'Sorun' ile 'Çıkmaz' ilk bakışta benzer görünseler de, aralarında çok önemli farklar vardır.
Sorun;
Uygun çözümü bulacak kadar bilgi, beceri sahibiyseniz ve donanımınız varsa, sorun ortadan kaldırılabilir. Arabanızda yangın çıkarsa bu büyük sorundur. Paniklemeden, yangın tüpünü kullanabilirseniz sorunu ortadan kaldırabilirsiniz. Düşüp kolunuzu kırmanız da ciddi bir sorundur.
Fakat, doktorlar kırılan kemiği tedavi edip sizi bu sorundan kurtarabilirler.
Sınavda başarısız olduysanız bu sizin için önemli sorundur. Ama çalışarak, bilgi desteği alarak sorununuzu çözebilirsiniz.
Uygun çözümü bulacak kadar bilgi, beceri sahibiyseniz ve donanımınız varsa, sorun ortadan kaldırılabilir. Arabanızda yangın çıkarsa bu büyük sorundur. Paniklemeden, yangın tüpünü kullanabilirseniz sorunu ortadan kaldırabilirsiniz. Düşüp kolunuzu kırmanız da ciddi bir sorundur.
Fakat, doktorlar kırılan kemiği tedavi edip sizi bu sorundan kurtarabilirler.
Sınavda başarısız olduysanız bu sizin için önemli sorundur. Ama çalışarak, bilgi desteği alarak sorununuzu çözebilirsiniz.
Çıkmaz;
İçinden çıkılamayan, kurtuluşu mümkün olmayan durumdur.
İnsanlar çıkmaza girdiklerinde tepki verirler fakat çözüm üretemezler.
Üzerinde yaşadığımız yerkürenin, insanları besleme kapasitesi bellidir.
Bu kapasiteyi 3-5 çocuk diyerek zorlar ve yerküreye kötü davranırsak, günün birinde bu kaynak kurur ve yaşam biter. Bu bir çıkmazdır.
Çıkmazı hiçbir şekilde ortadan kaldıramayız ama, sonuçlarını yönetebilir, şartları yumuşatabiliriz.
Yaşlanmak, bir çıkmazdır. Yaşlanmayı durdurup, geriye döndürmek mümkün değildir. Fakat, doktorların önerilerine uyarak yaşlılıkta da yaşam kalitemizi koruyabiliriz.
İçinden çıkılamayan, kurtuluşu mümkün olmayan durumdur.
İnsanlar çıkmaza girdiklerinde tepki verirler fakat çözüm üretemezler.
Üzerinde yaşadığımız yerkürenin, insanları besleme kapasitesi bellidir.
Bu kapasiteyi 3-5 çocuk diyerek zorlar ve yerküreye kötü davranırsak, günün birinde bu kaynak kurur ve yaşam biter. Bu bir çıkmazdır.
Çıkmazı hiçbir şekilde ortadan kaldıramayız ama, sonuçlarını yönetebilir, şartları yumuşatabiliriz.
Yaşlanmak, bir çıkmazdır. Yaşlanmayı durdurup, geriye döndürmek mümkün değildir. Fakat, doktorların önerilerine uyarak yaşlılıkta da yaşam kalitemizi koruyabiliriz.
Kaza sonucu uçurumdan yuvarlanan kişi, bir dala tutunabilirse sorun yaşar, çünkü kurtulma olanağı vardır. Fakat o dal kırılır ve koparsa o kişi çıkmaza girmiştir. Onu bekleyen ya ölüm, ya da sakatlanmadır. Bu noktada kişinin yapması gereken şey, yukarı doğru uçmayı düşünüp vakit kaybetmek değil, düşüşü en az hasarla nasıl gerçekleştireceğini düşünmek olmalıdır.
Yani, çıkmaza girildiğinde çözüm aramak yanlıştır. Çok değerli olan zaman ve kaynakları, sonucu yönetmeye ayırmak çok daha akılcı olacaktır…
Yani, çıkmaza girildiğinde çözüm aramak yanlıştır. Çok değerli olan zaman ve kaynakları, sonucu yönetmeye ayırmak çok daha akılcı olacaktır…
Bu doğruları ülke yönetimine uyarlarsak, Türkiye'nin içinde bulunduğu durumun sorun mu, yoksa çıkmaz mı olduğunu görebiliriz…
2002 yılında AKP tek başına iktidara gelince, bu kadronun Türkiye için 'Sorun' olacağına inancım tamdı. Çünkü AKP'nin kurucularını iyi tanıyor, kapasitelerinin Türkiye gibi bir ülkeyi yönetmeye yetmeyeceğini, bunların olsa-olsa Cami Yaptırma Derneği Başkanı, Kombassan-Yimpaş veya Faizsiz Bankacılık yapan finans kuruluşu başkanı, Deniz Feneri e.V gibi derneklerin perde arkasındaki yöneticisi olabileceğini iyi biliyordum. Yıllar geçtikçe, Cumhuriyetin kuruluş değerleriyle kavgalı olduğunu açıkça söyleyen AKP'nin, Türkiye için 'sorun' olmaktan, 'çıkmaz'a dönüşmeye başladığını gördük.
Erdoğan'ın BOP Eşbaşkanlığına getirilmesi, Amerika'nın bölgemizdeki hedeflerini gerçekleştirmek için yaptığı dayatmalara boyun eğmesi Türkiye'yi çıkmaza yaklaştırdı.
BDP'nin, terör örgütü PKK'nın siyasi kanadı olduğunu söylemesi ve ülkeyi bölme gayretleri, CHP ve MHP nin, AKP'yi sandıkta yenme kapasitelerinin olmadığının görülmesi, ülkeyi çıkmaza doğru daha da yaklaştırdı!..
AKP gibi her tarafı defolu olan ve un çuvalı gibi vurdukça toz çıkaran bir partiye, şimdiye kadar meydanlar dar edilmeli ve bunlar sokağa çıkamaz hale getirilmeliydi. Ama yapılamadı. Üzücü ama gerçek bu. İki partinin Sayın Genel Başkanı, Türk kamuoyuna kendi partilerinin birinci olduğu bir tane anket gösterebilirler mi? Salı günleri grup toplantılarında yazılı metinleri okuyarak muhalefet yapılamayacağını ne zaman öğreneceğiz?
AKP gibi her tarafı defolu olan ve un çuvalı gibi vurdukça toz çıkaran bir partiye, şimdiye kadar meydanlar dar edilmeli ve bunlar sokağa çıkamaz hale getirilmeliydi. Ama yapılamadı. Üzücü ama gerçek bu. İki partinin Sayın Genel Başkanı, Türk kamuoyuna kendi partilerinin birinci olduğu bir tane anket gösterebilirler mi? Salı günleri grup toplantılarında yazılı metinleri okuyarak muhalefet yapılamayacağını ne zaman öğreneceğiz?
Sözün özü;
Türkiye geri dönüşü olmayan yola, 'çıkmaz'a girmek üzere. Hükümet rakamları ne kadar gizlerse gizlesin, Avrupa'dan kaynaklanan yeni bir kriz, sıcak para girişinin azalması veya borcu-borçla ödemede çıkabilecek en ufak bir aksaklık ekonomimizi felç eder.
AKP, ülke birliğini kaşımaya, kanatmaya devam ediyor.
*Ordu evlerine sakal-sarık-şalvarla girilmesinin serbest bırakılmasıyla, aynı gün Atatürk heykellerine çiçek koymanın yasaklanmasını nasıl izah edeceksiniz?
*Türkiye'nin milli bayramlarını ve Cumhuriyet değerlerini bilerek ve isteyerek, sistemli bir şekilde unutturmaya çalışan, Cumhuriyeti kuran kadroya her fırsatta hakaret eden Türkiyeli Başbakan Erdoğan'ın; İngiliz casusu İskilipli Atıf hocaya, devlete isyan edip Musul-Kerkük'ün elimizden gitmesine sebep olan Seyit Rıza'ya, 54 bin insanımızın ölümüne sebep olan PKK terör örgütünü besleyip koruyan Barzani'ye methiyeler düzmesini, bu aziz vatanı seven hangi AKP'li bize izah edebilecek?...
Türkiye geri dönüşü olmayan yola, 'çıkmaz'a girmek üzere. Hükümet rakamları ne kadar gizlerse gizlesin, Avrupa'dan kaynaklanan yeni bir kriz, sıcak para girişinin azalması veya borcu-borçla ödemede çıkabilecek en ufak bir aksaklık ekonomimizi felç eder.
AKP, ülke birliğini kaşımaya, kanatmaya devam ediyor.
*Ordu evlerine sakal-sarık-şalvarla girilmesinin serbest bırakılmasıyla, aynı gün Atatürk heykellerine çiçek koymanın yasaklanmasını nasıl izah edeceksiniz?
*Türkiye'nin milli bayramlarını ve Cumhuriyet değerlerini bilerek ve isteyerek, sistemli bir şekilde unutturmaya çalışan, Cumhuriyeti kuran kadroya her fırsatta hakaret eden Türkiyeli Başbakan Erdoğan'ın; İngiliz casusu İskilipli Atıf hocaya, devlete isyan edip Musul-Kerkük'ün elimizden gitmesine sebep olan Seyit Rıza'ya, 54 bin insanımızın ölümüne sebep olan PKK terör örgütünü besleyip koruyan Barzani'ye methiyeler düzmesini, bu aziz vatanı seven hangi AKP'li bize izah edebilecek?...
Değerli okurlar;
Çıkmaza girmeden bu kaostan çıkış mümkündür. Türk Milleti başına örülmek istenen bu 'ihanet çorabından' da kurtulacak güce ve bilince sahiptir.
Fakat önce CHP ve MHP Genel Başkanlarının ne düşündüklerini, çözüm önerilerini kamuoyu ile paylaşmaları gerekir.
Sayın Genel Başkanlar; Siyaset iddia işidir. İddianız kadar yaşama hakkınız vardır. Sizler Genel Başkansınız, partilerinizin Genel Müdürü değilsiniz.
Lütfen varsa, çözüm önerinizi Türk Milleti ile paylaşınız ve nasıl tek başına iktidar olacağınızı anlatınız. AKP'yi demokratik yolla iktidardan indirecek öneriniz-gücünüz yoksa, lütfen bana söyler misiniz, sizler niçin varsınız?...
Çıkmaza girmeden bu kaostan çıkış mümkündür. Türk Milleti başına örülmek istenen bu 'ihanet çorabından' da kurtulacak güce ve bilince sahiptir.
Fakat önce CHP ve MHP Genel Başkanlarının ne düşündüklerini, çözüm önerilerini kamuoyu ile paylaşmaları gerekir.
Sayın Genel Başkanlar; Siyaset iddia işidir. İddianız kadar yaşama hakkınız vardır. Sizler Genel Başkansınız, partilerinizin Genel Müdürü değilsiniz.
Lütfen varsa, çözüm önerinizi Türk Milleti ile paylaşınız ve nasıl tek başına iktidar olacağınızı anlatınız. AKP'yi demokratik yolla iktidardan indirecek öneriniz-gücünüz yoksa, lütfen bana söyler misiniz, sizler niçin varsınız?...
Not: Bu yazı için, Sayın Uğur Yüce'nin gönderdiği 'The Crash Course' adlı kitap özetinden yararlandım. Kendisine teşekkür ederim…