Ümit YALDIZ
Ne olacak bu liderlerin hali?
29 Nisan 2011 Cuma

Biraz küfürlü, biraz kaba, biraz irite edici de olsa meydanlardaki çekişmenin dozu yükseliyor. Liderler birbirlerine kavgada bile söylenmeyecek ifadeler kullanıyor. Diyeceksiniz ki; ‘Bunlar yeni mi… Eskiler de böyle değil miydi?’
Evet. Eskiler de böyleydi. Belki de böyle oldukları için eskidiler, eskide kaldılar.
Bakın Tansu Çiller ve Mesut Yılmaz’a… Genç yaşlarında ve en iddialı oldukları dönemde sandığa gömülüp, siyaset sahnesinden silindiler.
Bir zamanların başbakanlarıydı bunlar. Bugün biri AKP’ye öbürü CHP’ye payanda olup hayata tutunmaya çalışıyorlar.
İşte günübirlik politikalarla halkı oyalayan, ekibine sahip olamayan, seçim meydanlarında iki anahtar, il, ilçe vaatleriyle ve popülist yaklaşımlarla oy devşirmeye çalışanların sonu bu.
Daha kalıcı olmaya çalışan siyasilere duyurulur. Unutmayın ki tarih ancak ders almayanlar yani ahmaklar için tekerrür eder.  Seçim meydanlarında kendilerini kaybedip küfür/hakaret yağdıran, kavgada bile söylenmeyecek sözleri milyonların/kameraların önünde sarf edenler, yarın meclis çatısı altında birbirlerinin yüzlerine nasıl bakacak?  
İşte Bahçeli ve Erdoğan’ın durumu ortada… 23 Nisan törenlerinde soğuk savaş yaşandı. Göz göze bile gelemediler.  Bu gidişle Kılıçdaroğlu ile Erdoğan’ı da aynı son bekliyor.
Her iki lider de birbirlerinin gözünü oyarcasına seviye kontrolü yapmadan saldırıyor. Kürsüdeyken kendilerini kaybedip bayır aşağı ağız viteslerini boşa alıyorlar.
Neticede ortaya bırakın çocukları yetişkinlerin bile izlemesi sakıncalı haber bültenleri çıkıyor.
Türkiye Cumhuriyeti’nin iktidarına da muhalefetine bu üslup yakışmıyor.
Ya-kış-mı-yor.
Liderlere naçizane tavsiyem şu…
Seçmen olarak biz onların küfür dağarcığını, hakaret yeteneğini değil, bu ülke için, yaşadığımız kentler için, yarınlar için projelerini merak ediyoruz.
Ve küfürlerin değil projelerin/fikirlerin çarpışmasını istiyoruz. Çılgın Projeler bekliyoruz. Ama İstanbul boğazı kadar vatandaşın boğazının da düşünüldüğü, yoksulluğa, işsizliğe çözüm değilse de umut olacak söylemler bekliyoruz. Tabi ki bunları yapmak, bunları konuşmak kolay değil. İktidar halka gerçek gündemini unutturmak için uçarı/çılgın projelerden medet umarken muhalefet iktidarı yıpratmak için kendinden geçiyor, ağzının ayarını bozuyor.
*
Geçenlerde Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay da ‘üslup çağrısı’ yapmıştı Ege Tv ekranlarından. Kendisine ‘dönek’ diyen ve kavgaya çekmeye çalışan CHP Genel Başkan Yardımcısı Alaattin Yüksel’e hitaben ‘Kavgaya değil, hizmete geldim’ diyerek siyasetin hizmet aracı olduğunu hatırlatmıştı. Kendisinin de geçmişte benzer hatalar yaptığını çok insan kırdığını hatırlatan Günay, televizyon ekranında kırıp/döktüğü insanlardan ‘özür’ dilemişti hatta. Bu yaklaşımı Günay’ın kavgadan kaçtığı şeklinde yorumlayanlar olduğu gibi olgunlaştığı, ustalık dönemine girdiği şeklinde değerlendirenler de oldu.
Günay’ın üslup çağrısında ne denli haklı olduğu ortaya çıkmaya başladı. Ancak bu çağrıya Bahçeli ve Kılıçdaroğlu kadar Sayın Başbakan’ın da kulak vermesi gerektiği de aşikar. 
Günay’dan söz etmişken;
Bir zamanlar genel sekreterliğini yaptığı, genel başkan adayı olduğu CHP’nin kalesine gönderilmiş, bu kaleyi zaptu rapt altına almakla vazifelendirilmiş bir kumandan o şu anda.
Bu gerçeğin de farkında…
Hem siyaseten hem de psikolojikman işi zor. Aday tanıtım toplantısında bir grup gencin ‘Cesur Yürek’ sloganı atması boşa değil yani. İzmir’e gelmek bu kentte siyaset kararı vermek başlı başına yürek işi Günay cephesinden bakıldığında.
Tüm zorluğa rağmen seçim çalışmalarına CHP’nin lokomotifi kabul edilen Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’nu ziyaret ederek başlaması, sonrasında CHP’nin il başkanlığını ziyaret etmesi manidar.
Bu bir nezaket ziyareti olabileceği gibi ‘Dönek’ suçlamasından sonra olası daha sert hamlelerin önünü kesmeye dönük bir siyasi manevra da olabilir. Bakan Günay, CHP terbiyesi almış, partinin en önemli koltuklarından biri olan genel sekreterliğinde bulunmuş bir siyaset adamı olarak İzmir satrancında birkaç hamle sonrasına dönük adımlar atıyor gibi…
Eski bir CHP’li olarak eski yoldaşlarının atacağı adımları önceden kestirmek Günay gibi bir tecrübe için zor olmasa gerek!
Kestirmek zor olsa bile içerden yardım alması mümkün Günay’ın. CHP örgütünün küskünlerle dolu olduğu, Günay’ın birlikte uzun süre yol yürüdüğü pek çok arkadaşının hala aktif siyaset yaptığı baz alınırsa zor olması zor!
Taşkınlık çıkarmadan Günay ziyaretini tamamlayan, olası provokasyonu önleyen CHP İl Yönetimini tebrik etmek gerekiyor. Siyasette üslup ve seviyenin tartışıldığı şu dönemde İzmir’in ihtiyacı olan son şey kavgaydı çünkü.
*
CHP’ye dönersek… İkinci bölgede Mustafa Moroğlu ve Mehmet Ali Susam’ın hızlı bir başlangıç yaptığını söylemek mümkün. Susam’ın geçmiş seçimlerden ve kongre süreçlerinden deneyimi ile Moroğlu’nun aktivist yapısı 2. bölgede fark yaratacağa benziyor.
Alaattin Yüksel’in henüz istenilen performansı yakalayamadığı, maç eksiği ya da başka nedenlerden az da olsa form sorunu yaşadığını görmek mümkün. Ama Yüksel’in kısa sürede form tutarak alana döneceğini umuyorum.
Dr. Aytun Çıray da yeni partisine kısa sürede uyum sağlamış görünüyor. Eşiyle birlikte sahaya inen Çıray’ın merkez sağ üzerinde etkili olması bekleniyor. İthal adaylar kenti ve örgütü tanımaya çalışıyor. Seçim bölgesi yanlış yazılmışların bazıları da bölgelerine alışma çalışıyor tabi ki…
*
Ve MHP… Kaset skandalıyla sarsılan MHP’de Devlet Bahçeli, tecrübesini konuşturarak süreci en az hasarla atlattı. İki genel başkan yardımcısının uygunsuz görüntülerle deşifre olması bir yana parti tabanıyla taban tabana zıt sözler nedeniyle zor günler geçirmesi beklenen MHP’de Bahçeli, kangren olan parmağı bir çırpıda kesip atarak, örnek bir liderlik sergiledi.
Belki de partisini baraj altına itebilecek bu komplodan en az hasarla sıyrılıp, usta bir şoför tecrübesiyle şarampolün başındaki partisini devrilmekten kurtardı.
İki genel başkan yardımcısının gözünün yaşına bakmadan hem vekil adaylığından hem de partideki görevlerinden istifa ettirdi.
Belki de seçim öncesi partiyi baraj altına atmak için özel olarak tertiplenmiş bu tuzak, MHP teşkilatını kendine bile getirmiş olabilir. Bir yandan liderlerinin içlerindeki çürük elmaları ayıklamada gösterdiği net tavır ortaya çıkarken bir yandan da partiye yönelik kasetli tezgah ayyuka çıktı. Yerleştirilmiş bir kamera, politika özellikle de iç politika meraklısı yabancı uyruklu hayat kadınlarından benim anladığım buydu en azından…
Siyasetin bel altına indirilmediği, liderlerin üslup sorunu yaşamadığı, projelerin/fikirlerin konuşulduğu bir ülkede yaşamak umuduyla…

Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
Cumhur BULUT
Cumhur BULUT
Townç Sowyer'in maceraları
Neşe ÖNEN
Neşe ÖNEN
Dün ve Bugün Türkiye (9) 'Bizim radyo tiyatrolarımız vardı'
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Bektaşi Devleti tartışmaları!
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
‘Erkekler bastığım kaldırımı öperdi!’
Ender ALDANMAZ
Ender ALDANMAZ
Parti tabanı Özel’den kopuyor mu?
Kemal ANADOL
Kemal ANADOL
CHP ne yapmalı?
Prof. Dr. Mustafa KAYMAKÇI
Prof. Dr. Mustafa KAYMAKÇI
Neden toprak reformu yapılmalı?
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Eril toplumda kıyamet alametleri...
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
İzmir’e kruvaziyer niye gelsin?
İhsan Özbelge ÖZDURAN
İhsan Özbelge ÖZDURAN
İzmir’in sokakları hem kız hem deniz kokar… 
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva