Başbakan Erdoğan, Tansu Çiller’’e ’“Abla’” diye hitap eder. Tansu Çiller de Başbakan’’a ekonomik konularda danışmanlık yapar, akıl verir. Bunları, Özer Çiller televizyonda doğrulamıştı.’¶ Bu samimi dostluk süresince, Tansu-Özer Çiller çiftinin arsaları ve otelleri ile ilgili imar problemleri de halledilmişti’…

Mevcut seçim sistemimize göre, AKP-CHP-MHP den başka bir partinin TBMM’’ne girmesi, AKP’’nin iktidardan düşmesi demektir. Bu matematiksel bir sonuçtur. Seçim oyunlarını ve başka partilerin içlerini karıştırmayı çok iyi bilen AKP Kurmayları, Merkez Sağ’’da bir partinin güçlenmemesi için ellerinden geleni yaptılar. DYP ve ANAP birleşmesini sabote etmek için ’“tehdit ve dosya’” dahil her yöntemi kullanmışlar, Mehmet Ağar’’ın ve Erkan Mumcu’’nun zaaflarından yararlanıp, Merkez Sağ’’da birleşmeyi engellemişlerdi.

AKP Kurmayları bir de (B) planı hazırladılar. O da şudur;
AKP, millet nezdinde itibar kaybetmeye başladığında ve tek başına iktidar olanağının kaybolmaya başladığı anda, kendisine koalisyon ortağı olacak fakat sesini çıkarmayacak, mümkünse defosu ve dosyası olan bir kişinin başında bulunacağı bir partiyi desteklemek ve yedekte tutmak. AKP tarafından seçilen ve payanda olarak yedekte tutulacak parti, başında Tansu Çiller’’in bulunacağı Demokrat Partidir.

Bu partinin barajı geçebilmesi için gerekli maddi desteğin verilmesi ve Aydın Menderesin de DP’’ye eklenmesi şarttır. Gerek Başbakan Erdoğan ve eşinin, Aydın Menderes’’i defalarca Ankara’’daki evinde, Cumhurbaşkanı Gül’’ün ise Aydın’’daki çiftliğinde ziyaret etmelerinin esas sebebi budur. Bu amaç doğrultusunda Aydın Menderes, Başbakanın damadının başında bulunduğu medya grubunun Yeni Asır Gazetesinde köşe yazarlığına başlatılmıştır.

Son olarak da, ANAP isminin de kullanılması için her zaman Başbakan Erdoğan’’ın emrinde olan Ahmet Özal, bir talimatla bu kervana katılacaktır’…

Türk Milletine ve merkez sağ seçmene yutturulmak istenen ’“yalancı dolmanın’” tarifini daha açık olarak vermek gerekirse;
Dolmanın içine önce Genel Başkan olarak, Tansu Çiller konur;
Genel Başkan: Prof. Dr. Tansu Çiller. Necmettin Erbakan’’ı dolayısıyla Milli Görüşü yani Siyasi İslamı, ’“Başbakan’” yapan, gerek Amerika’’daki gerekse Türkiye’’deki mal varlığının hesabını Türk Milletine veremeyen, Türkiye’’yi Türk insanını tanımayan, ABD vatandaşı, boğaza nazır lüks villa yapan kooperatifçilik uzmanı ve hırsı aklının devamlı üstünde olan bir bayan’…

Sonra, dolmanın içine Merkez Sağ seçmende her zaman hatırı olan Menderes adını temsilen, Aydın Menderes ilave edilir;

Genel Bşk. Yardımcısı: Aydın Menderes. Erbakan’’a ’“Ben pazara kadar değil, mezara kadar Refah Partiliyim’” diyen fakat Erbakan’’ı terk edip, onun yetiştirdiği Tayyip Bey’’in kervanına katılan eski Demirelci, eski Erbakancı, yepyeni Tayyipçi, İslamcı siyaset adamı’…

Son olarak dolmanın içine, kendisi de Nakşibendi olan ve bu kesimde hala itibarı olan Turgut Özal’’ın, alnı secdeye gelmemiş beynamaz oğlu Ahmet Özal eklenir..
Genel Başkan Yardımcısı: Ahmet Özal. Rahmetli babasını sağlığında hayatından bezdiren, gencecik yaşında küçük bir memur iken Türkiye’’nin ilk özel TV sahibi olmayı becerebilmiş, amcası Barzani’’den Milyonlarca dolarlık iş almayı kotarmış, babasını ölümünden 17 sene sonra bile mezarında rahat bırakmayan hayırlı evlat’…

Bu ’“Yalancı Dolmanın’” soslarını ise Sayın Cindoruk ve Sayın Mesut Yılmaz hazırladılar. Cindoruk, TV’’de kendi söylediği gibi 1993 yılında Tansu Çiller’’i, Sayın Demirel’’e inat olsun diye seçtirmiş ve Genel Başkan yaptırmıştı. AKP’’nin planına uygun olarak şimdi tekrardan hem Mesut Bey, hem de Cindoruk, Çiller’’in sözüm ona önünü açarak, Merkez Sağ’’ı AKP’’nin kucağına atmak istiyorlar.

Haziran 2011 seçimlerine kadar yazılı ve görsel medyada ’“Şehit Başbakan Menderes’” ve ’“Turgut Özal’’ı kim öldürdü’” gibi çeşitli isimlerle bolca yazı dizileri ve programlar izleyeceğiz’…

Bu senaryonun yaşama geçirilmesi için ne Çiller’’in ne Menderes’’in ne de Özal’’ın irade ve istekleri önemli değildir. Gereken tek şey, Başbakan Erdoğan’’ın emir vermesidir. O isterse bu senaryo derhal sahnelenecektir. Bu yüzden, Çiller siyasete dönsün diyenler ve boğazdaki yalısının kapısını aşındıranlar yanlış adrese gitmesinler, doğru adres Tayyip Bey’’dir. Ne de olsa parayı veren patrondur ve söz sahibi odur’…
Bu hesaplar ve oyunlar beni hiç şaşırtmadı. Zaten geçen sene bunların olacağını söylemiştim.
Tayyip Bey iktidarda kalabilmek için değil Tansu Çiller’’e, eğer yaşasaydı Adolf Hitlere bile işbirliği teklifinde bulunabilirdi.
Beni esas şaşırtan, birçoğunu yakından tanıdığım, dürüstlüklerini ve vatan sevgilerini çok iyi bildiğim Doğru Yolcu ve Anap’’lı arkadaşlarımın sessizliği ve bu çirkin oyunu kabullenme gayreti içinde olmalarıdır. Hele Tansu Çiller başımıza geçsin diye bayrak açan zavallılara sormak isterim; Tansu Çiller’’in AKP aleyhine bir tane beyanını bana gösterebilir misiniz?Tabii ki gösteremezsiniz. İnsan işvereninin aleyhine konuşabilir mi?O zaman niçin taklidiyle uğraşıyorsunuz, ha AKP’’ye oy vermişsiniz, ha Tansu Çillere, hiç fark etmez.
Bunu ne anlayabilmem ne de kabullenebilmem mümkün değildir. Bu yalancı dolmanın Türk Milletine yedirilmesini gerçek Demokratlar olarak, hepimiz beraberce engelleyeceğiz’…

Haziran 2011 de yapılacak Genel Seçimler, Türkiye’’nin var olup olmama seçimidir. Türk Milleti ya başına geçirilmek istenen ve içinde ’“Araplaşma ve İslam Cumhuriyeti’” bulunan, üzerinde de ’“Bölücülük’” yazan çuvalı parçalayıp atacak, ya da Atatürk’’ün yarattığı modern Türkiye’’ye elveda diyecektir. Bu sözü bilerek ve inanarak söylüyorum. Tehlike o kadar yakın ve o kadar büyüktür.

Siz, ucu tepelere kadar gidecek Kayseri yolsuzlukları için koparılan yaygarayı ve her türlü hukuk devleti ve tarafsızlık ilkelerinin nasıl çiğnendiğini görmüyor musunuz?Tarafsız olacağı Anayasa emri olan ve bu konuda yemin etmiş bulunan Cumhurbaşkanı’’nı, Başbakan’’ın telaşını ve İçişleri Bakanı gibi değil de, Kayseri Belediyesi Zabıta Amiri veya Belediye Hukuk Müşaviri gibi davranan Beşir Atalay’’ın tavırlarını sakin kafayla değerlendirin de, bu ekibin neler yapabileceğini bir düşünün’…
Peki bu ekibin, kendilerini Yüce Divana götürmesi mutlak olan bir iktidar değişikliğine, uygarca ve demokratça razı olacağını mı zannediyorsunuz?
Çok iyi niyetlisiniz çok’…