İzmir’’deki ön seçim talebi çığ gibi büyüyor. Genel Başkan Kılıçdaroğlu’’nun parti içi demokrasi ve ön seçim vaatlerinden güç alan bir grup demokrasi havarisinin çağrısıyla start alan çalışma, tabana yayılmış durumda.

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu ve İl Başkanı Tacettin Bayır gibi isimlerin de imzaladığı ön seçim talebi Yüksel Çakmur, Sabri Ergül, Mustafa Tosunlar, Cihan Türsen gibi isimlerin öncülük ettiği talep olmaktan çıkıp, İzmir örgütünün yüzde 90’’ı tarafından desteklenen bir çağrıya dönüştü. Belki kartopunu yukarıda saydığım isimler attı. Ancak tabandan gördüğü destekle bu talep çığ gibi büyüdü.

Ön seçim talebini sahiplenen İzmir örgütü iki gün sonra Ödemiş’’te’…

Sloganlar, bayraklar ve pankartları hazır.

Ön seçim talebinin genel merkeze ulaştırılması için yapılan toplantıda İl Başkanı Tacettin Bayır’’ın çağrısına uydular.

 Hani, ’“Ön seçimcileri Ödemiş’’te de görmek isteriz’’ demişti ya Sayın Bayır. O bakımdan yani’…Kulislerde Kılıçdaroğlu’’nun İstanbul, Ankara ve İzmir’’i önseçimden muaf tutacağı, bu illerin üye yapılanmasına güvenmediği konuşuluyor.

 

İstanbul’’u bilemem. Ankara’’yı da’…

Çünkü İstanbul’’da CHP en son 18 yıl önce iktidardaydı. Ankara’’da da öyle.

Ya İzmir öyle mi? İzmir CHP’’nin/solun kalesi’… Yerelde 11 yıldır iktidarda sol.

Son seçimde il genel meclisinde yüzde 49, Büyükşehir’’de yüzde 56,7 oy aldığı bir kent.

Tam 28 ilçe belediyesini kazandığı bir kent.

Bazı ilçelerdeki oy oranı yüzde 70’’lerin üzerinde.

Referandumda Kılıçdaroğlu’’nun ’‘Hayır’’ çağrısına yüzde 63 gibi rekor bir oyla karşılık vermiş, AKP’’ye karşı direnişte CHP’’nin üssü olmayı başarmış bir kent.

Tam 100 bine yakın aktif üyesinin bulunduğu bir kent.

Tüm bu verilerden hareketle İzmir’’in İstanbul ve Ankara ile aynı kefeye konulması hem teknik hem siyasi açıdan abesle iştigal.

Hele hele de üye yapılanması için, ’‘bozuk’’ ibaresi, abesle iştigalin, hakaretin daniskası’…

Delege bazında ön seçimden korkuyor/korkutuluyor olabilir Kılıçdaroğlu. Ama tüm üyelerle ön seçimden korkmamalı. Tüm üyelerle ön seçim çağrısı, 90 bin kişinin sandığa gideceği, şu anda kulisleri kaynatan 300’’e yakın aday adayının köylere kadar gitmek suretiyle propaganda sürecini başlatacağı bir iç yarış olacaktır.

İzmir örgütü kendi seçtiği adaylarına sahip çıkmak adına seçimde tüm gücüyle çalışacak, hem milletvekili sayısında hem de oy oranında belirli bir artış kaydedecektir.

 

Ama birilerinin farklı hesabı varsa başka’…

Mesele partinin oy oranı, çıkaracağı milletvekilinden çok belirli bir ekibin korunması, diğerlerinin tasfiyesiyle başka.

Diyorlar ki, ’‘naylon delegeler, üyeler var’’

Eve, doğrudur. Bu konuda onlarca haber/yazı yazdık çünkü. Ama adrese dayalı nüfus sisteminde ’‘naylonluk’’ mümkün değil.

Özellikle de milletvekili seçimlerinde. Mahalle seçimleri olsa bu iddiaya kısmen katılırım. Ama milletvekili seçimlerinde, il bazında bir ön seçimden söz ettiğimiz için, üyenin o ilde oturması yeterli’… O yüzden ’‘naylon üye/delege’’ kılıfıyla ön seçimden kaçmak mümkün değil. Öte yandan ancak ve ancak yüzde 3-5’’lik bir bozukluk yüzünden 90 bin üyeyi töhmet altında bırakacak yorumlar hiç doğru değil.  

Herkes niyetini açık açık ortaya koymak zorunda... Çünkü siyasette hiçbir şey gizli kalmıyor.

Kendi adıma yanıtını merak ettiğim sorular var.

’—İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, iki ay önce attığı imzanın arkasında durabilecek mi?

’—İl Başkanı Tacettin Bayır’… 1999’’daki ön seçim zaferiyle gurur duyan, parti içi demokrasi taleplerini en yüksek sesle dile getiren Bayır, dün söylediklerini bugün hatırlayacak mı? Ya da attığı ’‘ıslak imzanın’’ arkasında durabilecek mi?

Bu üç isim önemli’… Parti içi dengeler bakımından İzmir’’in siyasi iktidarı kabul edilen ve kentin siyasi patronluğunu üstlenen bu üç isim isterse ön seçimden Kılıçdaroğlu bile kaçamaz çünkü.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’’na gelince; İzmir’’de yapmadığı ön seçimi tüm ülkede yapsa kar etmez. Unutulmaması gereken İzmir’’in CHP’’nin kalesi, kalbi olduğudur.

AKP’’den örnek verelim’…

Diyelim ki AKP parti yönetimi bakımından radikal sayılabilecek bir adım atacak. Nerede başlatır ya da ilk nerede uygular dersiniz?

Konya’’da, Kayseri’’de, Ankara ya da İstanbul’’da uygular tabi ki. Çünkü bu kentler AKP’’nin kalesidir.  

CHP, ön seçim yapacaksa, parti içi demokrasi hareketini güçlendirecekse, bunu ilk önce kalesi İzmir’’de yapacak. İzmir’’i AKP’’nin kalesi olan, İstanbul ve Ankara ile yan yana değerlendirip, ’‘yok saymaya’’ istedikleri gibi dizayn etmeye kimsenin hakkı yoktur.

’“Nasıl olsa İzmir’… Odunu koysak, seçerler, ön seçim de yapsak, merkez yoklaması da yapsak fark etmez’’ mantığı doğru değildir.

Son yerel seçimde ’‘merkez yoklaması’’ ile belirlenen belediye başkanları ve meclis üyeleri yüzünden binlerce İzmirli ’‘elim kırılsaydı’’ aşamasına gelmiştir bugün.

Ve ne yazık ki, genel seçime giderken CHP’’nin İzmir’’deki en büyük handikabı yüzde 50’’lerin üzerinde oy olarak ’‘seçilen’’ belediye başkanlarıdır.

Koltuğunu dolduramayan, kendini seçilmiş kral zanneden, değil kenti meclisini bile idare etmekten aciz bir grup yerel yönetici’…

İzmir’’in desteğini bu kadar hor kullanmaya kimsenin hakkı olduğunu sanmıyorum. Ve de son kez uyarıyorum.

Sözünüzün, imzanızın arkasında durun.

Bir dediğiniz, diğerini tutsun.

Daha iktidara gelmeden, ’‘güvenilmez’’ damgası yemeyin.

Ve de ’‘devranın’’ sürekli döndüğünü, ’‘Keser, döner sap döner, gün gelir, hesap döner’’ atasözünü aklınızdan çıkarmayın.

Ve İzmir’’i yabana atmayın. Hafife almayın.