Bakınız, İzmir takımlarını iyi izliyorsanız...
Sorunlar yumağının...
Tartışmaların...
Birbirini çekememezliğin her geçen gün yoğunlaştığını görürsünüz...
Paylaşamadıkları da nedir?
İyi biliyorsunuz...
Aynı aşkla, sevgiyle bağlandıkları renkler!..
'Aşk' ile 'birbirini boğazlama'yı aynı karede bir fotoğraf olarak göremeyeceğimiz için...
İnsan ister istemez düşünüyor, sorguluyor...
'Bu nasıl aşk arkadaş?'...
X
Değişen yaşam...
Koşullar...
Çalışma ilişkileri...
Toplumu nasıl geriyor ve farklı algılar yaratıyorsa...
İkili-üçlü-dörtlü fark etmiyor; insan ilişkilerine birebir yansıyor ne yazık ki!
Ve adını 'yozlaşma'yla birlikte 'çıkar ilişkisi-birlikteliği' ya da 'küçük olsun benim olsun' gibi düşünce sığlıkları olarak belirleyebileceğimiz olgular yerleşiyor yaşama; hakim oluyor her şeye!..
Ne dostluklar kalıyor geriye!..
Ne arkadaşlıklar!..
Eski alışkanlıklar bile bir bir yitip gidiyor!..
Hele 'evim' dediğiniz, 'gözünüz' gibi korumaya çalıştığınız kurumların hırpalanması var ya!..
Yüreğinize bir ok gibi saplanıp kalıyor!..
X
Sözü fazla uzatmadan İzmir takımlarına getireceğim...
Yani Altay'a ve Karşıyaka'ya ve biraz da...
Bitimsiz sorunların yansımalarına!..
X
Öyle bir Altay var ki karşımızda...
Her şey iyi güzel giderken bile...
'Yok canım içeride mutlaka bir kaynama vardır' diyenlerin; sanki bir hareketlenme olsun diye 7/24 bekledikleri kulüp!..
Doğrusu bu ya, haksız da çıkmıyorlar!..
Sezon başlarken, başkan değişiyor...
Başkan değişimi, yönetici istifası getiriyor!
Yeni başkan iyi giden takımın teknik direktörünü gönderiyor; yetmiyor bir daha değiştiriyor!
Sonuçta Ümit Turmuş da gidiyor!..
'Yeter artık, durun' diyecek olmadığı için...
Takımın psikolojisi karışıyor; başlangıç ruhu yitip gidiyor!..
Ve şimdi de Olağanüstü Genel Kurul!..
Eminim ki, kulüp şu anda 'fokur fokur' kaynıyor!
Herkes bir köşede dedikodu kazanını kurmuş!..
Takım dipsiz bir kuyunun içinde yuvarlanıyor adeta!..
Başkan, 'parayı verdim, ekibimle çalışırım' diyor!..
Muhalefet, 'Parayı verdin ama takım gidiyor arkadaş' savunmasında...
Ve Altay'ın düşme hattıyla arasında 4 puan fark var; sonrası uçurum...
Uyanın beyler uyanın!
Altay gidiyor, O 'Büyük Altay'!..
X
Hacizlerin, alacaklıların sırada beklediği Karşıyaka'ya bakın bir de!..
'Öz çocuklarımızla başarılı olacağız' derken...
İyi başlanan ligde, parasızlığın çökerttiği!..
O genç yüreklerin bile 'aç mı oynayacağız' diye boykota yöneldiği...
Kimilerinin kısa süreliğine kadro dışı bırakılıp, sonra affedildiği yeşil-kırmızılılara da iyi bakın!..
Birbirine küstürülmüş ya da küsmüş camia!..
Sezon başlarken onca çabaya ve destek sözüne karşın yalnızlığa itildiğini söyleyen bir yönetim!..
Takımdan umudunu kesmiş taraftar!..
Görüntü ve gidişat kötü!
İyi de...
'Takım gidiyor arkadaş, kalkın bakalım ayağa' diyen birileri de yok ortada!..
Yeri geldiğinde , 'Kaf-Sin-Kaf sen bizim her şeyimizsin' çekenler nerede?
Hani nerede o yiğitler?
X
Büyük camialar her sorunun üstesinden gelir diye düşünseniz de...
Görüldüğü gibi onlar da değişti!..
Takımlar uçurumun kenarında olsa da, kimseden 'ses' çıkmıyor!..
Başarıya odaklanmış bir Menemensspor kadar olamıyorlar!..