Ümit YALDIZ
Biraz Ortadoğu, biraz Türkiye ve CHP İzmir
3 Şubat 2011 Perşembe

Ortadoğu kaynıyor. Sadece biz değil tüm dünya Ortadoğu ile yatıp Ortadoğu ile kalkıyor. Meseleye ’‘demir yumruk’’ despot Arap rejimlerinin iflası olarak bakan da var, benim gibi ABD, İsrail ve Soros üçgeninde başka bir oyunun parçası olarak gören de. İlginç bulduğum yorum ’‘sözüm ona’’ Arap isyanının’’ Türkiye’’den ilham aldığı’… Türkiye’’nin neyinden/nasıl ilham almışlarsa! ­Eğer ’‘demokratik’’ yönetim şeklimizden etkilenmişlerse ne ala! Çünkü kör, topal da olsa demokrasi, hiç yoktan iyidir. Ama isyanı yönlendiren İslamcı akımlar, Türkiye’’deki ’‘ılımlı’’ modelden etkilenmişse o başka.  
Bana göre Büyük Ortadoğu Projesi’’nin revizesinden başka bir anlamı yok olan bitenin. ABD, son kullanma tarihi dolan aktörlerini, yenileriyle değiştiriyor. Bunu yaparken kontrolü kaçırmaktan da korkuyor. Mısır konusunda gün içinde gelen çelişkili açıklamalar bunun göstergesi’… Sabah Mübarek’’e destek veren Obama, akşam muhalifleri kolluyor mesela. ABD, haklı olarak gün be gün, an ve an değişen çıkarları doğrultusunda manevra yapıyor. Geçmişte Şah rejiminin Ayetullah tarafından yıkılmasında da ’‘İran halkının’’ yanında yer alan ABD, konjonktürsel çıkarlarını kolluyor. ABD, Batı ve İsrail’’in çıkarları ile Türkiye’’nin çıkarları tabi ki aynı olmaz, olamaz.  ABD, ağırlıklı olarak başta petrol olmak üzere Arap kaynaklarını ’‘sömürme’’, istikrarsızlık üzerinden silah satma endişesi taşırken biz, bölge halkıyla tarihsel/dini ve kültürel bağımız nedeniyle başka endişeler, korkular yaşıyoruz.
Unutulmaması gereken bir diğer nokta da bölge hükümetleri arasında Türkiye’’nin başını çektiği ’‘birlik’’ projesi’…  Son yazımda Başbakan Erdoğan’’ın başını çektiği, ’‘İslam Birliği’’ projesinin altını çizmiştim. Yaşananları ABD ve İsrail’’in hazırladığı Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) ile Erdoğan’’ın hocası Erbakan’’ın yolundan yürüyüp, revize ederek oluşturduğu ’‘Büyük İslam Birliği (BİB) mücadelesi olarak değerlendirmiştim. Tarih kimin haklı olduğunu ortaya koyacak. Sonuçta daha 90 yıl öncesine kadar aynı sınırları paylaştığımız Arap/İslam coğrafyasında olan biten her şeyin bizimle doğrudan ilgisi vardır ve de olmalıdır. Çünkü Ortadoğu’’da oynatılan her taş, akan/akıtılan her damla kan ve gözyaşı bizden de bir şeyler götürmektedir. Anlaşılan bölgede sular bir süre daha durulmayacak. O yüzden meseleye ’‘şimdilik’’ nokta koyup özümüze dönelim. Yani iç siyasete’…
İç siyasette gerilim tırmanıyor. İktidar ve muhalefetin ’‘sert ve seviyesiz’’ üslubuna dikkat çekmiştim Salı akşamı Ege TV ekranlarından. Bir tarafta halkı sokak sokak direnişe çağıran CHP’’li vekiller öte yanda siyasi terminolojinin sınırlarını zorlayan iktidar ve de muhalefet liderleri’…
Sadece liderler mi? Liderlerin ’‘buldogları’’ da hareketli. Neler demiyorlar ki birbirlerine?
 ’“Şerefsiz, hain, eşkıya, harem ağası’…’”
Buradan TRÜK’’e çağrıda bulunmak istiyorum. Siyasi haberlerde izleyiciye ’‘uyarı’’  koysunlar. En azından 13+ uyarısı’… Siyasetteki bu seviyesizlik, üslup sorunu çocuk ve gençlerin ruhsal gelişimlerini olumsuz etkiliyor. Ülkenin en saygın koltuklarında oturan ve de halka/gençliğe örnek olması gereken iktidar ve muhalefet liderleri, ağız dolusu küfür ve hakaretle birbirlerine üstünlük kurmaya çalışıyor.
Demokrasi diyoruz. Hani Arap halkına örnek/model olan demokrasimiz diyoruz ya. Bu mudur demokrasi? Demokrasi fikirlerin çarpışması değil midir? Ne yazık ki fikirler değil küfürler çarpışıyor. Hani Sayın Başbakan’’a alışmıştık. Kasımpaşalı edasıyla’‘Al alanı git’’ ile başlayan süreçte Erdoğan’’ın haddi aşan söylemlerine çokça şahit olmuştuk. Ama düne kadar (Baykal döneminde) sert ama seviyeli bir siyaset izleyen CHP’’nin de çivisi çıkmış görünüyor.
’‘Araştırma şirketlerinin ’‘kıçına tekmeyi vuracağız’’ diyor Gürsel Tekin. Yani CHP’’nin ikinci adamı’… Umut Oran gibi temiz yüzlü, seviyeli bir isim bile Başbakan’’a ’‘harem ağası’’ diyebiliyor mesela.  Ve de Türk halkının/seçmeninin ’‘sakin güç’’ diye tanımlayıp ’‘Gandi’’ sıfatını uygun gördüğü Kılıçdaroğlu’… Bağıran/çağıran, hakaret eden Erdoğan’’ın karşısında sakin, seviyeli ve de dolu bir alternatifti bir zamanlar. Şimdilerde Erdoğan’’a onun ağzıyla yanıt vermeye, laf yetiştirmeye çalışan, hakaret davalarında ’‘mahkum’’ olan bir Kılıçdaroğlu var karşımızda. Belki de Kılıçdaroğlu’’nun kaybettiği ilk şey Gandiliği yani sakinliği oldu. Gandi gitti, Erdoğan’’la aşık atmaya ona laf yetiştirmeye çalışan, üslupsuzluk tuzağına düşen bir Kılıçdaroğu geldi yerine.  Ve de dikkat ederseniz Gandi sıfatı medyada bile neredeyse hiç kullanılmıyor artık.
Diyorlar ki, Kılıçdaroğlu’’nu danışmanları yönlendiriyormuş. Hani bağıran, çağıran Erdoğan karşısında sakinlik değil savaşçılık pirim yapıyor, oy getiriyormuş.  Ben yanıldıklarını düşünüyorum danışmanların.  Eğer bağırıp çağırmak tutsaydı halk nezdinde MHP Lideri Bahçeli’’nin çoktan ’‘tek başına’’ iktidar olması gerekiyordu. Ne söylediğinin değil nasıl söylediğinin önemli olduğu bu dönemde hem iktidarı hem de muhalefeti ’‘itidal’’ ve seviyeye davet ediyorum.
KOCAOĞLU ETKİSİ
Gelelim İzmir’’e. Nihayet CHP İzmir il yönetimi atandı.  Haklı olarak siyasi kulislerde yönetimin kimin, kimlerin etkisinde olduğu sorusuna yanıt aranıyor.  İki isim (Zeki Günen ve İrfan Babacan) İl Başkanı İşadamı Tacettin Bayır’’ın ’‘maaşlı’’ çalışanlarıymış. Umarım doğru değildir. Doğruysa, yazık! Her iki isme de saygım var. Ama ’‘il yöneticisi’’ olarak ne kadar bağımsız kalabilecekler? Örneğin, ’‘Bayır ile karşı karşıya geldiler’’ diyelim. İşlerini kaybetme pahasına bağımsız siyaset yapabilecekler mi? Tabi ki tercih onların. Sanıyorum Bayır ’‘silah zoruyla’’ yazmamıştır kimseyi.
Genel olarak bakıldığında listedeki Kocaoğlu eksi açıkça görülüyor. Kocaoğlu ile birlikte Tayland’’a gittikleri için ’‘meclis üyesi’’ olamayan Vezir Aslan ve Celal Yıldız’’ın yönetime alınması manidar. Demek ki ’‘gün gelir devran döner’’ kuralı bir kez daha işledi. Tek suçları Kocaoğlu’’na yakın olmak olan Aslan ve Yıldız’’ın siyasi itibarları bu şekilde iade edilmiş oldu. Kocaoğlu da’’ meşhur’’ ekibine yönelik vefasını bir kez daha ortaya koydu.
Aslan ve Yıldız ile birlikte yönetimde Kocaoğlu ve Genel Başkan Yardımcısı Alaattin Yüksel’’e ’‘çok yakın’’ 11-12 isim sayıyorlar.  Bornova’’dan Bülent Çetinkaya, Bayraklı’’dan Metin Güler parti içi muhalefet kardeşleri Barış Erel, Abdullah Engin ’‘eski tüfek’’ Yekta Varnalı gibi 10-11 isim.  Barış Erel demişken’… İflah olmaz bir muhalifti düne kadar. Onu iktidarda görmek güzel.Ve de son Karşıyaka ilçe kongresini hatırladım.  Kongre delegesi Erel de bir konuşma yapmıştı. Sonra İlçe Başkanı Ertam Özen yanıt vermişti. Neredeyse ’‘AKP’’lisin’’ demediği kalmıştı Erel’’e. Yoksa demiş miydi? 
Mehmet Ali Susam’’ın (Necati İmam gibi) bazı isimlerce temsil edildiği, ’‘Baykalcı’’ kimliği ile bilinen Kadın Kolları Eski Başkanı Gülşen Koşanoğlu gibi isimlerin de yer bulduğu listede, Gürsel Tekin etkisi yok denecek kadar az. Eski Baykalcılar az da olsa var. Ama beklendiği üzere Sav ekibi yok. Sav ekibinden etkin bir isimle konuştum. Olmak mı zor olmamak mı diye sordum? ’‘Bazen olmamak, olmaktan iyidir. İyi ki yokuz’’ dedi. Başka soru sormadım. Sanıyorum İlçe Belediye Başkanlarından sadece biri (Kamil Sındır) bir isim yazdırabilmiş. O da ’‘kadın’’ kontenjanından’… Her dönem korumalarından birini il yöneticisi yapan son süreçteki hızlı manevralarıyla dikkat çeken Abdül Batur’’a ise bu kez yazık olmuş. Ve de Karşıyaka Belediye Başkanı Cevat Durak. Listeye etkisi hiç yok.  Ama Durak’’ın seçim ofisini basanlar listede.  Maaşlı çalışanlar, eski muhalifler, kritik süreçlerde partiyi terk edip dönenler, Tayland mağdurları derken ağırlıklı olarak Kocaoğlu etkisinde bir liste çıkmış ortaya.  Yani beklendiği, beklediğim gibi’…  ’‘İl Başkanı Tacettin Bayır ve yönetimini tebrik ediyor başarı diliyorum.

Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
Oytun NALBANTOĞLU
Oytun NALBANTOĞLU
Son nefeste Göztepe!
Cumhur BULUT
Cumhur BULUT
Townç Sowyer'in maceraları
Neşe ÖNEN
Neşe ÖNEN
Dün ve Bugün Türkiye (9) 'Bizim radyo tiyatrolarımız vardı'
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Bektaşi Devleti tartışmaları!
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
‘Erkekler bastığım kaldırımı öperdi!’
Ender ALDANMAZ
Ender ALDANMAZ
Parti tabanı Özel’den kopuyor mu?
Kemal ANADOL
Kemal ANADOL
CHP ne yapmalı?
Prof. Dr. Mustafa KAYMAKÇI
Prof. Dr. Mustafa KAYMAKÇI
Neden toprak reformu yapılmalı?
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Eril toplumda kıyamet alametleri...
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
İzmir’e kruvaziyer niye gelsin?
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva