Yazıdaki başlık, son yılların geyiği olarak tarihe geçecek…
Bu konudaki son 'çoban ateşi'…
Hınzırlıkların başkenti İzmir'de yakıldı…
Koca Başkan Kocaoğlu, hükümete taş attı…
'Seçim öncesi AKP bize havuç veriyor!' dedi…
AK Parti İzmir İl Başkanı Aydın Şengül ise…
Anında taşı gediğine koydu:
'Kocaoğlu yaşın 70'e ulaştı, artık gözlerin görmüyor, havuç gözlere iyi gelir… İzmir'e yaptıklarımızı görürsün…'
Bu ne anlama geliyor?
Bizim memlekette 'Yaş 70 iş bitmiş' demektir…
Gerçekten öyle mi?
***
Acıcık bilimsel yürüyelim derken…
Duvara çarptım…
Türkiye'nin en büyük dil bilimcilerinden Ömer Asım Ersoy…
'Yaş yetmiş iş bitmiş…' deyimini şöyle açıyor:
'İnsan 70 yaşına gelince, genellikle, bedence de, kafaca da düşer; çalışamaz olur… Bu durumdaki kimseden, artık verim beklenmemelidir…'
İnanılacak gibi değil ama gerçek…
Bu 'tarifi' yazan Ömer Asım Ersoy…
95 yaşında veda etti…
Nur içinde yatsın…
Öğretmenlik, memurluk, savcılık, avukatlık ve milletvekilliği yapmış…
Türk Dili üstüne ciltler dolusu esere imza atmış…
Son kitabı 'Dil Yanlışları'nı yazdığında 82 yaşındaydı!
Demek ki…
Yaptığı tarifle 'hayat ritmi' pek oturmuyor…
***
Madem tartışma siyaset arenasından açıldı…
Bizim '70'lik bombalar'ın o yaşlarda neler yaptığına bi'bakalım…
Türkiye Cumhuriyeti'nin 9'uncu Cumhurbaşkanı…
Süleyman Demirel, 91 yaşında vefat etti…
Cumhurbaşkanı seçildiğinde 70 yaşındaydı…
O makama veda ederken de 76'sındaydı…
Vefat edene kadar da her söylediği manşetlerdeydi!
***
Cumhuriyet'in efsane Dışişleri Bakanlarından…
Esat Sabri Çağlayangil, aktif politikadan ayrıldığında 82'inci yaşını kutluyordu… Belleği zehir gibiydi…
***
Türk Siyasi tarihinin yine efsane politikacılarından…
İsmet Sezgin (İsmet Abi) TBMM Başkanlığı dahil, oturmadığı bakanlık koltuğu kalmadı; 'Benden bu kadar' dediğinde 75 yaşındaydı…
***
Son bir örnek…
Muhterem Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı…
İsmail Kahraman…
Bugün 78 yaşında ama…
Hala 'Egemenlik Kayıtsız Şartsız Türk Milletinindir' yazısı altında…
Koca Gazi Meclisi yönetiyor…
***
Yanlış anlaşılmasın…
64 yaşındayım diye bunları yazmıyorum…
Niyetim başka…
Ben Doktor Osman Müftüoğlu'nun tezine…
Bütün kalbimle inanıyorum…
1990'lı yıllarda dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in özel hekimi olarak görev yapan Osman Müftüoğlu ne diyor?
'Hepimizin hassas noktası yaşlanma belirtilerini frenlemek; yaşlılığın izlerini daha geç ve daha az hissetmek… Bunu herkes arzu eder… Bana göre 70 orta yaştır! 21'inci yüzyılla birlikte en az 20 yıllık bir yaş kayması yaşıyoruz… Yani bugünün kendine iyi bakan yetmişlikleri ile 50-60 yıl öncesinin ellilikleri arasında ciddi bir bedensel veya ruhsal farklılık yok… Fiziksel ve ruhsal kapasiteleri hemen hemen aynı… Bu nedenle ne kadar garip karşılansa da bazılarımızın kendini yetmişli yaşlarda bile ellilik bir orta yaşlı gibi hissetmesi gayet normal…'
***
Yetmez, diyorsanız eğer…
Çarpıcı bi'örnek daha var…
Türk Bası'nında 'röportaj' deyince…
İlk akla gelen isimdir Ertuğrul Akbay…
Şu sırada tam 80 yaşında…
Beş yıl önce…
'Yaş 75 Yolun Yarısı' başlığı ile bi'kitap yazdı…
Beş yıldır yok satıyor…
İşte o kitaptan satırbaşları:
'Bazı insanlar 30 yaşında bile yaşlıdır… Bazıları 80'inde genç kalır. Yaşım 75... İnanın, 25 yaşımda bile, beyin, adale, cinsel açıdan böylesine güçlü değildim… Kulaklarım gençken nasıl duyuyorsa, şimdi de öyle duyuyor. Gözlük takmadan gazete okuyabiliyorum…'
'Cinsel güç, yaşla doğru orantılı bir denklem değildir… Öyle olsaydı, 35-40 yaşındaki insanlar ereksiyon sorunu yaşamazdı… Erkek, 100 yaşında bile çocuk sahibi olabilir…'
Gerisini merak ediyorsanız, o kitabı okumalısınız…
***
Nereden girdim, nereden çıktım…
Kocaoğlu, 'Bana havuç gösteriyorlar' demiş…
Aydın Şengül de 'Yaş 70; havuç ye gözlerine iyi gelir' karşılığını vermiş…
Olur böyle şeyler…
Önemli olan…
Yaşınız kaç olursa olsun…
Kendinizi genç hissetmeniz…
Mesela…
Bana hala otobüste yer vermiyor gençler…
Bi'seviniyorum, bi'seviniyorum anlatamam…
***
Eğer 70'inize yaklaştıysanız…
Siz iyisi mi…
Cahit Sıtkı Tarancı'nın 70 yıl önce yazdığı…
'Yaş otuz beş! Yolun yarısı eder…
Dante gibi ortasındayız ömrün…'
Diye başlayan şiirini unutun…
Bilakis, genç ozan Nihat İlikcioğlu'nun satırlarını ezberleyin:
'Kırk beşlik plakları dinliyor,
Otuz beşlik kadınları seviyorum.
Yirmilik delikanlı günlerim aklıma geliyor.
Yetmişlik rakıları içiyorum.
Altmış oldu yaşım.
Artmış oldu dertlerim, acılarım.
Her yaşın kendine göre güzellikleri.
Her yaşın kendine göre özellikleri var.
Biliyorum.
Ve üzülmüyorum.
Ya yetmişlik.
Ya yetmişlik derlerse,
Zoruma gitmez de.
Yaş yetmiş, iş bitmiş olur.
Aaah aaah.
İşte ben ona yanarım arkadaş.
Ooof ooof.
İşte ben ona ağlarım arkadaş…'
Sonsöz: 'İnsan yaşlanınca, gençliğinden daha çok iş yapmalıdır… / Goethe…'