirli 17 Nisan 2013 Çarşamba 18:30

BUNUN ADI BARIŞ PALAVRASI DEĞİL BELLİ BİR KESİME AYRICALIKLAR TANIYIP ÜLKENİN BİRBİRİNE DÜŞMESİNE VESİLE OLMAKTIR TABİ HERKES AYNI GEMİDE OLDUĞUNA GÖRE KİMSE BEN KENARDAYIM ÜST KATTAYIM DEMESİN Poseidon UN sonunu hatırlasın.Sahipsiz Vatandaş.

Yorumu oyla      15      7  
FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
Serdar DEĞİRMENCİ
Serdar DEĞİRMENCİ
Sonbahar
Dr. Hakan TARTAN
Dr. Hakan TARTAN
Başıboş canileri toplamak!
Rifat ÖZER
Rifat ÖZER
Bu da geçer
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
Yemek kitabı değil Kültürel Miras!
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
İşte 'gülen' ilk fotoğrafı!
Oytun NALBANTOĞLU
Oytun NALBANTOĞLU
Son nefeste Göztepe!
Cumhur BULUT
Cumhur BULUT
Townç Sowyer'in maceraları
Neşe ÖNEN
Neşe ÖNEN
Dün ve Bugün Türkiye (9) 'Bizim radyo tiyatrolarımız vardı'
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Bektaşi Devleti tartışmaları!
Ender ALDANMAZ
Ender ALDANMAZ
Parti tabanı Özel’den kopuyor mu?
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva