En güzel ’‘İzmir’’ yazılarını kuşkusuz ki Yılmaz Özdil yazar.

Seçmene ’‘Bidon kafalı’’ dediği için değil, İzmirli olduğu için hedeftedir biraz da.

Belki de İzmirli olmasına borçludur şöhretini’…

*

Sokağın dilini en iyi kullanan siyasetçi Recep Tayyip Erdoğan.

En çok oy alan, çok partili dönemde iki kez üst üste tek gelip, üçüncüyü de neredeyse garantileyen o.

Çok nedeni var ama en büyük nedeni, sokaktan geldiği için, sokağı bildiği için.

*

Sokağın dilini en iyi kullanan gazeteci kuşkusuz Yılmaz Özdil.

En çok okunan, en çok tartışılan, tefe konulan, hedef alınan’…

Sonuçta en çok kazanan, kendi deyimiyle cukkayı indiren’…

 

Bence en önemli nedeni sokağı bilmesi sokaktan gelmesi’…

Ve de ülkeyi AKP gibi bir iktidarın yönetmesi.

Düşünsenize bir kez’…

Ya AKP iktidarı, Erdoğan gibi figür olmasaydı önünde Özdil’’in’…

Sizce de bu kadar popüler olabilir miydi?

Mesela ’‘Bidon kafalı’’ dermiydi yine de birilerine’…

  

Satır aralarında biraz Agora, biraz Tilkilik, biraz Tenekeli az biraz Kordon ve sapına kadar Eşrefpaşa vardır Özdil’’in’…

Zaten onu İzmirli yapan şey simide gevrek demesi, kumrunun aslında bir ’‘kuş’’ türü olmadığını bilmesi değil, paldır kültür, kimi zaman konuşur gibi ama taşı gediğine koyarak yazması değil midir?

Soyadı gibi, ’‘Öz-Dil’’li olması, değil midir?  

 

Siyasette Kasımpaşalı’’nın en çok oyu aldığı, medyada Eşrefpaşalı’’nın en fazla okunduğu bir durumla karşı karşıyayız yani.

Eşrefpaşalı, Kasımpaşalı’’ya karşı’… Kasımpaşalı da Eşrefpaşalı’’ya’…

Kasımpaşalı da onu tartışıyor, tefe koyuyor, hedef gösteriyor seçim meydanlarında’…

Muhalefetini bile idare edebilen Başbakan’’ın en fazla tırstığı isimlerden biri o. En azından Bekir ağabey gibi köşesinden edemedi şu ana kadar. Milyonlarca okuru, hayranı bir yana’… Öyle güzel giriyor ki mevzulara’…

Öyle laflar ediyor, öyle bir pencere açıyor ki çoğu zaman.

En az Kasımpaşalı kadar kıvrak, en az onun kadar zekice.

**

Hani Anadolu’’da bir söz vardır ya. ’‘Sen tilkiysen ben kuyruğunum’’ derler.

Erdoğan ile Özdil arasındaki ilişkiyi bence en iyi özetleyen söz bu olsa gerek.

Biri tikliyse öteki kuyruk...

Hangisi tilki hangisi kuyruk, değişiyor o.  

 

**

Neden böyle bir giriş yaptığıma gelince;

Yılmaz Abi çok yoğun. Kasımpaşalı ve adamlarıyla ilgilenmekten diğerlerine, başka konulara fırsat bulamıyor. İzmir’’i ise çoğu zaman hayalinde yaşattıklarıyla kaleme alıyor.

Vs.. Vs’…

Mesela; Basmanede’’deki çukurun, kentteki çatışma ortamı yüzünden tam 20 yıldır doldurulamadığını,

15 yıl önce dikilen viyadüklerin, Alsancak Limanı’’na ancak bugünlerde inebildiğini,

İzmir’’in 6 ay metroyu, 3 ay da körfezin kokusunu konuşan bir kente dönüştüğünü,

İzmirlilerin sırf AKP’’den korktukları için seçtiği CHP’’li yöneticiler tarafından ’‘fıtık’’ edildiğini’…

Kentin her anlamda her geçen gün kan kaybettiğini,

Yerel yönetimlerin ’‘AKP İzmir’’i cezalandırıyor, laiklik elden gidiyor’’ klişesinin altına saklanıp, beceriksizliklerini örtmeye çalıştıklarını anlasa;

Acaba ne yazardı? Bilmek isterim doğrusu’…

 

**

Biraz da siyaset’…

CHP’’de herkes pür dikkat kesilmiş, Ankara’’dan dahası Kılıçdaroğlu’’ndan gelecek haberi bekliyor. Ne haberi mi?

Tabi ki ’‘kurultay’’ tarihi’…

Kemal Kılıçdaroğlu’’nun ’‘tüzük’’ silahıyla gerçekleştirdiği ani operasyonla taşlar yerinden oynadı.

Sav ve ekibine yönelik operasyonun ardından eldeki patlıcanlarla pişiler musakka kimseyi memnun etmedi. Sav ekibi taktiksel olarak birkaç adım gerice çekilse de, Deniz Baykal ve ekibi atakta. Kurultayı zorluyor Baykal ve Türkiye’’yi karış karış dolaşıp delegelerle temas kuruyor.

Sav’’ın da boş durduğunu sanmıyorum. Kılıçdaroğlu ekibi özellikle Gürsel Tekin’’in de çabaları yoğun.

Yapılacak kurultayda Kılıçdaroğlu’’nun rakibi yok. Yani genel başkan adayı bulunmuyor. Tabi ki şimdilik. En azından seçimi onun liderliğinde geçirme konusunda Sav’’ın da Baykal’’ın da itirazı yok. İtiraz Parti Meclisi ve MYK’’ya yönelik.

Sav MYK’’ya itiraz ediyor, Baykal her ikisine’…

Aslında PM’’ye itiraz edenlerden biri de Kılıçdaroğlu.

Kurultay yapılmazsa Sav ekibi gücünü en azından milletvekilliği listelerinin onay makamı olan PM’’de korumuş olacak.

PM’’den karar geçirmek için 54 gibi kritik bir rakama ulaşması gereken Kılıçdaroğlu, Sav ile anlaşmadan/uzlaşmadan vekil listelerini PM’’den geçiremeyecek.

Kılıçdaroğlu’’nu kurultaya sürükleyen ağırlıklı faktör bu.

Yeni ekibinin tecrübesizliği, parti içi dengeler falan ikincil gerekçe bana göre de. Baykal ise masada oturmak, parti yönetiminde belirli bir güçle temsil edilmenin derdinde’…

Tepedeki hesaplaşma bu parametrelerde sürerken, örgütün alt kademelerinde korku ve endişe büyüyor. ’‘Eldeki bir kuş, daldaki iki kuştan evladır’’ ya da ’‘Dimyat’’a pirince giderken, evdeki bulgurdan olmayalım’’ diyenlerin sayısı artıyor.

 

Başbakan Erdoğan mı?

Üçüncü döneminin kabinesini planlıyor. 2012’’deki köşk adaylığının altını doldurmaya çalışıyor. Tabi ki bu muhalefetle çok da zorlanmıyor doğrusu.