Ümit YALDIZ
AKP hedefi, Gülen açılımı ve düğmeye basanlar
11 Mayıs 2010 Salı

Yarım asırlık Baykal’’ı istifaya zorlayan kasetli şantajın sır perdesi aralanır mı bilemem? Ama perde arkasına yönelik ilginç iddialar kol geziyor. ’¶
Uzmanlar, siyasetçiler, gazeteciler başta olmak üzere her kafadan bir ses çıkıyor.
Dün, kimilerine göre şok edici istifadan dakikalar sonra onlarca telefon ve mesaja yanıt vermek zorunda kaldım. Çok ilginç isimlerle konuştum.
Baykal’’ın zehir zemberek konuşmasının şifrelerini çözmeye çalışanlar da vardı, operasyonun perde arkasındaki asıl hedefini işaret etmeye uğraşanlar da’…
Önemli mevkilerden AKP’’lilerle görüştüm. Ve Baykal’’a yönelik operasyonun boyutlarına ilişkin ilginç fikirler edindim.
Asıl hedefin AK Parti hükümeti ve Türk siyasetini dizayn çabası olduğunu savunuyorlardı ağırlıklı olarak. Günlerdir kaleme almamıza karşın bu iddianın artık yüksek sesle hükümet çevrelerinde de dillendiriliyor olması ilginçti.
Gerçek hedef AK Parti hükümetiydi onlara göre ve düğmeye basan bir değil birkaç el vardı.
İlk şüpheli Ergenekon’’un dışarıdaki uzantılarıydı tabi ki.
Ardı arkası kesilmeyen dalgalarla iyice köşeye sıkışan bu derin yapı, avukatları Baykal’’ı yetersiz görüyor, Deniz Bey’’in liderliğinde Türk siyasetindeki fotoğrafın değişmeyeceğine inanıyordu.
Kurtuluş AK Parti hükümetinden kurtulmaktan geçiyor, bunun için de ’‘yetersiz’’ muhalefetin altına dinamit yerleştiriliyordu. Aktif siyasetin içindeki kimi isimlerle de (başta Sarıgül olmak üzere) etkileşim içindeydiler.
İkinci şüpheli son iki yılda başta Ergenekon davası olmak üzere iyice köşeye sıkıştırılan Türk Silahlı Kuvvetleri idi’…
Kozmik hesaplaşma, suikast iddiaları, AKP ve Gülen’’i bitirme planı, Balyoz, Sarıkız gibi ardı arkası kesilmeyen darbe planlarıyla yıpranan, emekli/muvazzaf demeden kodesi boylayan TSK ve uzantıları, iktidara yapamadıkları darbeyi muhalefete yapmış olabilirdi. Toplumdaki ’‘Baykal gitsin, oy veririz’’ şeklindeki yaygın kanıdan hareketle, gereği yapılmıştı.
**
Türkiye’’de komplo teorileri üretilir de dış güçler olmaz mı?
Tabi ki vardı. Bu işin içinde Amerika, İsrail ve çeşitli dış mihraklar da etkindi. AB’’den uzaklaşan, Arap/İslam Birliği kurma hamlelerini İran, Suriye, Libya temaslarıyla iyice ortaya koyan, İsrail Devlet Başkanı’’na ’‘One minute’’ resti çeken Erdoğan’’ın gönderilmesi için Türk siyasetinin en büyük yapı taşı Baykal’’ın yerinden oynatılması gerekiyordu.
Çünkü bu Baykal’’la, Erdoğan ömür boyu iktidardı.
Ve Amerika, AB ve İsrail’’in Ortadoğu Planı’’nda, BOB eşbaşkanı olmasına rağmen ’‘bağımsız’’ hareket eden/etmeye çalışan Erdoğan artık yoktu.
Türkiye AK Parti hükümetiyle kontrolden çıkıyor, mevcut muhalefetle bu iş olmuyordu.
Öyleyse değişime muhalefetten başlanmalı, Türk siyasetinin simge isimlerinden Baykal’’ın ayağının altına muz kabuğu yerleştirilmeliydi.
Irak’’ın ikinci kez işgalinden önce, 57. hükümeti olmadık manevralarla, böl/parçala politikasıyla yıkıp, milliyetçi tabanlı hükümet yerine,  kendileri için ’‘tezkereler hazırlayan’’ AK Parti’’yi iktidara getiren güçler, gelinen noktada kontrolden çıkan hükümete ’“buraya kadar’” diyordu Baykal hamlesiyle.  
Ya da derin yapılar, hükümetin özellikle son Anayasa paketinden sonra devletin(!) son kalelerini ele geçirme operasyonu öncesi suyu bulandırıp, siyaset kurumuna olan güveni sarsmak, son kaleyi (yargıyı) AKP güdümünden kurtarmak için harekete geçmiş olabilirlerdi.
Tabi ki tüm bunlar şimdilik teoriden ibaret. Ama Türkiye’’nin içinden geçtiği süreçler dikkate alındığında çok da uzak teoriler değil.
**
Tabi ki ’‘hırsızın hiç mi suçu yok?’’ diyenleriniz çıkacaktır. Her ne kadar montaj iddiası güncelliğini korusa da Türkiye gibi kaygan zeminde siyaset yapan, iktidara talip olan tecrübe abidesi Baykal’’ın ihlal ettiği tek bir kural vardı.
Her yıl katıldığı Hacı Bektaş Veli etkinliklerinde de altı çizilen Türk lider tipolojisinin üç altın kuralı’…
Eline, beline ve diline’… Baykal bu üç kuraldan birini çiğnemiş (!) olmanın bedelini,  tırnaklarıyla kazıyıp kurduğu partisinin liderliğinden olarak ödedi.
Çünkü Deniz bey, ’‘kaset montaj, olay komplo’’ dedi, demesine de’…
 ’‘Nesrin Baytok’’la ilişkim yok, hiç olmadı’’ demedi/diyemedi. Hatta, ’‘Görüntüler 15 günlük’’ diyerek olayın tazeliğini hatırlatmayı tercih etti.
Sadece Baykal değil, Nesrim Hanım da konuşmadı. ’‘Ailemle üstesinden gelmeye çalışıyoruz’’ demekle yetindi.
Komplonun, şantajın tüm çirkinliğine rağmen evli ve yanında çalışan bir bayanla ilişkide olmaktır Baykal’’ı götüren’… Ya da ilişki yaşadığı bayanı üst sıralardan aday gösterip vekil yapmaktır. Kimse kusura bakmasın!
**
Dün olayın sıcaklığıyla kaleme aldığım yazıdan sonra tarafıma yöneltilen sorulara yanıt vermeye çalışacağım. Deniz Baykal geri döner mi?
İstifanın iyi kurgulanmış bir ’‘geri dönme’’ manevrası olabileceğine dün de işaret etmiştik.
Savaşta ’‘Bugün bir adım geri çekilmek, yarın iki adım öne çıkmaya engel değildir’’.
Özellikle de tüm siyasi geleceğini Baykal’’a bağlayanların ’‘kurgulanmış’’ baskıları sürdükçe.
Sözde baskıların ardından ’‘halkım isterse dönebilirim’’ diyen Baykal, belki de örgütlerin destekleyeceği geniş katılımlı bir destek toplantısını işaret ediyordu çaktırmadan.
*
İkinci önemli soruda, istifa kararından sonra objektifler karşısında dökülen gözyaşlarının samimiyetini sorgulanıyordu.
Günlerdir ’‘Zil takıp oynayan’’ CHP’’lilerle de konuştuğum için objektifler karşısındaki gözyaşlarını, istifa sonrası parti binalarına koşup imza toplama girişimlerini, ’‘tamamen duygusal’’ açıklamaları ne yazık ki samimi bulmadım.
Deniz Baykal gibi bir siyasetçinin bu şekilde çekilmeye zorlanmasını doğru bulmadığım gibi, arkasından oynanan tiyatroyu da sahici bulmadım/bulamadım.
Gözyaşları Baykal’’a değil, giden koltuklarına, gelecekte olası makamlarınaydı çoğunun.
Tüm siyasi geleceğini Baykal’’a ipotek eden, parti içinde ’‘baykalcılar’’ ya da eski ’‘eşrefçiler’’ olarak tabir olunan yapılar için bu istifa, Deniz’’in bir anda suyunu çekmesinden farksızdı.
Med-cezir sonrası ortalık yerde savunmasız kalan ’‘midyeler’’ geldi gözümün önüne, timsah gözyaşlarını görünce.
Aralarında elbette samimi olanlar da vardı. Ama inanın çok azdı.
Neyse, bu konuyu istifanın kurultay ve sonrasına etkileri başlığıyla ayrıca ele alacağız.
Sorularla devam edelim’…
Neden, Fethullah Gülen’’i ’‘samimi’’ bulduğunu söyleme gereği duydu Baykal?
Kutlu doğum haftasına giden, çarşaf açılımı yapan, AKP’’ye kilitlenen muhafazakar tabanı çekmeye çalışan Baykal, ahlaksız şantaja yönelik suçu, o tabanın sevdiği lidere, yani Erdoğan’’a atınca, geniş bir tabanı olduğu varsayılan Gülen’’i ayırmak zorunda kaldı bence. Yazılı metin üzerinden iyi düşünülmüş, iyi kurgulanmış bir istifa metni okuyan Baykal, uluslar arası verilere göre 6 milyonu aşkın Gülen müridini alçak komplonun dışında tutarak, giderek partisi adına Fethullah Açılımı yaptı. 
Erdoğan’’la parti içinde de bazı sorunlar yaşayan Gülen tabanına sıcak mesaj vermenin altında yatan bir neden de cemaatin emniyetteki gücü olabilir pekala.
Varan 2 ve 3’’ü durdurmak gibi bir amaçla’…
 
DEVAM EDECEK’….

Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
Ender ALDANMAZ
Ender ALDANMAZ
Halkın gerçek gündemi sahnede!
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
Şimdi ne olacak?
Neşe ÖNEN
Neşe ÖNEN
Dün ve Bugün Türkiye (10) 'Bak Postacı Geliyor'
Serdar DEĞİRMENCİ
Serdar DEĞİRMENCİ
Sonbahar
Dr. Hakan TARTAN
Dr. Hakan TARTAN
Başıboş canileri toplamak!
Rifat ÖZER
Rifat ÖZER
Bu da geçer
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
Yemek kitabı değil Kültürel Miras!
Oytun NALBANTOĞLU
Oytun NALBANTOĞLU
Son nefeste Göztepe!
Cumhur BULUT
Cumhur BULUT
Townç Sowyer'in maceraları
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Bektaşi Devleti tartışmaları!
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva