Ümit YALDIZ
Radyoculuk serüvenim ve Kiraz Devrimi!
7 Ekim 2011 Cuma

Hafta içi her sabah 07.30-08.30 arasında Radyo Pause’de ‘Sesli Gazete’ programında gazete başlıkları ve gündem üzerine konuşuyoruz. Kendine has jargonu, dili olan radyoculukta oldukça yeniyim. Daha da yeni olduğum bir şey varsa o da güne erken başlamak. Sabahın körü diye tabir edilen saatte kalkmak (ki programdan en az 90 dakika öncesi) 15 yıllık meslek hayatımda benim için ilk… Bir yandan biyolojik saatimi yeni sisteme uyarlamaya uğraşıyorum diğer yandan radyoculuğa da alışmaya çalışıyorum. Mesele gazete başlıklarını okumak değil elbette. Manşetleri yorumlamak, haberin satır aralarındakini hatta perde arkasındakini çıkarıp masanın üzerine koymak… Dahası olan bitene farklı bir boyut katabilmek…
İzmir’de en az 1 milyon kişinin yolda olduğu, çoğunuzun işe gitmek için trafik çilesiyle boğuştuğu o saatlerde sizlere ülkenin, kentin ve bölgenin gündemine ilişkin bir şeyler aktarıyor olmanın mutluluğunu yaşamak yetiyor şimdilik. Güne, güneşten önce başlamanın güzelliği de cabası tabi ki… 107.9’dan yayın yapan ve deneyimli kadrosuyla İzmir’de radyoculuğa yeni bir soluk kazandıran Radyo Pauese’yi sabahın köründen itibaren 24 saat şiddetle tavsiye ediyorum. Aynı internet gazeteciliğinde olduğu gibi sizlerin katkısı burada da çok önemli… Etrafınızda olan biteni bizlerle paylaşın.
Yerel yönetimlerden memnun musunuz mesela…
Hükümetin İzmir’e yönelik politikasını nasıl değerlendiriyorsunuz? Sağlık kuruluşları, eğitim kurumları, emniyet güçleri görevlerini layıkıyla yapabiliyor mu? Sizler ‘nasıl bir İzmir’ hayal ediyorsunuz? Bu ve benzeri her konuda görüşlerinizi bekliyoruz. Programın kendine has e-posta adresine… sesligazete@ radyopause.com.tr’ye… Tabi ki Ege Tv’deki ‘Söz Meclis’ten İçeri’ programımızın da sezon açılışını bu hafta yapıyoruz. Egedesonsoz.com’daki tempomuz da her geçen gün artıyor. İşimiz haber, gücümüz haber yani…
*
Efendim sabah sabah bana en çok dokunan haber Egeli Sabah’ın manşetindeydi. Gazeteci olarak bu habere yıllar önce şahsen dokunmuşluğum vardı çünkü. Tam 9 yıl önce… 2002 ilkbaharında, bir bayram tatiliydi. Dönemin İzmir Valisi bugünün Ankara Valisi Alaaddin Yüksel’di. Başbakan Ecevit, Kiraz Belediyesi MHP’li…  
Dokuz yıl önce Haber Ekspres Gazetesi’nde yayınladığım haberin başlığı ’28 genç kızın intiharı’ idi. İzmir’in ‘Güneydoğusu’ Kiraz’da çocuk yaştaki 28 kızın birkaç yıl içinde hayatlarının baharında ölüme yürüyüşlerinin acı öyküsüydü.  
Haber, İzmir’de bomba etkisi yaratmış, valilik, sosyal hizmetler ayağa kalkmıştı. Vali Yüksel, anında kriz masası kurup, meseleye el attı. Sosyal hizmetlerden özel bir ekiple bölgeye ilk etapta psikolojik destek sağlandı. İnsan Hakları İl Kurulu bünyesinde kurulan, İntiharları Araştırma Komisyonu geniş çaplı bir çalışma başlattı.
Özel ekipler bölgeyi didik didik edip, benzer durumdaki aileler ve çocuklarla konuşup çok yönlü bir eylem planı hazırladılar.
Yaşları 13-18 arasında değişen genç kızları hayatlarının baharında ölüme yürüten neydi?
Yanıtı aranan soru buydu. Aslında Kiraz’da genç kız intiharı yeni bir şey değildi. Yıllar yılı çocuk yaştaki kızlar, teker teker ilmiği boynuna geçirirken devlet de basın/medya uyumuştu. Kimi zaman üçüncü sayfada tek sütun haber olsalar da devlet olayın boyutlarını bilmiyor, görmüyor, duymuyordu. İdealist bir kaymakamın çalışmasıyla ulaşmıştım bu habere…
*
Dedik ya İzmir’in Güneydoğusu diye… Bunun nedeni Kınık, Beydağ ile Kiraz’ın devlet memurları atama yönetmeliği açısından ‘zorunlu doğu görevi’ sayılması değildi. O yönetmelik çok sonra çıktı. Çünkü hiçbir memur, İzmir’in bu uzak ilçelerine gitmek istemiyordu. İzmir’in Güneydoğusu benzetmemin nedeni genç kız intiharların Güneydoğu’daki benzer vakalarla aynen örtüşmesiydi. Tarıma dayalı kapalı bir sistem… İlkokul 5. sınıftan alınıp, 13 yaşından itibaren zorla evlendirilen ve ‘tarım işçisi’ gözüyle bakılan çocuk yaştaki kızlar…
Bugün hala Anadolu’nun pek çok yerinde (başta Doğu-Güneydoğu olmak üzere) benzer durumlarla karşılaşıyoruz ne yazık ki… Ama Egeli Sabah’ın manşetinde ‘Mevlüt Dağdeviren’in imzasıyla yayınlanan habere göre Kiraz’da karşılaşmıyoruz. Tam 4 yıldır Kiraz’da bir tane bile genç kızımız intihara kalkışmamış…

Kiraz'da eğitimle gelen devrim haberi için tıklayın

Çünkü devlet önlem almış! 2002’de başlayan çalışma meyvesini vermiş…
Aileler kızlarını evlendirmek yerine okutmaya ikna edilmiş!
Bölgeye yeni okullar, yeni öğretmenler gönderilmiş! Ailelere eğitim desteği sağlanmış… Sosyal hizmet uzmanları ailelere bilinç aşılamış.
Hayatlarının baharında çoğunlukla da gönülsüz evlendirilen, tarım işçisi olarak kullanılan, bebekleriyle oynama yaşında bebek yapan/bakan ve yaşadığı strese dayanamayıp ilmeği boynuna geçiren genç kızların kurtuluşu beni ziyadesiyle mutlu etmeye yetti bugün.
Ve bu konuyu enine boyuna araştırıp gündeme taşıyan isim olarak bu olaydan duyduğum hazzın tarifi yok! Hayatımın herhangi bir evresinde ‘İyi ki gazeteci olmuşum’ demem için sırf bu olay kafi…
Bu olay da gösteriyor ki; istenirse oluyormuş dostlar.
Devlet devletliğini yaparsa oluyormuş…
Darısı hala bu ülkenin her noktasında aynı kaderi yaşayan genç kızlarımızın başına…
Ve de devletimizin gücünü Kiraz örneğinde olduğu gibi her gün bir ‘Ayşe Paşalı vakasında’ kaybettiğimiz kadınlarımız için de ortaya koymasını talep ediyoruz. Koca ya da eski koca dehşeti haberlerinin öznesi olan kadınlarımızda… Sosyal devlet olmanın gereği budur çünkü. Manisa’da sırtından bıçaklanan, Menemen’de kurşun yağmuruna tutulan, Bornova’da delik deşik edilen, Dikili’de 28 bıçak darbesiyle katledilen kadınlarımızın kurtuluşu için de bir şeyler yapılmalı!
Hem de hemen şimdi! Bugün talihsiz genç kızlarla başladık, talihsiz bir genç kızla noktalayalım… Karşıyaka’da henüz 14 yaşında, trafik kazasıyla başlayan ama ‘sağlık kazasıyla’ süren, saç, baş yoldurtan bir haberin öznesi Ece… Dün ailesinin, sevenlerin gözyaşları arasında, hayalindeki beyaz duvağıyla toprağa verildi. Olayda Ece’nin hiç ama hiç kusuru yok! Ece kaldırımda… Önce yaşlı bir kadın aracıyla geri vites manevrası yaparken yanlışlıkla gaza basıyor. Araç aniden kaldırıma çıkıp talihsiz Ece’ye çarpıyor. Ece anında en yakın ‘Devlet’ Hastanesi’ne kaldırılıyor. Bacağındaki atar-damar kesilmiş!
*
Karşıyaka Devlet Hastanesi’nde bu olaya müdahale edecek ne ekip var ne de ekipman!
İşte sağlık kazasının başladığı an da burası… Hemen, acil kaydıyla Ege Üniversitesi Hastanesi’ne gönderiliyor. İzmir’in ve Ege’nin en büyük ‘Üniversite’ Hastanesi’ne… O da ne? İzmir’in ve bölgenin en büyük üniversite hastanesinde de ‘uzman doktor’ yok!
Bu arada talihsiz Ece, kan kaybetmeye devam ediyor.
Son çare Yeşilyurt Devlet Hastanesi… Orada doktoru buluyoruz ama Ece’yi kaybediyoruz.
Bir kaza, üç hastane… Yitip giden bir can! Gencecik bir fidan!
Sağlık bakanlığı hastanelere soruşturma açmış!
Sabah radyodan da söyledim Sayın Bakan’a… Soruşturma açacağına hastane aç! Doktor gönder! Ece’nin başına gelenler ne Türkiye ne de İzmir için ilk. Böyle giderse son da olmayacak. Pek çok vatandaşımızı hastane hastane dolaşırken kaybediyoruz. İnanmıyorsa Sayın Bakan, AK Parti Konak İlçe’ye sorsun. Gencecik yaşında ‘o hastane senin, bu hastane benim’ dolaşırken aramızdan ayrılan Konak İlçe Başkan Yardımcısı Gökhan Düzovalılar’ın hikâyesini dinlesin… Bu ve benzeri vakaların 8’de 8 kusurlusu bizzat devletin kendisi çünkü…

Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
Neşe ÖNEN
Neşe ÖNEN
Dün ve Bugün Türkiye (9) 'Bizim radyo tiyatrolarımız vardı'
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Bektaşi Devleti tartışmaları!
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
‘Erkekler bastığım kaldırımı öperdi!’
Cumhur BULUT
Cumhur BULUT
İzmirli kız ve Onur E. Yıldız meselesi
Ender ALDANMAZ
Ender ALDANMAZ
Parti tabanı Özel’den kopuyor mu?
Kemal ANADOL
Kemal ANADOL
CHP ne yapmalı?
Prof. Dr. Mustafa KAYMAKÇI
Prof. Dr. Mustafa KAYMAKÇI
Neden toprak reformu yapılmalı?
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Eril toplumda kıyamet alametleri...
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
İzmir’e kruvaziyer niye gelsin?
İhsan Özbelge ÖZDURAN
İhsan Özbelge ÖZDURAN
İzmir’in sokakları hem kız hem deniz kokar… 
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva