Engin ÖNEN
Çeşme’den Akbelen’e kalkınma yalanları!
29 Temmuz 2023 Cumartesi

Kalkınma ideolojisi, hangi yatırım olursa olsun, bunun gerçek gerekçesini bazen istihdam ama çoğu zaman da kalkınma ihtiyacı üzerinden tanımlar. Bu ideolojik perde etkili de olur kamuoyunda. Çünkü pek çok kesimin beklentisine de hitap eder ya da umutlanmasını sağlar.

Aslında kapitalizmin bu kontrolsüz kaynak tüketimini kendi geleceği açısından da tehlikeli bulduğu için geçtiğimiz 100 yılda çeşitli sözleşme ve uluslararası anlaşmalarla kaynak tüketimi ve çevre standartları konusunda bazı yeni modeller üretmeye çalıştı. Birleşmiş Milletler Çevre Komisyonunun hazırladığı, “Ortak Geleceğimiz” bunlar içinde en bilinen metinlerden biridir.

Bu ve benzeri metinlerin ortak teması, “kontrolsüz bir kaynak kullanımı, bizzat kalkınmanın geleceğini tehlikeye atmaktadır. Bu sürdürülebilir değildir. Kaynak kullanımı ve atık üretimine belli standartlar getirilmeli ve bunlar denetlenmelidir.”

Sürdürülebilir Kalkınma Modeli denen bu model, kabaca şöyle bir ahlaki ilkeye dayanır. Şimdiki kuşaklar, ihtiyaçlarını karşılarken, gelecek kuşakların ihtiyaçlarını karşılama olanağını ve kapasitesini ortadan kaldırmamalıdır. Yani doğanın kapasitesinden yararlanmak bakımından kuşaklar arası eşitlik sağlanmalıdır.

Bu modele uygun olarak uluslararası sözleşmelere uygun çeşitli kurumlar oluşturulmuş, ülkeler bunu iç hukuklarına da uyarlayarak hem yeni yasalar çıkarmışlar hem de yeni kurumlar oluşturmuşlardır. Çevre Kanunu ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığı bu sürecin ürünüdür.

Ancak başından beri tanımlanan çevre koruma standartları ve sürdürülebilirlik ilkesi hemen hiçbir ülkede beklenen sonuçları vermemiştir. Ama özellikle az gelişmiş, demokrasi ve hukuk normları zayıf ülkelerde koruma ilkeleri daha da etkisiz kalmıştır. Bu ülkelerdeki yüksek işsizlik oranları da gerekçe gösterilerek kalkınma yine barbar dönemin kurallarına göre işlemiştir.

Ülkemizde son otuz - kırk yıldır maden ocakları ve enerji yatırımları bu açıdan çok tartışmalı hale gelmiştir. Çoğu bölgede köylüler ve çevreciler ile sermaye ve devleti karşı karşıya getirmiştir.

Şu anda en güncel olay Akbelen maden ocağı girişimidir. Başta belirtiğimiz sürdürülebilirlik ölçülerine tamamen aykırı bir girişim olan bu yatırım, diğer önceki örneklerde olduğu gibi, enerjide dışa bağımlılık ve bölge halkına istihdam yaratma gibi ideolojik gerekçelere dayandırılmaktadır.

Oysa ki mevcut uygulanan politikalar sonucunda ülkemiz tarım ve gıda alanından da dışa bağımlı hale gelmiştir ama bu, ne kayda değer bir yatırım ne de tarımsal alanları koruma ve teşvik önlemlerine rastlamaktayız.

Maden ve enerji yatırımları en kolay ve üstelik kısa sürede karlılık getiren, devlet teşvikine sahip yatırımlar. Orman, zeytinlikler ve diğer tarım alanlarını bu uğurda feda eden bir kalkınma anlayışıdır bu.

Çeşme ve Karaburun Yarımadasındaki RES yatırımları da çeşitli protesto ve mahkeme süreçleri yaşandı. Neden? Çünkü bu santrallerin çoğu plansız ve çevre standartlarını dikkate almayan en kolay ve inşaatı en masrafsız alanlar tercih edilmiştir. Kimisi köy yerleşim alanlarının neredeyse içine kimisi de binlerce yıllık arkeolojik kalıntıları yok etme pahasına inşa edilmiştir.

Enerji bağımlısı bir çağda yaşıyoruz, doğru. Ancak en çok enerji bağımlısı kesim hangisidir, hangileridir? Evimizdeki ampul ve beyaz eşyalar için mi daha çok enerjiye muhtacız? Araştırmalar onu göstermiyor. Enerji arsızı sektörlerin başında ticaret sektörü ve AVM’ler geliyor. İkinci sırada ise kamu kurumları. Kamu küçüldüğü halde, enerji tüketimi içindeki oranı artmaktadır.

Diğer yalan, bu yatırımların istihdam için gerçekleştirildiğidir. Maden ocaklarından RES’lere enerji kurumlarındaki istihdam kapasitesine ve kar oranı ile işgücüne ayrılan bütçeye bakılınca da bu yalan net olarak görülecektir...

Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
Toplam 1 yorum var, 1 adet görüntüleniyor. Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 
Enver Olgunsoy 30 Temmuz 2023 Pazar 12:18

Res ler köy iclerine kadar yapildi söylemi Ceşme gibi ülkenin ve dünyanin en gözde tatil belderinin içine dikilmesi ile hafif kalmakta..

Yorumu oyla      3      5  
FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
Cumhur BULUT
Cumhur BULUT
Townç Sowyer'in maceraları
Neşe ÖNEN
Neşe ÖNEN
Dün ve Bugün Türkiye (9) 'Bizim radyo tiyatrolarımız vardı'
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Bektaşi Devleti tartışmaları!
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
‘Erkekler bastığım kaldırımı öperdi!’
Ender ALDANMAZ
Ender ALDANMAZ
Parti tabanı Özel’den kopuyor mu?
Kemal ANADOL
Kemal ANADOL
CHP ne yapmalı?
Prof. Dr. Mustafa KAYMAKÇI
Prof. Dr. Mustafa KAYMAKÇI
Neden toprak reformu yapılmalı?
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Eril toplumda kıyamet alametleri...
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
İzmir’e kruvaziyer niye gelsin?
İhsan Özbelge ÖZDURAN
İhsan Özbelge ÖZDURAN
İzmir’in sokakları hem kız hem deniz kokar… 
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva