Fikret İLKİZ
Günebakan çiçekleriyle yaşamak
14 Ağustos 2009 Cuma

12 Ağustos 1999’… Yeryüzü şairi Can Yücel çok sevdiği İzmir’’de öldü.
 
Vasiyeti gereği çok sevdiği günebakan çiçekleriyle uğurlanarak Datça'ya gömüldü.
 
Evi Datça’’da’… Can Yücel sokakta’…’¶
 
İzmir Büyükşehir Belediyesi Meclisi’’nin 07.07.2003 tarihli 112 nolu kararı ile Alsancak semtinde Kıbrıs Şehitleri Caddesi üzerindeki 1452 numaralı Sokağa şair, çevirmen ’“Can YÜCEL’” isminin verilmesine karar verilmiş.
 
Yaşar Ürük’’ün çok büyük emek ürünü İzmir Büyükşehir Belediyesi Kent Kitaplığı yayınlarından (Birinci bası.2008) ’“İzmir’’i İzmir Yapan Adlar’” kitabının 274 üncü sayfasındaki bilgiye göre de anılan sokağa ’“Can Yücel’” isminin 2004 yılı Mart ayında verildiği yazılı.
 
Can Yücel’’in İzmir’’i ne kadar sevdiğini onu sevenler çok iyi bilirler. Bu sene 10 Ağustos günü ölüm yıldönümünde karikatüristlerin ve sanatçıların katıldığı anma etkinliklerinden birisi de İzmir Alsancak’’taki Miko Cafe’’de ve Can Yücel sokağındaydı bu yüzden’…
 
Can Yücel Miko Cafe’’ye ’“Karargahım’” dermiş’… Şairin heykeli yanına bir de hayatını anlatan pano eklemişler’…
 
1960`lı yıllarda Türkiye İşçi Partisi, 1990`lı yıllarda Özgürlük ve Dayanışma Partisi üyesiydi. 
 
Yaşamı boyunca sosyalist bir dünya, sosyalist bir Türkiye için mücadele veren Can Yücel, 18 Nisan 1999 genel seçimlerinde İzmir`den ÖDP milletvekili adayı olmuştu’…
 
İki yıl önce 12.08.2007 tarihli Birgün gazetesinde Can Yücel’’in ölüm yıldönümü nedeniyle çok güzel bir sayfa hazırlamışlardı. Kim yazmıştı, not almamışım. Sonra da kimin yazdığını tespit edemedim’… Sayfada Can Yücel’’in ’“Ne kadar  yalansız yaşarsak o kadar iyi’” sözleri başlık yapılmıştı. Yanılmıyorsam ’“Derkenar’” köşesinde yazan, sayfayı hazırlayan Feza Kürkçüoğlu’’ydu ve yazısında, 1999 seçim günlerinde Can Yücel’’i çok güzel anlatmıştı. Şöyle yazmıştı:  
 
’“ Tıpkı kendisi gibi İzmir ÖDP milletvekili adayı olan Fakir Baykurt`la birlikte seçim çalışmalarına katılan Can Yücel, mahalle mahalle, kahvehane kahvehane dolaşıp, bildiri dağıtıp, konuşmalar yapıp durmuştu. Seçim günü geldi, çattı. 18 Nisan günü seçim sonuçları gece yarısına doğru yavaş yavaş belli olmaya başlamıştı. Arkadaşlarla televizyon basındaydık. ÖDP kaybetmiş, MHP ise kendilerinde beklemediği kadar oy almıştı.
 
Telefon çaldı. Can Yücel arıyordu. Kaybettik, dedi. Onlar kazanıyorlar, dedi. Başka bir şey demedi. Saatler ilerledi, umut yerini umutsuzluğa bıraktı. Seçim sonuçları tahminleri altüst etmiş, MHP ile DSP ülkenin kaderini ellerine almıştı.
 
Sabaha karşıydı. Saat 05.00 gibi yine telefon çaldı. Arayan yine Can Yücel`di. Karşımdaki ses şöyle diyordu: `Bak, gözümün bebeği. Faşizm geliyor... Şimdi gençler, bu faşizmi bilmiyor. Nasıl gelir, nasıl yükselir, bilmiyor. İkinci Dünya Savaşı`ndan önce Hitler iktidara gelirken neler oldu, bilmiyor. Türkiye`de yükselen faşizmi kimler destekledi, kimler karşı çıktı, bilmiyor. Cumhuriyet gazetesi Hitler`i önce nasıl savundu, destekledi... Savaş başlayınca da nasıl karşı oldu, bilmiyor. Gel, bütün bu yazıları bir araya toplayalım, kitap yapalım. Ben para bulurum. Gençler okusun, faşizm nasıl yükselir...` İnanın, o sabahı hiç unutamıyorum. Biz, seçim sonuçlarının ağırlığını günlerce, aylarca üstümüzden atamazken o, sadece dört saat içinde durumu kabullenmiş, nasıl mücadele etmemiz gerektiği üzerine kafa yormuş, aklına gelen bir işi birlikte yapmak için öneri getiriyordu. Onun ve o kuşaktan arkadaşlarının mücadeleci kimliği karşısında hayranlık duymamak mümkün müydü?.. Kitabı yapamadık. Hastaydı... 12 Ağustos 1999 günü aramızdan ayrıldı.’” 
 
Hiç şiir yazdınız mı? Yazdıklarınız yüzünden hapis yattınız mı? Yatmayın zaten ve kimse yatmasın sakın’… Nasıl yaşıyorsunuz? Yaşamanız nasıldır? 
 
’“Oysa ’– medhetmek gibi olmasın
kendimi ama-
Yaşamım benim en güzel şiirim’”
 
demişti Can Yücel’… Siz bu dizelerin hapis yatan sahibi şairi, ciddiye alın!
 
Yaşamınız en güzel şiiriniz olsun’…
 
İnanmazsınız ama, o şiiri ciddiye almadığını kaç kere söyledi’… Şair Can Yücel ’”Ben şiiri ciddiye almıyorum ki zaten, yeter ki şiir beni ciddiye alsın. Davetsiz misafirdir’… pat diye gelir o, ya bir Afrika menekşesini ya ölen bir delikanlıyı bahane eder, oturur karşıma, kaldırabilirsen kaldır artık.’” dedi kaç sefer...
 
Bu dedikleri, bu yeryüzünde böylece yazıldı kağıtlara’…
 

Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
Oytun NALBANTOĞLU
Oytun NALBANTOĞLU
Son nefeste Göztepe!
Cumhur BULUT
Cumhur BULUT
Townç Sowyer'in maceraları
Neşe ÖNEN
Neşe ÖNEN
Dün ve Bugün Türkiye (9) 'Bizim radyo tiyatrolarımız vardı'
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Bektaşi Devleti tartışmaları!
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
‘Erkekler bastığım kaldırımı öperdi!’
Ender ALDANMAZ
Ender ALDANMAZ
Parti tabanı Özel’den kopuyor mu?
Kemal ANADOL
Kemal ANADOL
CHP ne yapmalı?
Prof. Dr. Mustafa KAYMAKÇI
Prof. Dr. Mustafa KAYMAKÇI
Neden toprak reformu yapılmalı?
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Eril toplumda kıyamet alametleri...
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
İzmir’e kruvaziyer niye gelsin?
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva