CHP’’nin Eski İl Başkanı Kemal Karataş aradı bugün. Neler dedi neler’… Her zamanki gibi kavga çıkaracak bir sürü şey söyledi.’¶

 

Deniz Baykal ve arkadaşlarını ’‘Kral Dairesi Ekibi’’ olarak tanımlamamdan oldukça rahatsız olduğunu ilk cümlelerinden anladım. Baykal’’ın 4 günlük İzmir şovunda üs olarak kullandığı, adeta ekibinin karargahına çevirdiği Ilıca Otel’’in Suit Odası, Karataş’’a göre Kral Dairesi değil, denize bakan biraz büyükçe bir odaydı.

’‘Kral Dairesi’’nde çatlak’’ yazıma kaynak oluşturan ve isimlerini gizlediğim 4 Baykalcı’’nın adını da merak ediyordu Karataş.

Özellikle de Baykal’’a, ’“Genel Merkez’’i eleştiriyorsunuz ama sizin zamanınızda da çok farklı değildi durum’” diyenin kim olduğunu’…

Havalimanındaki karşılamaya Baykal’’ın talimatıyla gitmediğini ama 4 gün boyunca özellikle odadaki görüşmelerin tamamına şahit olduğunu belirterek, ’“O kişi Baykal’’a tek bir laf bile etmedi. Yalan söylüyor’” dedi.

 

Ve tabi ki, ’“Baykal’’ı savunmak Kemal Karataş’’a mı kalmış, Savcı Sayan’’a mı diyen son Baykalcı İdris Yücel Özen’’in sözlerine getirdi sözü.

’“Yücel benim muhatabım değil. Ben tecrübesi, bilgisi, partililiği ile 40 yıllık Kemal Karataş’’ım. Baykal’’ı savunmak/temsil etmek için neyim eksikmiş. Sünnetim mi yokmuş’” deyiverdi bir anda.

Ben de Baykal’’ı temsil etmek için ’‘sünnet’’ şartı olduğunu öğrenmiş oldum bu sayede.

Özen’’e çok sinirlendiğini belli etmek için adının başındaki ’‘İdris’’i kısaltarak tekrarlayan Karataş, ’“Ben 40 yıllık Karataş’’ım’… O kim oluyormuş. Bülent Baratalı’’nın katibi’…’” dedi.

İtiraz edip, ’“İdris Yücel Özen İzmir Eski İl Sekreteri, İl Genel Meclisi Grup Başkan Vekili ve Genel Sekreter Yardımcılığı döneminde Baratalı’’nın Danışmanıdır’” diyerek düzeltmeye çalıştıysam da Karataş’’ı ikna edemedim. Ağzına geleni söyledi.

Kral Dairesi’’ni, ’“Deniz gören biraz büyükçe bir oda’” şeklinde düzeltip Baykal’’a ’“Geri dönmeyi aklından bile geçirme’” diyenlere bir güzel hadlerini bildirdikten sonra sıra geldi Baykal’’ın dönüş senaryosunu konuşmaya’…

Şu soruyu yönelttim Karataş’’a’…  

 

Yanıta, ’“Siyasette yarınların ne getireceğini kimse bilemez’” diye başladı Karataş.

Ve; ’“Bir kaset çıktı Baykal gibi efsane çöktü. Referandumda sandıktan çıkacak sonuca göre durum değerlendirmesi yapılabilir. Ama Deniz Bey’’in aklında böyle bir şey yok. O Türkiye’’nin içinden geçtiği kritik sürece dikkat çekip, 12 Eylül’’de hayır çıkması için çalışıyor. Bu senaryoyu tabi ki ben de duydum. Ama Deniz Bey’’in ağzından değil’”

İkinci soruyla devam ettim’…

’“Peki başta Yılmaz Ateş, Savcı Sayan olmak üzere eski kurmaylarının İzmirli siyaset aktörlerini arayıp ’“Bu harekete sahip çıkın, yarınların ne getireceği belli olmaz’” türünden aba altından sopa göstermelerini nasıl yorumluyorsunuz?’”

’“Olabilir’… Ama Deniz Bey’’in aklından böyle bir şey geçirdiğini sanmıyorum. Ziyarete gelenler arasında ’“Efendim sizi yeniden CHP’’nin başında görmek istiyoruz’” gibi cümleler kuranları hemen susturup, referanduma ve Türkiye’’nin içinden geçtiği sürece dikkat çekti. Öyle bir senaryo varsa da Baykal şu anda o noktada değil’” dedi.

 

Ve ekledi tabi ki; ’“Deniz Bey dünkü çocuk mu. Yanına gelen ve ’‘Sizi yeniden başta görmek istiyoruz diyenlerin çıkışta kimleri aradığını bilmiyor mu’… Öyleleri var ki hem Deniz Bey’’le hem Önder Sav’’la hem de Kemal Kılıçdarıoğlu ile aynı anda görüşüyor’”

 

Sohbetimiz sırasında Baykal’’ın ziyarete gelenlere CHP’’nin yeni yönetimine sitemkar olduğunu Karataş’’ın şu sözlerinden çıkarıyorum.

’“Bizlere sokağa inip referandum için tavır alın dedi. Partisi tarafından kendisine Antalya’’da bile görev vermediğini söyleyip, ’“Ama görev vermeseler de ben Antalya milletvekili olarak çalışacağım’” diyerek bizleri de teşvik etti. O nedenle tüm arkadaşlar bugün itibariyle sahadayız. Tişörtlerimizi hazırladık. Sokağa inip İzmirli’’ye neden hayır demeleri gerektiğini anlatacağız’”

 

Baykal’’ı İzmir programında yalnız bırakmayan ekibin ’‘Hayır’’ kampanyası için partiden ayrı bir program yaptığını bunu da Baykal’’ın talimatıyla yaptıklarını itiraf eden Karataş, ’“İlk toplantıyı neden İzmir İl Başkanlığı’’nda yapmadınız’” diye sorduğumda ise;

’“İzmir İl Başkanlığı tadilat nedeniyle kapalıymış. Salonları yıkmışlar’” diye yanıt verdi.

Sonrasında Nalbantoğlu’’nu aradığımda, ’“Tadilatın doğru olduğunu ama bir alt katta yeni tuttukları binada çalışmaların devam ettiğini’” öğrendim.

Yani Karataş’’ın derdi üzüm yemek değil, bağcıyı dövmekti.  

Demek ki Karataş öncülüğündeki Kral Dairesi Ekibi, İzmir örgütünden bağımsız bir çalışmanın içine girerek alternatif il, alternatif örgüt görüntüsü sergilemekte kararlı.

 

Kemal Karataş’’ın takıntılı olduğu bir diğer isim ise kuşkusuz Rıfat Nalbantoğlu’…

AKP İzmir İl Başkanı Ömür Kabak’’ın, ’“Evetler, Hayır’’ı geçmezse istifa ederim’” sözüne atıfta bulunup, bu iddianın karşılığında Nalbantoğlu’’nun da ’“Hayırlar yüzde 70 olacak. Şimdiden bıraksın o zaman’” yanıtını hatırlatan Karataş, ’“Evetler hayırları geçemezse Kabak istifa edecek. Hayır, oranı yüzde 70 olmazsa da Nalbantoğlu aynısını yapmalı, yani istifa etmeli’” diyor şimdiden.  

 

Karataş’’ın şahsıma yönelik eleştirileri, şahsına yönelik övgü dolu hatırlatmalarıyla süren telefon görüşmesinden benim çıkardığım sonuca gelince;

Dönüş senaryosunu kaleme alanlar Baykal’’dan ziyade Baykalcılar’… Ama yılların kurdu Baykal’’ın da gönlü var bu işte.

Ama senaryoyu şimdiden dillendirip, projeyi ete kemiğe büründürmeye çalışanlar daha çok,

’‘Gidecek yeri olmayanlar’’ şeklinde tanımladığım siyasi kariyerlerini Baykal’’a borçlu olup, onsuz bir gelecekte yok olması beklenenler.

Ve ’‘Kral Dairesi’’ yakıştırması ekibe ciddi bir acı vermiş görünüyor. Özellikle de Kılıçdaroğlu’’nun kavurucu yaz sıcağında meydan meydan dolaşırken birilerinin klimalı Kral Daireleri’’nde dönüş senaryosu yazarak konsantrasyon bozduğu, bir çeşit ihanet içinde oldukları ibaresi, ifadesi’…

Bu yaftadan kurtulmanın da tek bir yolu var. Hayır, tişörtlerini giyip, kendini sokağa atmak’…

Ama kesin olan bir şey var ki; O da bir dönemin Genel Başkanı Deniz Baykal artık bir ekip başı olduğu’…

Çeşme’’de kim varsa, Karataş’’ın ’‘Hayır’’ kampanyasında da onlar var. Eski İl Başkanı, Eski İlçe Başkanları, Eski Kadın Kolları Başkanı’…

Yücel Özen’’in yıllar önce Sav ekibini kast ederek söylediği, ’“Neredeyse tuvalete birlikte gidecekler’” yakıştırması artık Baykal ve arkadaşları için de geçerli.

Çünkü; onlar artık  bir ekip’…

Baykal, ekip başı, Karataş ekip şefi’…

’‘Bir gece ansızın gelebilirim’’ şarkısı da bu ekibin resmi marşı.