Seçmen sayısındaki 10 Milyon artış, herkesin kafasını karıştırmaya devam ediyor. AKP iktidarının 9 yıllık uygulamalarını bilenler, KPSS-Polis Koleji-YGS gibi sınavlarda ortaya çıkan şaibeler, çevremizde bizzat şahit olduğumuz sahtecilikler insanlarımızı haklı olarak şüphe deryasının içine atıyor…
Yüksek Seçim Kurulu, artan 10 Milyon seçmen için; 'Bunlar adrese dayalı nüfus sayımına göre yapılan tespitlerdir ve normal bir olaydır' dedi. Böylece çok partili hayata geçtiğimizden bu yana ilk kez, YSK kendi düzenlemediği ve kontrol edemediği seçmen yazımı ve bunlardan oluşan seçmen kütükleri için kefil oluyor, sorumluluğu üzerine alıyor!..
Mükerrer oy yani, iki-üç yerde oy kullanmayı önlemenin tek yolu,(eğer seçmen kütükleriniz sağlıklı değilse) çıkmayan boya ile parmak boyanmasıdır. Seçim kararı alındığından bu yana YSK'yı uyarmaya çalıştık; ' Parmak boyası bu seçimde de devam etmelidir' diye. Ne hikmetse YSK'ya kabul ettiremedik!...
YSK'nun Başkanı Sayın Ali Em ve diğer üyeler, saygın yargı mensuplarıdır. Herkesi kendileri gibi sanmaktadırlar ve AKP'yi normal bir parti olarak görmektedirler. Halbuki AKP normal bir parti değildir. AKP çeşitli cemaatlerden oluşan bir birliktir. AKP'nin bir gizli gündemi, bir de millete sunulan sahte yüzü vardır. AKP üst yönetimi zaman zaman gerçek yüzünü ve niyetini açığa çıkaracak sözleri ağzından kaçırmaktadır; 'Demokrasi bizim için amaç değil, araçtır' sözü bunun önemli bir kanıtıdır. Kafalarındaki düzeni kurmak için yapmayacakları iş yoktur. AKP teşkilatlarında çalışan, çoğunu DYP ve ANAP'tan tanıdığım kişiler maalesef hala kullanıldıklarını anlayamadılar.
Bu seçimde AKP üst yönetimi, ABD+AKP+Feto tarafından yapılmış ve İmralı'daki Öcalan'la da uzlaşılan Anayasa değişikliğini gerçekleştirebilmek için, bilgisayarlara müdahale edilmesinden, mükerrer oy kullanmaya kadar her türlü oyunu oynamaktan çekinmeyecektir.
Bu seçimde olabilecek ve seçime gölge düşürecek olayların en büyük sorumlusu, olacakları önceden görmeyip, tedbir almayan Yüksek Seçim Kurulu olacaktır.
'Zor, oyunu bozar' diye güzel bir sözümüz vardır. İş başa düşünce İzmir'de, siyaseti ve particiliği iyi bilen bir grup arkadaşım bir organizasyon yaptılar. İzmir'in Narlıdere-Karşıyaka-Bornova ilçelerinde, o evlerde oturmadıkları halde seçmen kütüğüne yazılı bulunanlardan büyük çoğunluğunu, itiraz süresi içinde sildirdiler . Bu üç ilçede bulunan sahte seçmenlerden bir kısmını ise kasıtlı olarak sildirmeyip, noter kanalıyla tespit ettirdiler. 12 Haziran oy verme günü, hukukçu arkadaşlarımız, emniyet güçleriyle işbirliği yaparak bu kişileri oy kullanma anında yakalayıp adalete teslim edecekler.
Herkesin şunu çok iyi anlaması gerekir. Arkadaşlarımın hedefleri kandırılmış, saf insanımıza tuzak kurmak değildir.
Bu çalışmalar, insanlarımızı aldatan, Türk Milletinin 'Oy Namusuna' göz koyan siyaset cambazlarını ve onların maşası olan okyanus ötesi CIA kuklalarının gerçek yüzünü ortaya çıkarmak ve hesap sormak içindir. Herkesin kendi ilinde, ilçesinde bu organizasyon benzeri çalışmaları yapacağını duyurması ve hazırlıklarını tamamlaması, milletin iradesinin sandığa tam olarak yansımasını sağlayacaktır.
Ne demişti Eşbaşkan-Başbakan Erdoğan; 'Men Dakka Dukka'…
Şimdi sıra Türk Milletinde. 12 Haziran 2011 tarihinde Türk Milleti söyleyecek, herkes efendi efendi dinleyecek;

Artık, AKP'nin Gemicikleri Çuvala Sığmıyor,
Argo, Küfür, Tehdit'le Demokrasi Gelişmiyor.
Ülkeyi Berbat Ettiler, Bunlara Bez Yetişmiyor,
Pazar Günü İlkelliği Bölücülüğü, Sandığa Gömeceğiz…
* * * * * * * * * * * * * * * *
Dokuz Senede AKP Efendi oldu, millet hamal,
Şimdi seçim zamanı, sen de bir görev al.
Her birimiz Kocatepe'deki Gazi Mustafa Kemal,
Pazar Günü Düğüne gider gibi, sandığa gideceğiz…