Milletimizin diline yapışmış…

Şirin bir 'tekerleme' vardır…

Asırlar önce düşünülüp, tasarlanmış ve…

Sanki bugünler için hazırlanmış…

'Komşu komşu!
Hu!
Oğlun geldi mi?
Geldi.
Ne getirdi?
İncik boncuk.
Kime kime?
Sana bana.
Başka kime?
Kara kediye.
Kara kedi nerede?
Ağaca çıktı.
Ağaç nerede?
Balta kesti.
Balta nerede?
Suya düştü.
Su nerede?
İnek içti.
İnek nerede?
Dağa kaçtı.
Dağ nerede?
Yandı, bitti, kül oldu…'

***

İzmir'deki büyük yangın…

Pazar günü öğle saatlerinde başladı…

Karabağlar, Urla, Menderes tutuştu…

Şiddetli rüzgarın ittirmesi ile…

Yayıldıkça yayıldı cehennem alevleri…

Bi'türlü sönmüyordu…

Havadan sadece helikopterler su taşıyordu…

Peki…

Hep görmeye alıştığımız uçaklar neredeydi?

***

Felaket pazartesi de devam etti…

'Ege'de SonSöz', Salı sabahı bizzat Bakan Pakdemirli'ye sordu:

'Uçaklar neden yok?'

İzmirli Bakan'ın cevabı ortalığı ayağa kaldırdı:

'Helikopterler alevlere uçaklara göre daha düşük hızla yaklaşıyor ve suyu tam istenen noktaya boşalıyor… Kaldı ki, Türk Hava Kurumu'nun elindeki uçak sayısı sınırlı… Üstelik, çoğu da arızalı…'

Aynı zamanda pilot olan Pakdemirli, akşam sözlerini biraz daha açtı…

Ortalık yangın yerine (zaten her taraf yanıyordu) döndü:

'Personelimiz o uçaklara güvenmiyor… Hepsi eski model… Bu yüzden binmek istemiyor… Binmek isteyenler buyursun binsin…'

***

Oysa…

Çok değil, bir yıl önce…

Yunanistan'da çıkan yangınlar için Bakan Pakdemirli, ne demişti?

'Yangın söndürme uçaklarını İzmir'de bekletiyoruz… Henüz talep gelmedi… İsterlerse anında müdahaleye hazırız…'

***

Orman bakanı dün daha da ileri gitti…

Korkunç yangın sönmüş ama…

500 hektardan fazla büyük alan İzmir'de karalara bürünmüştü…

Pakdemirli'nin hedefinde hala Türk Hava Kurumu vardı…

Eleştirirken 'ironi' bile yaptı…

Ne dedi?

Şunu dedi:

'El altından 20 uçakları olduğunu söylüyorlar; hani nerede? Apronda altı uçak gözüküyor… Üçünün motoru yok… Vizontele'de bir sahne var ya: (Baba motor yok) diyor… Aynen öyle... THK siyasetin oyuncağı haline dönmüş… Ana muhalefet partisi ile birlikte hareket ediyor…'

***

Farkında mısınız?

Türk Hava Kurumu'nun zirvesinden hala resmi bir 'cevap' yok!

Neden?

***

Oysa…

Türk Hava Kurumu…

Cumhuriyet'in ilanından 16 ay sonra 16 Şubat 1925'de…

Atatürk'ün emirleriyle 'Türk Tayyare Cemiyeti' adıyla kurulmuş…

Amacı…

Türkiye'de havacılık sanayisini kurmak…

Havacılığın gelişmesini sağlamak…

Hepsinden önemlisi…

'Uçan Bir Türk Gençliği' yaratmak değil miydi?

Girin bi'zahmet THK'nın resmi internet sitesine…

Gururla diyorlar ki:

'Avrupa'nın en büyük özel uçak Yangın Hava Söndürme Filosuna sahibiz… 36 yılda 26 bin saat yangın söndürme uçuşu yaptık… Başta Antalya, Bodrum, Çanakkale, İstanbul ve İzmir olmak üzere iki binin üzerinde orman yangınına başarıyla müdahale ettik… Her türlü yangın felaketine anında müdahale edebilecek kapasite ve tecrübeye sahibiz...'

THK, bu satırları…

Laf olsun diye sitesine yazmadı herhalde…

Madem bu kadar güçlü…

Niye?

Bakan Bey'in eleştirilerine karşılık vermiyor?

Niye?

Kendini güçlü bir TC Kurumu gibi savunmuyor?

Zarafetten mi?

94 yaşındaki bir kurumun…

'Maalesef siyasetin oyuncağı haline gelmiş…' sözüne…

Tek kelime de olsa verecek cevabı yok?

***

Asırlık gururumuz Türk Hava Kurumu'nu…

Bir yılda yakın süredir…

Emekli Hava Tümgeneral Ahmet Bertan Nogaylaroğlu yönetiyor…

Çok donanımlı bir Paşa…

ABD'nin başkenti Washington'da TSK Ataşesi olarak görev yapmış…

Kısa adı TUSAŞ olan…

Türk Havacılık ve Uzay Sanayii A.Ş.'de…

Yönetim Kurulu Başkan Vekili'ydi…

Geçen yıl Ekim'de THK Genel Kurulu'nda Genel Başkan seçildi…

Geçtiğimiz aylarda…

Bi'ara görevden alındığı iddia edilmişti…

İddialar 'balon' çıktı…

THK o günlerde zehir zemberek bir resmi açıklama yapmış…

Kumpas'tan söz etmiş ve…

'Başkanımız görevinin başındadır…' demişti…

Onca badireden sonra…

Koskoca THK'nın başındaki emekli Paşa'nın…

Kurumunu koruyacak bir cevabı nasıl olmaz?

***

Aslında…

'Dudaklarına kilit vurma!' dediğimiz THK…

O kadar da suskun değil…

Hani, 'Perşembe'nin gelişi Çarşamba'dan bellidir' derler ya…

Onun gibi bi'şi…

Mesela…

Geçtiğimiz Temmuz'un ortalarında…

Garip bir olay yaşanmış Göcek'teki orman yangınında…

Bizzat…

THK Genel Sekreteri Rafet Yavuz anlatıyor:

'Bizim iki uçağımız göreve hazırdı… Üstelik altı ton su alabilen ve gece de uçabilen uçaklar bunlar… Talimat bekledik, sorduk… Bize (Yangına müdahale edildi; gerek yok) dediler…'

Neden?

Şundan…

Bakanlık ile THK arasında 2019 yılı için…

Sözleşme yapılmamıştı da ondan!

Doğru mu?

Doğru, bizzat THK'nın Genel Sekreteri Rafet Yavuz söylüyor:

'Orman Bakanlığı'nın açmış olduğu ihaleler kapsamında sözleşme yapılmıştı… Fakat 2019 yılı için Orman Bakanlığı ile sözleşme imzalama imkanını bulamadık… Sebebi maliyetlerin yükselmiş olması ve ihalelerin kamuoyuna, yerli ve yabancı firmalara açık olması sebebiyle mali konularda zorluk yaşamamızdı…'

Bu ne demek?

Şu demek:

Bugüne kadar rakibimiz yoktu; şimdi bi'çuval (Orman yangınlarını ben daha ucuza söndürürüm) diyebilenler var…

Allah selamet versin!

***

Bitiriyoruz…

Neyle?

Baştaki 'tekerleme' ile…

O şunu dedi, diğeri bunu dedi…

'Senin uçağın bozuk, hayır benimki şahane…'

Teranesi ile…

'Yandı, bitti, kül oldu İzmir'in güzelim ormanları…'

Biz hala konuşuyoruz…

100 puanlık final sorusu şu:

'THK'nın uçakları mı yetersiz yoksa sözleşme olmadığı için mi o uçaklar havalanamadı?'

Nokta!

Sonsöz: 'Birini tanıyamadıysan, kimin ve neyin peşinde olduğuna bak! Anlarsın… / Hz. Mevlana…'