Fikret İLKİZ
Glock marka ölüm
18 Temmuz 2010 Pazar

 
Anadolu Ajansı’’nın haberine göre, ’“Glock izdihamı’” yaşanmış. Glock tabancaların yeni partisi geçtiğimiz hafta Makine ve Kimya Endüstrisi Kurumu’’nda satışa sunulmuş. 950 adet ithal edilen Glock marka tabancalar için sabahın erken saatlerinde sıraya giren yüzlerce Glock tutkunu, üçte biri ilk gün içinde satılan Glock’’ları alabilmek için izdiham yaratmış’…
 
Sanki maç kuyruğu gibi’… Şimdilerde kimse maç bileti için birbirini ezmiyor ama tabanca almak için ’“izdiham’” var. Sabahın erken saatlerinde sıraya girmek ve Glock marka tabanca satın almak için  ’“ölümüne’” izdiham’… Bu nasıl bir duygudur acaba? Silaha ve Glock marka silaha tutkun olmak?  Bir silaha sahipsiniz, yetmiyor bir tane daha almak. Silahın ’“markalısını’” sevmek!
 
Sabah erkenden Glock marka tabanca almak için sırayı girip izdiham yaratmak ve 950 adet silahtan birini kapmak, satın almak. Böylece 950 adet gelen Glock marka tabancalardan birinin sahibi olmak’… Sonra onu eve götürmek, rahat bir nefes almak ve artık kendini eskisinden daha iyi hissetmek, nasıl bir histir acaba?  Taşıma ruhsatınız varsa eğer satın aldığınız Glock marka tabancanızı belinize takmak, nasıl bir iştir ve nasıl bir mutluluktur acaba? Herhalde sadece ve sadece 950 kişi bilir bu mutluluğu. Biz bilmeyiz böyle bir mutluluğun ne olduğunu ve benim gibi bilmez birisi de, böyle aptalca sorular sorar.
 
Herhalde sabah izdihamından ve satın alıp bu markalı silahın sahibi olunca, sözü  dönüp dolaşıp, bu silaha getirmek gerekiyor. Sohbetlerin konusu başka bir şey olsa bile, siyaset veya referandum ya da havaların ne kadar sıcak ve kötü gittiği üzerine konuşulsa bile, ne yapıp ne edip sözü ’“Glock marka’” tabancanın faziletlerine getirmek gerekiyor. Kılıfından çıkarıp masanın üstüne mi koymalı?  Daha iyisi Glock marka tabancayı çekerek bir süre elinde tutarak arkadaşlara göstermek gerekiyor’… Sonra da niteliklerini bir bir sayarak övünmeye sıra gelmeli. Artık bu bir ’“statüdür’”. Artık siz böyle bir tabancaya sahip kişisinizdir.
 
Birden eski bayram günlerini anımsadım. Masallarla büyütüldüğümüz günlere geri döndüm. Yatmadan önce okunan masallarda kurduğumuz dünyaları  düşledim. Bayramın birinci günü giyeceğim gıcır ayakkabıları, yastığımın altına sığdırmaya çalışırken annemin müdahalesi yüzünden, başucuma konulan bayramlık ayakkabılarımla uyuduğum günleri düşündüm. Sonra bayram namazına gitmek için sabahleyin erkenden kalkıp camiden ve mezarlık ziyaretinden dönünce giymek üzere, gıcır ayakkabılarımı yatağın altına sakladığım günleri anımsadım. Hoca bayram namazında ’“öldürmeyeceksin’” diye vaaz verirdi. Nerde benim bayramlarım, nerde benim masallarım’…
Glock marka silah satın alanlar, ilk gün, tabancalarını yastıklarının altına koyarak mı uyudular? 
 
Her çocuğun bayram günlerini, masallarını değiştirerek yarattığımız dünyayı  silahlandırırken, çocuklarımızı kaza sonucu ölümle burun buruna getirmek için kurduğumuz bu tuzaklar mıydı bizim düşlerimiz?
 
Devlet eliyle markalı  silah ithal etmek? Kimlerin fikridir bu? Kimler,  kaç para kazandı?
Başlangıçta Avusturya ordusu için geliştirilen, daha sonra da polislerin kullandığı ’“Glock’” tabancayı üreten şirket 1963 yılında  Deutsch-Wagram'da Avusturyalı Gaston Glock tarafından kurulmuş.  Silahın yaklaşık %83’’ü  çelikten. Ayrıca bazı modelleri yarı otomatik ve tam otomatik atış özelliğine sahip ve 17-19-31-33 mermilik şarjörleri bulunur. Yaygın inanışın aksine x-ray cihazlarında gözükür ve metal detektörlerinden geçirildiğinde öter. Silah pazarında satış açısından Smith Wesson'u geçmiştir. 2006’’da  ABD'de ’“Glock 22’” polislerin gözdesi tabancadır. Glock tabancaları 100'den fazla ülkede 2.5 milyon'un üzerinde satmıştır.
 
Ülkemizde birçok modeli ithal edilmiş ve satışa sunulmuştur. Fiyatları 2.444,89 ile 3.042,07 Amerikan doları arasında değişmektedir. Herhalde buna KDV dahil olmasa gerek’…
Artık kaza sonucu ölümlerle ilgili haberlerde silahın markasının  ’“Glock’”  olduğu yazılacak. Yastığın altında babasının silahını  bulan çocukların silahla oynarken kazaen dramatik ölümlerinde silahın  ’“Glock’” marka olduğunu öğrenince farklı mı düşüneceğiz?  Ya da trafikte siniri bozulan veya sadece sinirlenen veya apartman yönetim kurulu toplantısını basarak kana bulayan insanların silahlarının markalı olması yaşamımızı daha anlamlı mı  kılacak? Evde silahlarla yaşamak, yaşadığınız kentte silahlarla dolaşmak’… Arabanın torpido gözünde markalı silah bulundurmak’… Tabancaları  kuşanmış olarak ’“güvenli’” yaşamak veya kendini ’“güven içinde’” hissetmek duygusunun en aşağılık hali herhalde böyle bir şey olsa gerek... Silahlanarak güven duygusunu yaşamına egemen kılan bireylerin çoğalması, özgürlüğün güvenlik adına feda edilmesidir. Çocukların ve bir ulusun geleceği özgürlüklerin terk edildiği ve silahlanmanın markalaştığı anlayışa terk edilemez.
 
Türkiye’’de asıl sorun ruhsatsız silahlardır ve o nedenle ’“ruhsatlı silahlar’”  sorun değildir diyenler fevkalade yanılgı içindedirler. Asıl sorun bireylerin silahlandırılmasıdır. Bunun nasıl önlenebileceği konusunda ciddi olarak düşünülmelidir. Asıl sorun devlet eliyle bireyleri silahlandırmakla başlayan rant zihniyeti ve giderek ’“markalı’”  ve ’“silahlı yaşama’” özendirilen bir dünya kurularak bireylerin sorumsuzluklarına garip bir statü kazandırma anlayışıdır ölümlere davetiye çıkaran’…
 
Silahlar, yaşamı  öldürüyor.  Silah satarken yaratılan ’“izdiham’” kimin eseridir? Öldürürken silahların ruhsatlı veya ruhsatsız olması veya markalı olması, silahın Glock marka olması sonucu değiştirmiyor. Bireysel ve ’“markalı’” silahlanmayı teşvik ederek barışı kuramazsınız. 
 
Her yıl 28 Eylül’’de Umut Vakfı olarak kırmızı halı üzerine bırakılan ayakkabıların konulduğu bir tören düzenliyoruz. Bu simgesel törende kırmızı halı üzerine bırakılan ayakkabıların sahipleri ölmüş. Ayakkabıların sahipleri, sessiz... Kurşun adres sormuyor. Ayakkabılar artık sahipsiz. Bu yüzden 28 Eylül’’ün adı ’“Sessiz Ayakkabıların Yürüyüşü’”.
Sessiz Ayakkabıların Yürüyüşü için her sene serilen kırmızı halı üzerine konulan ayakkabıların bazıları da ’“marka’”lı. Ama silahla yaşamları sona eren sessiz kişilerin ayakkabılarının markalı veya markasız olması trajediyi değiştirmiyor. Kurşunla ölenlerin, öldürülenlerin ayakkabıları 28 Eylül’’de serilen kırmız halı üzerinde yan yana duruyor.  

Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
Cumhur BULUT
Cumhur BULUT
Townç Sowyer'in maceraları
Neşe ÖNEN
Neşe ÖNEN
Dün ve Bugün Türkiye (9) 'Bizim radyo tiyatrolarımız vardı'
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Bektaşi Devleti tartışmaları!
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
‘Erkekler bastığım kaldırımı öperdi!’
Ender ALDANMAZ
Ender ALDANMAZ
Parti tabanı Özel’den kopuyor mu?
Kemal ANADOL
Kemal ANADOL
CHP ne yapmalı?
Prof. Dr. Mustafa KAYMAKÇI
Prof. Dr. Mustafa KAYMAKÇI
Neden toprak reformu yapılmalı?
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Eril toplumda kıyamet alametleri...
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
İzmir’e kruvaziyer niye gelsin?
İhsan Özbelge ÖZDURAN
İhsan Özbelge ÖZDURAN
İzmir’in sokakları hem kız hem deniz kokar… 
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva