Ümit YALDIZ
Kaset-maset üzerine…
26 Mart 2014 Çarşamba

Gerçekten baydı.
Kabak tadı verdi.
İnsanların sosyal medya ağlarında ‘aç kurtlar gibi’ kaset yolu gözlemesi…
Ivır zıvır internet sitelerinin ‘ballandıra ballandıra’ kaset sunuşları yapması…
Kasetler üzerinden Türk siyasetinin dizayn edilmesi…
Muhalefetin, muhaliflerin olası kasetlere bel bağlaması…
Zaman zaman ‘Yeteeeeeeeeeeeeeer’ diye nara atasım geliyor.
Sözün bittiği yeri geçtik milletçe…
Zıvadan çıktık!
O kaset senin, bu kaset benim…
Kaset demek şantaj demek, tehdit demek…
Her halükarda ahlaksızlık demek…
Ahlaksızlık sadece kasetin içinde değil dışında da var.
Hazırlığında, sunuşunda, servisinde…
Yok, Başbakan’ın bilmem kimle muta nikâhı kaseti çıkacakmış.
Yok, falan vekilin, bakanın da kaseti varmış.
Filan bakan o nedenle istifa etmişmiş.  
Diyelim ki Başbakan’ın kaseti çıktı.
Her türlü teknik önleme rağmen de yayınlandı.
Sana ne… Bana ne… O’na ne…
Eşini bağlar, ailesini bağlar…
Uygunsuz görüntüleri olan kadını milletvekili listesine yazmamışsa, devlet bürokrasisinde bir noktaya atamamışsa, kamu ihalesi vermemişse… Bana ne, sana ne…
Kaldı ki henüz ortada böyle bir kasetin varlığı bile söz konusu değil…
Diyebilirsiniz ki, Efendim Sayın Başbakan Baykal’ın, MHP’lilerin kasetlerinin ardından dedi ki: - Bazı şeyler oluyorsa eşiyle mi oluyor. Özel değil genel bu genel… Genel ahlaksızlık!
Olabilir. Sayın Başbakan özellikle son dönemde pek çok yanlışa imza atıyor. Kasetlerin ardından yaptığı da buydu. Yani yanlıştı. Yanlışa yanlışla karşılık vermek ne kadar doğru olur. Sorarım size…
Burada asıl sorgulanması gereken şudur.
Neden kasetler üzerinden siyaset mühendisliği yapılıyor bu ülkede…
Mahkemelerde, soruşturma dosyalarında olması gereken tapeler neden kirli, karanlık eller üzerinden servis ediliyor.
Çünkü o tapeler savcı talebi, hakim kararıyla elde edilmiş resmi belgeler…
Başbakan’ın meşhur Bilal tapesi de öyle Rıza Sarraf’ın bakanlarla geçen tüyler ürperten tapeleri de…
Asıl sorgulanması gereken budur belki de.
Adaleti kasetle sağlamaya mahkum olmuş bir ülkeye dönüşmüşüz.
Yargıya güven kalmamış, polise itibar edilmiyor.
Belki yargı ‘paralel’ yapıların eline geçmiş, intikam makinesine dönüştürülmüş.
Düne kadar sadece muhaliflerin, ulusalcıların, KCK’lıların güvenmediği yargıya bugün AK Partililer de güvenmiyor. Yarın cemaat de güvenmeyecek.
Dün Aziz Kocaoğlu’nun ‘adalet, adalet’ diye yakarmasına kulak tıkayanlar bugün avazı çıktığı kadar adalet çığlığı atıyor.
Dün Baykal’ın, MHP’lilerin kasetleri üzerinden genel siyaset yorumları yapanlar bugün ya sus-pus oluyor. Ya da başka şeyler konuşuyor.
İşte böyle bir süreçte internet gibi çağın belki de en gerekli aracını kirli emellere alet ediyoruz. Kirletiyoruz.
İnternete düşmek gibi bir terimin peydahlandığı süreçteyiz.
Bir zamanlar Türk filmlerinde ‘kötü yola düşmek’ diye bir klişemiz vardı.
Şimdilerde moda internete düşmek…
Hu hu… Duydun mu falancanın kaseti internete düşmüş…
Vah vah vah…
Twitter’ın başka ülkelerde de bizimki gibi kullanıldığını sanmıyorum mesela…

Ya da Facebook’un, Youtobe’un…
Bir hesaplaşma aracı… Bir şantaj aracı, tehdit aracı…
Gelişmekte olan ülke olmanın derin sancısı belki de tüm bunlar…
Bir sabah uyanacağız ve bu kâbus bitmiş olacak.
İnternet insanların özgürce haberleştikleri, mutluluklarını, sevinçlerini paylaştıkları, gerektiğinde seviyeli bir şekilde dünya görüşlerini savundukları platformlara dönüşecek. O sabah bu ülkede adalet yeniden mülkün temeli olarak tanımlanacak.
Sadece muhaliflere değil herkes için adalet sağlanabilecek. Hukukun üstünlüğü, demokrasinin, çok sesliliğin gerekliliği…
Kimsenin ötekileştirilmediği…
Devleti yönetenlerin her gün işaret parmağını sallayıp birilerini tehdit etmediği…
Herkesin birinci sınıf vatandaş muamelesi gördüğü…
Hizmetin herkese eşit verildiği, dağıtıldığı… 75 milyonun 5 yılda bir kez balkonlarda değil her gün kucaklanıldığı bir güne uyanacağız o gün.
*
İşte bu duaya ‘Amin’ denir…

Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
Toplam 3 yorum var, 3 adet görüntüleniyor. Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 
megaköylü 27 Mart 2014 Perşembe 13:23

ümit bey yazınızdan dolayı tebrik ediyorum.şeffaf ve tarafsız yazınızı büyük zevkle okudum.dediğiniz gibi.bu ülke kasetlerle yönetilmemeli.kaset çıkaranlar,ortalığı yakıp yıkanlar yönetmememeli bu ülkeyi.istikrarı kaybetmemeliyiz.

Yorumu oyla      12      6  
Savun 26 Mart 2014 Çarşamba 15:54

Yüzde 99 katIlIyorum.

Yorumu oyla      24      6  
35 26 Mart 2014 Çarşamba 15:21

Keşke olmasıydı ama ne yazık ki bu seçimde AKP dışında kime oy versek paralel yapıya kazandırmış olacağız. Çünkü o yapının içindeki arkadaşlara her ilde AKP karşısındaki en güçlü adaya oy verilmesi talimatı verildi.

Yorumu oyla      27      12  
FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
Serdar DEĞİRMENCİ
Serdar DEĞİRMENCİ
Sonbahar
Dr. Hakan TARTAN
Dr. Hakan TARTAN
Başıboş canileri toplamak!
Rifat ÖZER
Rifat ÖZER
Bu da geçer
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
Yemek kitabı değil Kültürel Miras!
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
İşte 'gülen' ilk fotoğrafı!
Oytun NALBANTOĞLU
Oytun NALBANTOĞLU
Son nefeste Göztepe!
Cumhur BULUT
Cumhur BULUT
Townç Sowyer'in maceraları
Neşe ÖNEN
Neşe ÖNEN
Dün ve Bugün Türkiye (9) 'Bizim radyo tiyatrolarımız vardı'
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Bektaşi Devleti tartışmaları!
Ender ALDANMAZ
Ender ALDANMAZ
Parti tabanı Özel’den kopuyor mu?
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva