Fikret İLKİZ
Medya ile siyaset ya da siyasetin medyası’…
24 Ağustos 2009 Pazartesi

Gazeteci Nail Güreli’’ye göre, gerçeği aktarmayı görev bilen gazetecinin dikkat etmesi gereken husus, sadece olayın varlığından ibaret değildir.’¶
Olayın gerçekliği birkaç kaynaktan doğrulanmalıdır. Olayın bazı kaynaklar tarafından ’“saptırılıp saptırılmadığına’” dikkat edilmelidir. Gazeteci, haberin kişisel, siyasal veya ekonomik çıkarlara alet edilmemesi için çok titizlenmelidir. Gazeteci farkında olmadan ’“kullanılmış’” duruma düşmemelidir. Güreli’’ye göre; eğer gazeteci ’“zaten farkına vararak bunu yapıyorsa, durum çok vahimdir; ’“tetikçi’” durumuna düşmüş’” olur. (Şu Bizim Medya. Nail Güreli. Bas-Haş. İst. 2004)
 
Farkında olmadan ’“tetikçi’” olmakla, farkına vararak ’“tetikçi’” olmak arasındaki farkın farkına varmak için; gazeteci olmak gerekmiyor’… Olayların farkında olmak, zaten gazetecilik mesleğinin gereğidir ve bu durum ’“tetikçi’” olmaya engeldir. Gazetecilik adına farkına varılarak yapılan tetikçilik ise, zaten gazetecilik değildir.
 
Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesine göre gazeteci; kendisine güvenilerek verilmiş bilgilerin, belgelerin kaynaklarını, kendileri izin vermediği sürece, mesleki gizlilik ilkesi uyarınca, hiçbir şekilde açıklamaz.
 
Gazeteciler, gazetecilerin haber kaynaklarını açıklarsa ne olur?
 
1999 yılında gazetelere de yansıyan bir olayda; bir televizyon kanalında, uyuşturucu kaçakçısını koruduğu iddiasıyla mahkemelik olan bir ilin Valisinin merkeze alınacağı, henüz kararname açıklanmadan bir gazeteci tarafından haber yapılmıştı. Bunun üzerine Vali, televizyonun sahibini arayarak bu bilginin kim tarafından gazeteciye verildiğini öğrenmek ister’… Televizyonun sahibi de Ankara Temsilcisini arar. Muhabirin bağlı olduğu Ankara Temsilcisi, gazeteciye ’“haber kaynağını’” sorar. Gazeteci ’“kaynağı zor durumda’” kalacağı gerekçesiyle açıklamak istemeyince Ankara temsilcisi, "Ben temsilciyim bana açıklamak durumundasın" diyerek ısrar eder. Bunun üzerine haberi yapan gazeteci haber kaynağının adını temsilciye söyler.
 
Tayin edileceği ileri sürülen Vali gazetecinin haber kaynağını arar. Çünkü, kaynağın kim olduğunu öğrenmiştir. Haberi gazeteciye veren emniyet mensubu yöneticiye, bilgiyi onun verdiğini öğrendiğini usturuplu şekilde aktarır. Emniyet mensubu bunun üzerine kimliğinin ’“deşifre’” edilmesinden duyduğu rahatsızlığı haberi yazan muhabire yansıtır. Üstüne üstlük yönetmekle görevli olduğu bölümü de tüm gazetecilere kapatır. Bu gelişmeler üzerine, haber kaynağının kimliğini sadece Temsilci’’ye açıklayan gazeteci; yöneticilerinin meslek etiğine aykırı davranarak, haber kaynaklarından birisini deşifre ettiği için görevinden istifa eder. Aynı televizyonun Haber Müdürü gazeteci de muhabirini destekler ve o da aynı gerekçeyle istifa ederek ayrılır.  Her iki gazeteci TV kanalını dava ederek yasal haklarını isterler. Yerel mahkemenin istifa halinde kıdem tazminatı ödenmeyeceğine karar verir ama Yargıtay kararı bozar. Gazetecilerin haber kaynaklarının gizliliğinin korunmasının meslek ilkelerinin bir gereği olduğuna karar veren Yargıtay, onurları kırılan gazetecilerin istifalarını haklı bulur.
 
Bütün bu olup bitenler, medya-siyaset ilişkinin içinde bulunduğu durumun sorgulanmasını gerektiriyor’… Bir gazeteci, başka bir gazetecinin haber kaynağının kimliğini bir Vali’’ye neden deşifre eder? Bu, kimin çıkarınadır?
 
Medyada, gazeteci ile siyasetçi arasındaki ilişki nasıl olmalıdır?  
 
Medya ile siyaset ilişkisi ya da gazeteci ile siyasetçinin arasındaki ilişkide mutlaka hissedilir ve taraflarca saygı gösterilen bir mesafe olması zorunludur.  Nail Güreli’’ye göre; eğer bu ilişki karşılıklı çıkar ilişkisine dönüşmüşse çok sakıncalıdır. Bütün haberler, yorumlar, köşe yazıları ve eleştiriler çıkar ilişkileri karşısında eğilirler, bükülürler. Gerçekler, erir. Çıkar ilişkilerine göre eğilmiş, bükülmüş ve şekil değiştirmiş biçimde gerçekmiş gibi gösterilir. Çıkar ilişkilerine bağımlı olan haberler ’“habermiş’” gibi verilmeye başlar ve halkın gerçekleri öğrenme hakkı biter.    
 
Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesine göre gazeteci; bir bilginin, haberin yayını ya da yayınlanmamasını karşılığı hiçbir maddi veya manevi avantajın peşinde olamaz. Gazeteci, devlet başkanından milletvekiline, işadamından bürokratına kadar, haber kaynağını olarak da kabul edilen kişi ve kurumlarla iletişimini ve ilişkisini meslek ilkelerini gözeterek yürütür.

Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
Oytun NALBANTOĞLU
Oytun NALBANTOĞLU
Son nefeste Göztepe!
Cumhur BULUT
Cumhur BULUT
Townç Sowyer'in maceraları
Neşe ÖNEN
Neşe ÖNEN
Dün ve Bugün Türkiye (9) 'Bizim radyo tiyatrolarımız vardı'
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Bektaşi Devleti tartışmaları!
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
‘Erkekler bastığım kaldırımı öperdi!’
Ender ALDANMAZ
Ender ALDANMAZ
Parti tabanı Özel’den kopuyor mu?
Kemal ANADOL
Kemal ANADOL
CHP ne yapmalı?
Prof. Dr. Mustafa KAYMAKÇI
Prof. Dr. Mustafa KAYMAKÇI
Neden toprak reformu yapılmalı?
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Eril toplumda kıyamet alametleri...
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
İzmir’e kruvaziyer niye gelsin?
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva