Gözünüzün önüne getirin, bi’zahmet…

Kaç kadın?

Hayatında hiç karşılaşmadığı…

Hatta…

Göz göze bile gelmediği…

“Gözleri gülen bakışlı” bir orta yaş sevimlisi erkeği görünce…

Üşenmeden karşı kaldırıma geçip…

O’nun boynuna sarılır?

“Eh, vardır bu olayda bi’gariplik…” diyerek geçiştiremezsiniz…

İnsanlar…

Ağız dolusu, “Canııııım…” diyerek sarılır sevdiğine…

O, bunların tamamından nasibini almış…

Sevilmiş… Takdir edilmiş… İzlenmiş…

Ama…

Hepsinden önemlisi…

17’sinde nasılsa…

46’sında da aynı…

Değişimi hep…

Tecrübeleriyle birlikte yakalamış…

Daha güzeli var mı?

***

Bu meslekte emeklerken…

Bir büyüğüm, bu çileli aşkın tarifini şöyle yapmıştı:

“Gazeteci, her şeyden bir parça bilen kişidir…”

Öyle olmadığını…

Sonradan öğrendim…

Doğrusu şu:

“Gazetecilik, yaratıcılıktır!”

Gerisi, ahkam kesmektir…

***

Nasıl öldüğü / öldürüldüğü…

75 yıldır hala “bir bilinmeyen” olarak sırlar dünyası karanlığında duran…

Şair ve yazar Sabahattin Ali’nin…

Bir cümlesi…

Bana göre “10 numara 5 yıldız” bir tanımdır:

‘‘Ey bir cılız bir kalemden dile gelen hakikat; sen devleri korkutacak kadar mı korkunçsun?”

***

Ben bu özlü sözü…

Bu yaşta, bu kıdemde bayıla bayıla seviyorsam…

Bu yazının dünya sevimlisi kahramanı…

Televizyon gazetecisi de çok beğenecek eminim…

***

Hızlı okunmasında yarar olan bir hayat hikayesi var…

Çünkü…

Kendisi hep zamana karşı yarışan…

Ama en güzeli hep “gülümseyen” bir kimlik…

***

Hayatının 24 yılını aslanlar gibi…

TV gazeteciliğine verdi…

Ostim TV’de başlayan heyecan…

Atv… Star… CNN Türk… Kanal D… Fox… gibi…

Beyazcamlarda devam etti…

Artık…

Politika yapma zamanı…

***

Akrep burcunun tüm özelliklerini taşıyor…

Her bakımdan güvenilir, güçlü ve…

Ayakları üzerinde durabilen bir kişiliğe sahip…

Sürekli hareket halinde…

Hani çocuklar için derler ya; “yerinde duramıyor” diye…

Aynen öyle…

İçinde hep “çocuk heyecanı” barındırıyor…

Ve…

Hepsinden önemlisi…

Yapmak istediği her şeyi gerçekleştirmek adına…

Sonuna kadar çabalıyor ve asla vazgeçmiyor…

***

Ege’de SonSöz’de biz(!) gençlerle sohbet ederken…

Dikkat ettim…

Gazetecilik ana mesleği ama…

Dibine kadar hakim olduğu haberleri…

Gülen gözlerle atmosfere bırakırken…

Başkalarında bulamayacağınız bir özelliği var…

Nedir o?

İçiniz ekrandan yayılan enerjiyle “ısınsın” diye…

Gülen gözlerle takdim ediyor haberleri…

Ve, dahi…

Siz O’nu izlerken…

Resmigeçit halindeki haberlerin…

Kalbinizde nasıl yeşillenmesini istiyorsa…

O’na göre

Hayat veriyor…

Kelimelerin efendilerine…

***

Bunca yıl neden sevdik O’nun beyazcam’daki görüntüsünü?

Biraz tüyo vereyim:

“Hakiki olduğu için…”, bu biiiir…

“Birilerinden rol çalmadığı için…”, bu ikiii…

“Kulağınıza değil; ruhunuza seslenebildiği için…”, bu da üüüç…

Yeter mi, böylesi iyi ve temiz meziyet?

***

Al sana, “ender” bir özellik daha…

Kalemi kuvvetli; kalbi sevgiyle dolu…

O’nca işin arasına tek kişilik bir gösteri yazdı…

Yazmakla kalmadı…

Sahnede canlı canlı hayata geçirdi…

Batı dünyasının dediği gibi…

Tam bir “One Man Show”…

Yani…

“Tek kişilik gösteri…”

Önce oturmuş, yazmış…

Müzikli oyunun adı bile sevimli:

“Anne Ben Artist Oldum…”

Konu acıklı; anlatımı bol kahkahalı, orta şekerli…

Tahmin ettiniz, tabii…

20 küsur televizyon haberciliği yapan İrfan Değirmenci…

Bir sabah uyandığında kendini işsiz olarak bulur!

Ülke şartlarının(!) işsiz bıraktığı genç gazeteci…

Oturup, düşünmeye başlar…

Sahi!

Haberi “anlatma” hünerinin dışında ne gibi yetenekleri vardı acaba?

Alkışlar…

Gazeteci Değirmenci’yi çok mutlu etti…

İnsanoğlu…

Genç yaşta öğrenmeli…

“Acaba içimdeki gizli yetenekler neler?”

***

Televizyon gazetecisi…

Ekranların gülen yüzü İrfan Değirmenci…

(Sağır Sultan bile duydu ama ben yine yazayım…)

Geçen ay…

“Şaaak” diye karşımıza

Türkiye İşçi Partisi (TİP) İzmir 2’nci Bölge 1’inci sıra milletvekili adayı olarak çıkıverdi…

Şimdi…

“Küüüt” diye soracaksın:

“Neden siyaset ve neden TİP?”

İrfan Değirmencinin bu soruya verdiği cevaplar geçtiğimiz hafta…

Ege’de SonSöz’de yayınlandı…

Bir minik ilave yapayım…

Genç meslektaşımızın içinde…

İzmir’in (tarih boyunca yaptığı gibi…) kimilerini…

Şaşırtma “keyfi” yaşamak gibi bir özelliği var…

İrfan Değirmenci’ye sorarsanız…

İzmirlilerin…

Yüzyıllar boyu bu topraklara egemen olmayan çalışanları…

Ve dahi…

Ruhumuzu…

Ve de (utanmadan) benliğimizi ele geçirmek için çaba gösterenleri…

Her daim şaşırtma özelliği var…

Üstelik bunu “hayatın keyfi” gibi kullanıp neşeleniyor!

Yani…

İrfan Değirmenci İzmirli mi oluyor?

Galiba “evet” ama…

Hesap basit…

İzmir’in İkinci Bölgesi’nde 1 milyon 700 bin kişi oy kullanacak…

“17 İzmirli’den biri TİP’e oy verirse”…

İrfan Değirmenci…

Bu güzel kentin “28 milletvekilinden biri” olacak…

Ve iddia ediyor…

Kolunuza girecek ve bi’daha da çıkmayacak…

Biliyorum…

Her “temkinli” ve “uyanık” İzmirli gibi…

“Söz mü?” diye soracaksınız ama…

O da size…

Rahmetli Kayahan’ın unutulmaz şarkısındaki dizelerle karşılık verecek:

“Bir yemin ettim ki, dönemem…”

Ha’di, hayırlısı…

***

Yakın tarihten etkilendiği en kahreden olay…

Ezberlerin bozulduğu “2013 Gezi”…

Bu yüzden öğrendi ki…

Bundan böyle…

“Türkiye’nin fidanları”na…

Hiç kimse…

“Sus fazla siyasete karışma…” demeyecek; diyemeyecek!

***

Benim gibi…

“İçinden insan geçen haberleri” yazmaya…

Özellikle de seslendirmeye bayılıyor…

Mutlaka izlemişsinizdir O’nu…

Sizin gözünüzün içine bakarak haberleri nasıl seslendirdiğini…

Haber, dediğin…

Gazetecinin arkadaşı(!)dır…

Kadim dost olurlar…

Birbirlerinden ölünceye kadar ayrılamazlar…

Hangisi bu dünyadan göçüp giderse…

Diğeri “öksüz” kalır!

İrfan Değirmenci, bunu çok iyi biliyor…

***

Bitiriyoruz…

Televizyon Gazetecisi İrfan Değirmenci…

Türkiye İşçi Partisi’nin İzmir Milletvekili olarak…

Ankara’ya gitmeye hazır…

Sırt çantası ise…

Olmazsa olmaz “Hayır” ile biten kendi ürünü özlü sözlerle dolu…

Örneğin…

“Açın halinden anlamayana, elinde yalnız gururu olanın gururunun da satın alabileceğini düşünene, herkesi aynı kefede tartmaya hayır…”

Bi’örneğin daha:

“Bilim insanını, sanatçıyı, yazarı, çizeri, öğrenciyi, işçiyi, çiftçiyi, madenciyi, gazeteciyi, itaat etmeyen herkesi düşman bilene hayır…”

Nokta…

Hamiş: İrfan Değirmenci, 3 Kasım 1977 Ankara doğumlu... Babası Antalya Kumlucalı; annesi Afyonkarahisarlı… Ortaokul ve liseyi TED Ankara Koleji'nde tamamladı… Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi mezunu… Türkiye İşçi Partisi’ne, internet üstünden üye oldu; partilileri bile şaşırttı… Politikaya çabuk ısındı… Şu demecine bayıldım: “CHP, bir şeyden endişe edecekse bu Türkiye İşçi Partisi olmamalı…”

Sonsöz: “Sesini değil, sözünü yükselt! Yağmurlardır yaprakları büyüten, gök gürültüleri değil… / Hz. Mevlana…”