Türkiye Cumhuriyeti Devletinin içteki ve dıştaki hainlerle mücadele ettiği şu günlerde, geçmişe takılıp kalmadan birlik ve beraberliğimizi korumak ve pekiştirmek zorundayız.
Her kurum, kuruluş, şahıs kişisel çıkarlarını ve egolarını bir kenara bırakmalı, ülkemizi tehdit eden unsurlara karşı tek yumruk olmalıdır.
Birlik beraberlik konusun da en önemli adımı atması gereken de mevcut iktidar partisidir.
Kendisine oy veren vermeyen tüm vatandaşların hakkını hukukunu eşit seviyede koruyup, kollamalıdır.

Devletimizin, milletimizin başına terörün her türlüsünü bela eden özellikle batılı devletlerin tek hedefi, tarihten gelen misyonumuzun da etkisiyle bölgeye hakim olan güçlü bir Türkiye istememeleridir.

Osmanlının zayıflamasından bu güne, ülkemiz içindeki azınlıkların kışkırtılmasıyla başlayıp, bu güne dek onlarca terör örgütüyle mücadele eden ülkemizin bu gün dimdik ayakta olması bizlere onur ve gurur vermektedir.

15 Temmuz darbe girişiminin ardından, bölücü yıkıcı olmayan hemen, hemen her siyasi görüş, devletin birlik ve bütünlüğü konusunda ortak bir noktada buluşmuşlardır.

Önemli olan bundan sonraki süreçte bu birlikteliği sürdürebilmektir. Bu birlikteliğin sürdürülebilmesi için en önemli görev ise, mevcut iktidar partisine ve muhalefet partilerine düşmektedir. Bu zor günlerimizde ülkemizin birlik ve bütünlüğü, birilerinin koltuk sevdasından, rant kavgasından çok daha önemlidir. İki de bir geri dönüp hesaplaşma çabasını bir kenara bırakıp, ülkemiz üzerinde oynanan oyunlara ve teröre karşı tek yumruk olmalıyız.

Birlik ve beraberliğimizin pekiştirilmesinin en önemli yolu ise; Mevcut iktidar partisinin devletin milletin yanında olan tüm vatandaşlara karşı eşit ve adaletli davranmasından geçmektedir. Özellikle kamu kurum ve kuruluşlarına memur alımlarında mülakat sınavlarının getirilmesi memur olmak isteyen gençlerimizin devlete karşı olan güvenini zedelemektedir. Kamu kurum ve kuruluşlarına bürokrat atamalarında benim adamım mantığından bir an önce vazgeçilmeli, liyakat sahibi bürokratların atanması gerekmektedir.

Kamu kurum ve kuruluşlarındaki bürokratlar asli görevlerini yapmalı, üzerlerine vazife olmayan işlerle uğraşmamalıdırlar. Pek çok bürokratın kendi kişisel çıkar ve menfaatlerinin peşinde koştuğu, kurumlarda personeller arasına adaletli davranmadığı, personeller arasında yapılan ayrıcalıktan dolayı kurumlarda çalışma huzurunun bozulduğu ortadadır.

Bundan sonraki süreçte, birlikteliğin ve sosyal barışın sağlanması için adımların atılmasında yarar vardır.

Vatandaşlarımızın yargıya adalete karşı yıpranmış olan güveni bir an önce yeniden tesis edilmelidir. Suçlu olduğunu düşündüğümüz insanların yargı sürecinde genel hukuk kuralları çerçevesinde değerlendirilmesinde büyük yarar vardır.

Devlet büyüklerimizin son aylardaki söylemleri birlik beraberlik üzerine olmasına rağmen, alttaki pek çok bürokratın bu yönde hareket etmediği gün gibi ortadadır.

Unutmayalım ki bu zor günleri millet olarak birlikte olursak kolay atlatabilir.

Türkiye Cumhuriyeti Devletinin bekası, siyasilerin koltuk hırsından, bürokratların kişisel çıkar ve menfaatlerinden çok daha önemlidir.