Ümit YALDIZ
Asayiş berkemal!
2 Kasım 2010 Salı

Yarın ki kritik Parti Meclisi öncesi nefesler tutuldu. Hesaplar dün, bugün ve yarın da düşünülerek en ince ayrıntısına kadar yapılıyor.’¶
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’’nın ’‘2008’’de kabul edilen tüzüğü uygulayın’’ uyarısıyla harekete geçen CHP üst yönetiminde, perde arkasında yaşanan restleşmeler ve parti içi sancılar gün ışığına çıkmaya başladı.
Kurultay arifesinde oluşan ’‘Kılıçdaroğlu/Sav ittifakı’’ gelinen noktada dahili ve harici faktörlerin de etkisiyle sallanmaya başladı.
Bu sürece nasıl ve neden gelindi, bundan sonra özellikle de yarın neler olacak?
Yanıt bekleyen acil sorumuz bu.
Bu sürece gelinmesinde, ayrılmak zorunda kaldığı liderlik koltuğuna yeniden oturma kararlılığını (en az istifa ettiği 10 Mayıs günkü kadar) koruyan Baykal ve ekibinin eylem ve söylemlerinin ciddi katkısı oldu tabi ki. Büyük umutlarla seçilen, sadece ana muhalefet partisine genel başkan değil ’‘müstakbel başbakan’’ adayı olarak görülen, Gandi Kemal sıfatıyla anılan Kılıçdaroğlu, dahili ve harici yapılar tarafından etki altına alınmaya dahası onu o makama taşıyan Sav’’dan uzaklaştırılmaya çalışıldı.
Gandi’’nin ’‘Sav’’unmasız kalması en büyük arzusuydu bu yapının’… Sav’’sız Gandi, savunmasız Gandi’’ydi ve her açından diş geçirmek daha kolaydı çünkü.
 
**
İlk aylarında Gandi Kemal sıfatıyla manşetlerden düşmeyen Kılıçdaroğlu bence ilk ve en büyük hatasını referandum hamlesiyle yaptı. Türkiye’’nin umudu Gandi, Başbakan Erdoğan’’ın kurnaz bir hamleyle önüne koyduğu referandum zokasını, cesaretine yenik düşerek yuttu. Ve ’‘Hayır’’da hayır vardır’’ diyip yollara düşerek, 26 maddelik paketinin içinde kayboldu.
Enerjisini gereksiz bir referandum paketinde harcayarak, yüzde 42’’lik sonuç üzerinden hem iktidarın hem de muhalefetin yeni hamleler geliştirmesine zemin hazırladı.
Oysa ki, Anayasa Mahkemesi kararından sonra, hukukun üstünlüğü prensibinden hareketle, Baykal’’ın önüne koyduğu pakete yönelik tutumunu değiştirebilir, ’‘daha demokratik bir anayasa’’ vaadini genel seçim sonrasına erteleyerek, resepsiyonda olduğu gibi, partisini serbest bırakabilir, yüzde 42’’lik ’‘göreceli’’ mağlubiyetin en büyük müsebbibi olmaktan kurtulabilirdi. Tabi ki dümeninde oturduğu CHP’’yi de kurtarabilirdi.
Referandum sonrasında başta siyasi iktidar olmak üzere parti içi muhalefetin hedefinde olan Kılıçdaroğlu, yüzde 42’’lik sonuç nedeniyle tefe konulmaya başlandı.
CHP’’nin ağırlıklı olarak söz sahibi olduğu ’‘hayır cephesi’’ AKP’’ye göre başarı, parti içi muhalefete göre başarısızlıktı.
CHP’’nin hayır cephesinde yüzde 35 ve üzeri söz sahibi olduğunu anlayan Başbakan Erdoğan, ana muhalefetteki yükselişi savuşturmak adına yandaş medyası üzerinden parti içi krizi ateşlemeye, hizipçileri kaşımaya başladı.
Hemen her gün  yandaş medya olarak tabir edilen yayın organlarına demeç veren Baykal ve ekibi, kurultay taleplerini güncelleştirerek, Kılıçdaroğlu ve yeni CHP yönetimini rahatsız etmeye başladı. Burada parti içi muhalefetin demeç verme arzusu kadar, yandaş medyanın demeç alma, aldığı demeci manşetlerden, büyük puntolarla yayınlama kararını da doğru yorumlamakta yarar olduğunu düşünüyorum.
 
Çünkü Sav-Kılıçdaroğlu birlikteliği tutmuş, parti içi meseleleri Genel Sekreter çözerken, Genel Başkan 70 ili dolaşıp, uzun yıllar sonra Başbakan Erdoğan’’ı bile sollayan bir referandum performansı ortaya koyarak sokağın nabzını yakalamaya başlamıştı.
Biri partinin diğeri sokağın genel başkanı gibiydi adeta. Adı konulmamış bu ittifakın her iki kanadının da hedefinde iktidar olmak, Türkiye’’nin kötü gidişatını tersine çevirmek vardı.
Baykal’’ın dediği gibi ’‘iki anahtarlı’’ değil, tek bir hedefe kilitlenmiş, tek vücut olmuş üst yönetimden söz ediyorum ben. İkilinin (Sav/Kılıçdaroğlu) net duruşuyla 12 Eylül sonrası güncelleştirilen kurultay talepleri savuşturuldu.
 
Ama bu kez de Yargıtay’’ın ’‘o yazısı’’ oturdu gündeme.
Son aşamada Kılıçdaroğlu’’nun, Baykal’’ın kendisi için hazırlattığı ’‘genel başkanı tek adama, CHP’’yi AKP’’ye’’ dönüştüren tüzük konusundaki ısrarı pek çok açıdan ilginç ve de manidar.
Her şeyden önce 22 Mayıs’’ta yaptığı kurultay konuşmasıyla örtüşmüyor bu tavır. Daha demokratik daha devrimci parti hedefiyle uzaktan yakından ilgisi yok. Ve tabi ki en önemlisi de CHP Genel Başkanlığını altın tepside önüne koyan Genel Sekreter Sav’’ı güçsüzleştirme isteği de Baykal ve ekibinin propagandasından ne kadar etkilendiğini ortaya koymaya yetiyor.
Belki de şunu göremiyor Kılıçdaroğlu’… Kendisini oturduğu koltuğa taşıyan, bunu yaparken de 53 yıllık dostuna sırt çevirmekle kalmayıp onunla savaşmayı göze alan Sav’’ı güçsüzleştirmek, uzaklaştırmak,  kişiliğine yönelik de önemli ipuçları verecek, ’‘Vefasız Gandi’’ yaftası, taze genel başkanın boynuna hem örgüt hem de seçmen tarafından asılacaktır.
Oysaki aklı-ı selim herkesin görebildiği gerçek şudur:
Kurultay sürecinde vücut bulan Sav-Kılıçdaroğlu ittifakı en azından genel seçime kadar devam etmelidir. Çünkü ancak bu durumda Kılıçdaroğlu (zaten anlamadığı) parti içi siyasetin yoruculuğundan sıyrılıp ülke meselelerinde konsantre olurken, Sav da ’‘Baykal döneminde olduğu gibi’’ ’‘genel merkeze sadık’’ bir örgüt yapısının tesisi için çalışabilir.
Aksi takdirde, dönüş kararlılığını güncel tutan Angora ekibi, mahalle delegesi olmak için bile ciddi bir siyaset bilgisi gerektiren CHP’’de siyaset yapmanın ne anlama geldiğini taze Genel Başkana öğretir.  
Tüzük tartışmasıyla gelinen noktada, anlamlı ve önemli ittifakın çatlama belirtisi gösterdiğine dahası Başbakan Erdoğan ve hizip başı Baykal’’ın kısa vadeli hesaplarına hizmet edildiğine şahit oluyoruz.  Çünkü CHP, enerjisini içeride harcarken, AKP seçim ekonomisini yürürlüğe koyup, üçüncü ’‘devr-i iktidarına’’ giden yolda taşları döşemeye çoktan başladı.  
Tüm bu olan bitenler ise AKP’’nin yani Başbakan Erdoğan’’ın değirmenine su taşımaktan öte hiçbir anlam ifade etmiyor. Baykal ve ekibi  ’‘küçük olsun, benim olsun’’ anlayışını korurken Erdoğan, belki de kendisini ’‘başkanlığa’’ taşıyacak sürece yönelik önemli adımlar atıyor.
**
Hala ne olacağını soruyorsanız söyleyeyim’… Şu saat itibariyle ’‘tüzük kurultayı’’ yapılma ihtimali yüzde 50. Dün yüzde 51 idi. Masanın bir tarafında Sav diğer ucunda Kılıçdaroğlu oturuyor. Kartlar birer birer açılıyor’… Uzlaşı olmazsa tüzük kurultayı’… Anlaşmanın şartı/şurtu da belli. Genel başkan yardımcılıklarına kimlerin oturtulacağı’…
Önder Sav ’‘Angora’’nın Truva atlarına’’ karşı çıkıyor.
Kılıçdaroğlu ise etki altında kalıp, ’‘genel başkan dişi’’ gösteriyor.
Gelinen noktada Sav ise, tecrübesini konuşturup ve daha fazla yara almamak adına koruma kalkanını kaldırıyor. Bence bunu sadece koltuğu, şahsi kariyeri ve ekibi için de yapmıyor.
Daha çok, ilk ve son göz ağrısı CHP’’nin yarınları için yapıyor hatta.
 Kurultay sürecinde adına ’‘ittifak’’ dediğimiz ama etle tırnak olması gereken ikilinin birbirinden uzaklaşmaması CHP ve Türk siyaseti adına tek temennimiz.
Gelişmeler bizi tüzük kurultayı, olağanüstü kurultaya kadar götürecek gibi gözükse de anlamlı ittifakın korunacağına dair umudumu koruyorum.
Ve de ’‘Kılıçdaroğlu-Sav ittifakı bu süreçten daha da güçlenerek çıkacak, asayiş berkemal’’ diyorum.  Bekleyip, görelim.

Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
Serdar DEĞİRMENCİ
Serdar DEĞİRMENCİ
Sonbahar
Dr. Hakan TARTAN
Dr. Hakan TARTAN
Başıboş canileri toplamak!
Rifat ÖZER
Rifat ÖZER
Bu da geçer
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
Yemek kitabı değil Kültürel Miras!
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
İşte 'gülen' ilk fotoğrafı!
Oytun NALBANTOĞLU
Oytun NALBANTOĞLU
Son nefeste Göztepe!
Cumhur BULUT
Cumhur BULUT
Townç Sowyer'in maceraları
Neşe ÖNEN
Neşe ÖNEN
Dün ve Bugün Türkiye (9) 'Bizim radyo tiyatrolarımız vardı'
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Bektaşi Devleti tartışmaları!
Ender ALDANMAZ
Ender ALDANMAZ
Parti tabanı Özel’den kopuyor mu?
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva