Ümit YALDIZ
Bürokratik, ticari/siyasi kavga: Yemek!
26 Ekim 2010 Salı

Yalan mı, gerçek mi, komplo mu, düzen mi olduğu hala netleşmeyen ama kenti ve kent yönetimini ilgilendiren önemli sonuçlar doğuran meşhur yemeğe ilişkin önemli bilgi ve bulgulara ulaştım.
İzmir’’i karıştıran, ikinci adamı, yardımcısını, bir genel müdürü koltuğundan eden, pek çoğunu da koltuk/makam sahibi yapan yemekte olduğu varsayılanların da içinde bulunduğu pek çok kişiyle oturdum, yemek yedim, kahve içtim. Öyle kapalı kapılar arkasında falan da değil. Herkesin gözü önünde’… Şahitli, şuhutlu.
Dedektif gibi iz sürerek bir yandan olayın üzerindeki sis perdesini aralamaya diğer yandan da eğer varsa bu olaydaki komplo izlerini bulmaya, pazılın parçalarını birleştirmeye uğraştım.  
Ve geldiğim nokta şu;
Bu operasyon, sonuçları itibariyle Kocaoğlu’’na yapılmış gibi dursa da amaç bu değildi.
Amaç ikinci adamı, yani Ersu Hızır’’ı harcamaktı. Ama devreye savcının, içişleri bakanlığının ve başka bir takım güçlerin girmesiyle operasyon ikinci adamı yemekten çıkıp birinci adamı yıpratmaya döndü. Öyle ki sonuçlarına bakınca yemeğin yenmesi de yenmemesi de önemini yitiriyor. Eğer operasyoncuların hedefinde ’‘Ersu Hızır’’ vardıysa, operasyonun kim tarafından ve nasıl yapıldığına ilişkin fikir sahibi olmak kolay.
Hızır’’ın ayağına bastığı ya da basma ihtimali olan birileri.  Ya da İzmir’’i perde arkasından yönetme iddiasındaki başkaları’…
 
**
Ersu Hızır göründüğünün aksine kompleks bir adamdır. Bir ayağı siyasette bir ayağı derinliklerdedir. Bir eli Antalya’’da diğeri Ankara’’dadır ya da.
Birileri öyle bir operasyon çekiyor ki, Hızır’’ın en yakını sayılacak bir isim Birol Soylu bile kullanılıyor. (Kabul etmese de)
Yedi düvelle barışık ama Hızır’’ın evine girecek kadar da yakın. Kale içeriden fethediliyor yani. Ve Hızır operasyonu yeni değil. İşte tam da burada ilginç bir bilgi daha’… Birol Soylu, Ersu Hızır’’a ilişkin bazı iddiaları CHP İzmir İl Başkanı Rıfat Nalbantoğlu ile paylaşıyor.
Ne zaman?
29 Mart 2009 yerel seçimlerinden bir ay sonra. Başka bir deyişle yemek mevzusundan 15 ay önce. Yani’… Yanisi şu. Grand Plaza’’nın eski Müdürü Soylu, yakın dostu Ersu Hızır’’ı 15 ay önce CHP İl Başkanı Nalbantoğlu’’na şikayet ediyor. Anlattıklarının Kocaoğlu’’na aktarılmasını istiyor hatta. Tabi ki bu 15 aylık süre içinde Ersu Hızır’’la görüşmeyi de ihmal etmiyor Soylu. Hızır’’a yardımcı olmak adına Süleyman Gencel’’le yemek organize etmeye kadar götürebiliyor meseleyi hatta. (kendi ifadesi böyle) 
 
Şimdi soru şu: 1,5 yıl önce CHP İl Başkanı’’na gidip, ’‘Ersu Hızır’’ın yanlış adam’’ diyen biri, birinci adamın can düşmanı gazeteci ile ikinci adamı buluşturma görevine neden soyunur? 
İşte beni başından beri işkillendiren nokta bu’…
 
Nalbantoğlu 15 ay önce Soylu’’nun kendisine gelip Ersu Hızır hakkında bazı iddialarda bulunduğunu doğruluyor. Kocaoğlu ile paylaşıyor Nalbantoğlu bunları ama tırnak içinde Birol Soylu’’nun dedikoduları olarak. Anladığım o ki, Nalbantoğlu oynanmak istenen bel altı oyuna alet olmak dahası CHP’’yi bu oyuna ortak etmek istemiyor.
 
Peki, tüm bunları Soylu tek başına planlayıp, yürürlüğe koyabilir mi? ’‘Zeki, yedi düvelle barışık’’ dediysek o kadar da değil. Bence bu büyük oyunda Soylu da kullanılanlardan biri’… 
Görevden ayrılmak zorunda kaldıktan sonra son seçimde Ersu Bey’’in de desteğiyle Aziz Başkan’’ın ’‘seçim ofisi sorumlusu’’ oldu Soylu. İZFAŞ’’a genel müdür ya da yönetim kurulu üyesi olmak istemesi, Hızır’’dan umduğu desteği bulamaması yeterli gelmiyor bana.  
Yoksa Ersu Bey’’i harcamak için fırsat kollayanların ağına mı düştü Birol Soylu?
Tam da o günleri hatırlayın. Yani 15 ay geriye sarın kaseti.
Büyükşehir’’de taşlar yerinden oynuyor, Genel Sekreter Yardımcıları Tufan Eker (Soylu’’ya da yakındır), Gül Şener görevlerinden alınıp, şirketlere ’‘genel müdür’’ olarak gönderiliyordu.
Aynı görevdeki Cengiz Türksoy kendi isteği ile ayrılıp, Karabağlar Belediyesi’’nde işbaşı yapıyordu.
Birol Soylu’’nun ısrarla savunduğu yemek hakkında ilk bilgiyi verdiği iki isme dikkat edin şimdi. Biri şu anda ESHOT Genel Müdür Yardımcısı olan Tufan Eker. Diğeri geçtiğimiz günlerde şirketler Koordinatörü yapılan Hilmi Özen. (Kendi ifadesi böyle)
Tabi ki Genel Sekreter Hızır ile ESHOT Genel Müdürü, Eski Genel Sekreter Yardımcısı Gül Şener’’in su yüzüne çıkan ’‘kavgasını’’ da bir kenara not etmekte yarar var. Belediye içinde, bürokratik kadronun tepesinde ciddi ama gözle görünmeyen, zaman zaman açığa çıkan bir savaşın olduğu aşikar yani.
Koltukları koruma savaşı bazen bu derece acımasızlaşıp, ayak kaydırmayla sonuçlanabiliyor.
Kim kimin ayağını kaydırabilirse’…
Büyükşehir’’in tepesinde yani Başkanın adamları arasındaki kavga bugünlere gelirken, son süreçte iki isme dikkat’…
Biri tabi ki Birol Soylu.
Kimilerine göre itirafçı, kimilerine göre iftiracı. Kendisi doğrunun savunucusu olduğunu söylüyor ısrarla.
Diğeri Süleyman Gencel. CHP üyesi bir gazeteci’… Zeki bir adam’… En azından Büyükşehir’’deki bu kavgayı bilecek, takıntılı olduğu Aziz Başkan’’ı yıpratmak için kavganın taraflarını kullanacak kadar.
Aziz Başkan’’a takık olması Büyükşehir bürokrasisine yönelik çomaklarını açıklıyor. Çıkardığı gürültü ile ’‘keklik gibi’’ açığa çıkan bürokratları ve onların siyasi uzantılarını avlayıp yarattığı gündemin keyfini çıkarıyordu Gencel.
Ama bu kez ’‘çakı ile oynarken ’‘elini’’ kesti. Kendi kendini tekzip edip, yenmeyen yemeği yenmiş gibi, konuşulmayan bir konuyu konuşulmuş gibi kaleme alarak, ciddi anlamda zafiyet gösterdi. Mesleğin bilinen tüm kurallarını bir seferde ihlal etti.  
 
Sonuç olarak; bazen tümevarmak için ’‘tümdengelmek’’ gerekir ya. Öyle yapalım biz de.
Tüm bu olanlara bakarak, üç önemli sonuçtan söz edebiliriz.
 
1-Ersu Hızır ve arkadaşları gitti. Yerine bir grup ’‘Bornovalı’’ oturdu. Aziz Bey’’in sınıf arkadaşı, kapı, yazlık komşuları vs. İhanete uğradığını düşünen Başkan’’ın ilk aşamadaki doğal refleksi bunlar belki.
 
2- Ersu Hızır gibi kompleks, çözülmesi zor ’‘bir ayağı CHP’’de diğeri derinlerde’’ olan bir yöneticiden kurtulundu. Tabi ki bu da amaç değil sonuçtu.  
 
3-Ve maç bitti. Kocaoğlu’’nun göreve başladığı günden bu yana süren ’‘Bornovalılar ve diğerleri’’ kavgasında diğerleri nakavt oldu, Bornovalılar kesin zafer kazandı
 
Tabi ki temennimiz İzmir’’in kazanmasıdır.
Aziz Başkan’’ın bu ekibiyle İzmir kazanır mı? Sadece sınıf arkadaşı olmak, iyi hesap/kitap bilmek, Süleyman Gencel ile oturmayacak kadar ’‘sadık’’ olmak Büyükşehir’’de makam/mevki sahibi olmanın birinci koşulu haline mi geldi?
Görünen o ki en azından şimdilik öyle.
Tüm bunlardan, Büyükşehir’’deki bu operasyonu, ayağına/nasırına basılmış, koltuğundan olmuş bir grup bürokratın yaptığı/yönettiği de anlaşılmasın.
Ya da İzmir’’i yönetmek, kent yönetiminde daha etkin olmak isteyen siyasi/ticari güçlerin yaptığı’…
Sonuçları itibariyle öyle bir operasyon ki bu, işin merkezinde genel seçim öncesi CHP’’yi zorda bırakmak isteyen siyasi güçler bile olabilir.  
 
Kriz dönemlerinde risk almak yerine ortadan kaybolmayı tercih eden, sonrasında bel altı bazı belgelerle şantaj yapmaya çalışanlara gelince’… Yargı süreci pek çok şeyi ortaya çıkaracak, herkes rahat olsun.
Yemek yendi mi yenmedi mi?
Yargı süreci onu da ortaya çıkaracak. Hem de belgeleriyle.
Aziz Başkan’’a gelince’… Bu operasyonun neresinde Sayın Başkan?
Bence hiçbir yerinde’… Hem de hiçbir yerinde.
Başkan önüne konulan topu kaleye gönderiyor sadece. Ve de yönettiği belediyeyi dahili ve harici bedbahtlardan korumaya, yeni ama ’‘sadık’’ bir ekip kurmaya çalışıyor. Bunu yaparken, sağ iktidarlar döneminde CHP’’lilerin anasını ağlatan, emekliliğinde açtığı ’‘bakkalı’’ bile yönetemeyen ’‘Sadık’’ emekli memurları de makam sahibi yapıyor ama’…
Dedik ya yoğurt yiyişi böyle diye. Bize daha fazla laf düşmüyor.
Peki, bu topu Başkan’’ın önüne kim, nasıl ve ne amaçla koyuyor?
Onu da hem zaman hem de yargı sürecindeki teknik belgeler ortaya çıkaracak.
Herkes rahat olsun.
Eğer, yargı süreci bu yemeğin yenmediğini ortaya çıkarırsa, Aziz Başkan’’a düşen bellidir. Kendisini bu hataya sürükleyenlerle hesaplaşıp, oluşan mağduriyetleri gidermek’…
Eğer bu yemek yenmiş ve tüm bu yazılanlar konuşulmuşsa, Allah birilerinin çarşısına da Pazar versin.
İşte o zaman Başkan sonuna kadar haklıdır kardeşim. Kimse kusura bakmasın.
 
Not1: Her şeyi çözdüm de Eski Büyükşehir Meclis Üyesi Fahri Elmas’’ın bu yemek mevzusu ile ne ilgisi olduğunu anlayamadım. Açıklarsa sevinirim.
 
Not2: Birol Soylu’’dan jeep açıklaması. Birol Bey o arabayı 32 bin liraya Salihli’’den, PM Üyesi, Aziz Başkan’’ın yakın dostu Alaattin Yüksel’’in kardeşi İbrahim Bey’’den satın almış. Ve bugün 30 bin liraya, zararına satıyor. İsteyene’…
 
Not3: Yemeğe ilişkin son yazımdır. Ben de yargı/sorgu sürecini beklemeye karar verdim.
 

Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
Serdar DEĞİRMENCİ
Serdar DEĞİRMENCİ
Sonbahar
Dr. Hakan TARTAN
Dr. Hakan TARTAN
Başıboş canileri toplamak!
Rifat ÖZER
Rifat ÖZER
Bu da geçer
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
Yemek kitabı değil Kültürel Miras!
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
İşte 'gülen' ilk fotoğrafı!
Oytun NALBANTOĞLU
Oytun NALBANTOĞLU
Son nefeste Göztepe!
Cumhur BULUT
Cumhur BULUT
Townç Sowyer'in maceraları
Neşe ÖNEN
Neşe ÖNEN
Dün ve Bugün Türkiye (9) 'Bizim radyo tiyatrolarımız vardı'
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Bektaşi Devleti tartışmaları!
Ender ALDANMAZ
Ender ALDANMAZ
Parti tabanı Özel’den kopuyor mu?
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva