Gönül Soyoğul
Canımdan can gitti…
15 Aralık 2012 Cumartesi

Sadece gençlikte değil, yaş 50’yi geçip de can daha da tatlandıktan sonra bile…
Çok yaşamak, dünyada hep bedenen kalmak isteyenlere şaşarak baktım ben.
Uzun yaşamak, başkalarından çok daha uzun süre nefes alıp vermek çünkü;
‘Başkalarından daha çok acı çekmek’ti benim gözümde.
Hala da öyle.
Hatta eskisinden daha fazla öyle.
Başkalarını, ama en çok da sevdiklerini/kıyamadıklarını toprağa verip daha uzun yaşamak isteği nasıl bir istek, nasıl bir duygudur? Anlayamadım…
‘Kıyamet günü’ diyerek Şirince’ye kaçanları, kıyamet koparsa kendileri yaşarken artlarında bırakacakları ölülerle yaşamayı seçenleri anlayamadığım gibi…
 
Ölenle ölünmüyor. Doğru da…
Ölenden sonra yaşam da aynı olmuyor. Hayat aynı kalmıyor, akmıyor.
Yemeye, içmeye, koklamaya, görmeye, duymaya devam ediyorsunuz kuşkusuz.
Ama…
Artık ne yediğin, ne içtiğin, ne kokladığın, ne gördüğün, ne de duyduğun aynı.
Aldığın her tat, duyduğun her ses, içine çektiğin her nefes, gördüğün her şey, duyduğun her ses, aynı değil.
Tatsız… Eksik… İçi boşalmış… Renksiz… Ruhsuz…
Daha önce her neyse; artık o değil…
 
Cansız bedenine sarılıp yanaklarını, ilaç kokuları sinmiş bir avuç saçını koklaya koklaya öptüğüm,
Başucunda günlerdir ‘Allahım çektirme, ya şifasını ver, ya yanına al’ diye yakardığım ağabeyimi, canımın canını toprağa verdim dün.
Yanı başımdaki sokakta otururdu, her gün evinin önünden geçerdim işe/çarşıya gidip gelirken.
Tepelere, çam ormanlarına bakan bir yamaçta, kendisi gibi sessiz komşularıyla iki karış toprağın altında artık…
 
Ağlamaktan yorgun düşüp uyuyorum akşamları.
Sabah gözümü gözyaşlarıyla açıyorum.
Biliyorum, böyle gidecek uzun bir süre.
Sonra bir gün uyanıp, ağlamadığımı/ağlayamadığımı fark edeceğim.
Ama içimdeki sızı, onun olmadığı bir dünyada yaşadığım gerçeği, hep duracak yüreğimde bir yerde.
Alışveriş ettiği, oturup çayını içtiğini, dertleştiğimiz/efkarlandığımız ya da kahkahalar attığımız yerlerde içime yaşlar akacak.
Fotoğraflarına hep hüzünle bakacağım. En mutlu anlarının donmuş karelerine bile ağlayıp o güzel yüzünü okşayacağım çaresiz…
Oğluna, kızına, hep ‘O’ diye sarılacağım.
Arabayla geçerken yüzünü camdan görürüm diye baktığım evine doğru sürükleyecek ayaklarım beni evimden her çıkışta.
Ama her gün ‘O artık orada yok ki’ tokadıyla uzaklaşacağım sokağının kıyısından.
 
‘Dayak meraklısı, gaddar bir hoca gibi ölüm; elinde orağı, canımızdan can kopartarak, göme göme, yaşamayı öğretiyor bize...
Ölüden gayrı herkesi değiştiriyor.
Kalanlara kadir kıymet bilmeyi belletiyor.
Her cenazede biraz daha soyunuyoruz dünyevi hırslardan...
‘En çok bilenimiz, en çok gömenimiz oluyor’ diyordu bir yazısında Can Dündar.
Her ölümde, ‘asıl başöğretmenin ölüm olduğu’ gerçeğiyle yüzleşiyorum bir kez daha ben de.
‘Hiç ölmeyecekmiş/yarın ölecekmiş gibi’ yaşamak gerektiğini çok daha sık hatırlıyorum ölümlerle.
Sevdiklerim eksildikçe, her kaybımda yoksullaştıkça, bana bıraktıkları öğretilere/değerlere bakarak… İç çekiyorum…
 ‘Ölümden gayrısı yalan’ derken dil ucuyla, yalan dünyanın yalanlarıyla nasıl oyalandığımıza şaşıyorum her seferinde.
 
‘Sıralı ölüm’ değildi bu.
Çekirdek ailemizin ilk acısını ağabeyimle, kardeşimle tattık.
Karındaş’tık onunla, aynı annenin karnında yeşermiştik. Aynı kuru ekmeği paylaşmıştık.
Kardeşlerin en büyüğüydü, ailemizin yoksulluğunun en büyük payı da onun payına düştü bu yüzden.
Bu yüzden ilkokul/ortaokul/askeri liseden sonra kısa yoldan ‘astsubay’ olup ardındaki iki kardeşine babalık yaptı.
Üniversiteye gidebildiysem, bu biraz da O’nun sayesindeydi… ‘Ben okuyamadım, kardeşim okusun’ dediği, parasını bizlerle bölüştüğü içindi.
Hayat şahidimdir; bunu hiç unutmadım. Bir gün bile.
Önceliğim hep ailem oldu; yoksulluğu nasıl paylaştıysam, var olan her neyse, ben de onlarla paylaştım.
Bir tesellim budur.
Bir de… Kalbimi hiç kırmamış, üzerime titremiş, iltifatlarını/övgüsünü/sevgisini hiç eksik etmemiş ağabeyimin kalbini, benim de hiç kırmamış olmam…
Ölümünden birkaç ay önce telefonda bana söylediği ‘ailemize analık/babalık ettin, senin hakkını ödeyemeyiz’ sözüyle, musalla taşına gelmeden önce, aklımızda henüz ani ‘ölüm’ yokken helalleşmemizdir…
‘Keşke’lerimin az, ‘iyi ki’lerimin çokluğudur.
 
Nurlar içinde yat canım canı. Nurlar içinde…
 
* * *
 
(Ağabeyimin hastaneye yattığı andan itibaren ölümüne kadar geçen bir aylık sürede, o kadar çok insan yanımda oldu ki…
Başımı yaslamam için o kadar çok insan omzunu uzattık ki…
Tabutunu taşımak için o kadar çok insan el verdi ki…
Ne diyeyim? Nasıl teşekkür edeyim?
Minnettarlığımı, yaptıkları insanlığı nasıl ifade edeyim?
Bilemedim.
İsim isim sayarsam mahcup olabilirler, adlarına ‘reklam yapmışlar’ lekesi sürülsün istemem.
Sağ olsunlar, sevdikleriyle var olsunlar, sevdiklerinin ölümleriyle sınanmasınlar; tek diyebileceğim, canı gönülden isteyebileceğim bu…)

Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
Toplam 11 yorum var, 10 adet görüntüleniyor. Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 
yasemin zeybek 28 Aralık 2012 Cuma 19:00

gönül ablacığım başın sağolsun çok üzüldüm..sabırlar diliyorum...

Yorumu oyla      12      6  
Alaattin EPÖZDEMİR 24 Aralık 2012 Pazartesi 11:55

ACINIZI İÇTENLİKLE PAYALAŞIYORUM.ALLAH RAHMET ETSİN

Yorumu oyla      13      6  
Özgür Han 23 Aralık 2012 Pazar 19:19

Başınız sağolsun Gönül hanım...Allah sabır versin.

Yorumu oyla      12      6  
hülya 20 Aralık 2012 Perşembe 22:51

başınız sağ olsun Allah sabırlar versin.

Yorumu oyla      12      6  
maksude kılınç 20 Aralık 2012 Perşembe 13:59

yaşamı ve ölümü ne anlamlı bir ifade ediş biçimi ve sevilen insana nasıl güzel bir son veda. tüm bu duyguları büyük bir içtenlikle yaşayıp paylaşabiliyorsa insan, hiçbir şey boşuna değildir derim. başın sağolsun.

Yorumu oyla      12      6  
Recai ACAR 19 Aralık 2012 Çarşamba 00:14

Gönül Hanım, şuan haberim oldu.Acınızı paylaşamadım.Başınız sağolsun.Tüm ailenize ve özellikle 'evlat acısı gösterme' diye dua eden Babanıza sabırlar diliyorum.Merhuma rahmet ve ışıklar içinde yatmasını diliyorum

Yorumu oyla      12      6  
levent ünsal 17 Aralık 2012 Pazartesi 15:09

Sn Editör; Duygularımı daha doğrusu şöyle anlatmalıydım. Bir öncekinin yerine geçebilir mi? "Anlattığın bizim de yoksul çocukluğumuzun ve dayanışmamızın muhteşem serüveniydi.Bunu yaşamayanlar bu duygu hazinesine asla sahip olamazlar. Kendi yaşamım imiş gibi, biraz hüzün ama çok daha fazla coşkuyla,sanki tekrar yaşadım bu serüveni. Ağabeyin yaşıma yakın idi, biraz da aynı eski toprakların çocuklarıydık. başın sağolsun. Gözlerinden öperim. Levent

Yorumu oyla      14      6  
levent ünsal 16 Aralık 2012 Pazar 23:14

Anlattığın bizimde yoksul çocukluğumuzun hikayesi, ağabeyin yaşıma yakın idi, biraz da aynı eski toprakların çocuklarıydık. başın sağolsun. Gözlerinden öperim. Levent

Yorumu oyla      13      6  
gürol tulunay 16 Aralık 2012 Pazar 18:41

Gönül Kardeşim, Ağabeyin Fuat'a allahtan rahmet,sana ve kederli ailenize sabırlar dilerim.

Yorumu oyla      13      6  
Hasan Tahsin Kocabaş 16 Aralık 2012 Pazar 12:31

Canım ablam, çok isterdim yanında olmayı olamadım. Duam abimizin ruhuna senin de sağlığınadır. Allah'a emanet ol. Kendimi iyi hisseder hissetmez yanındayım inşallah.

Yorumu oyla      15      6  
FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
Oytun NALBANTOĞLU
Oytun NALBANTOĞLU
Son nefeste Göztepe!
Cumhur BULUT
Cumhur BULUT
Townç Sowyer'in maceraları
Neşe ÖNEN
Neşe ÖNEN
Dün ve Bugün Türkiye (9) 'Bizim radyo tiyatrolarımız vardı'
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Bektaşi Devleti tartışmaları!
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
‘Erkekler bastığım kaldırımı öperdi!’
Ender ALDANMAZ
Ender ALDANMAZ
Parti tabanı Özel’den kopuyor mu?
Kemal ANADOL
Kemal ANADOL
CHP ne yapmalı?
Prof. Dr. Mustafa KAYMAKÇI
Prof. Dr. Mustafa KAYMAKÇI
Neden toprak reformu yapılmalı?
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Eril toplumda kıyamet alametleri...
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
İzmir’e kruvaziyer niye gelsin?
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva