Uzun lafa, milletin kafasını karıştıracak karmaşık ekonomik yorumlara hiç gerek yok. Türkiyeli Başbakan Erdoğan'a açık- net bir soru soruyorum ve açık-net bir cevap bekliyorum.
Bu rakamlar Merkez Bankası rakamlarıdır;
AKP İktidara 2002 yılında geldi. 2002 yılında Türkiye'nin Merkezi Yönetim Brüt Borcu: 230 Milyar Dolardı.
2011 yılı sonunda Türkiye'nin Merkezi Yönetim Brüt Borcu 518 Milyar Doları geçti. Üstüne üstlük, geçmiş iktidarların yaptığı kuruluşları yok pahasına satarak
50 Milyar Dolar topladı…
AKP İktidara 2002 yılında geldi. 2002 yılında Türkiye'nin Merkezi Yönetim Brüt Borcu: 230 Milyar Dolardı.
2011 yılı sonunda Türkiye'nin Merkezi Yönetim Brüt Borcu 518 Milyar Doları geçti. Üstüne üstlük, geçmiş iktidarların yaptığı kuruluşları yok pahasına satarak
50 Milyar Dolar topladı…
Bakkal hesabı yapalım;
518 Milyar Dolar+50 Milyar Dolar = 568 Milyar Dolar
568 Milyar Dolar-230 Milyar Dolar= 338 Milyar Dolar
518 Milyar Dolar+50 Milyar Dolar = 568 Milyar Dolar
568 Milyar Dolar-230 Milyar Dolar= 338 Milyar Dolar
Suçlamadan, art niyet olmadan hesabını öğrenmek istediğimiz para tutarı işte bu; 338 Milyar Dolar…
Türk Milletinin sırtına yıkılan bu borcu, yani 338 Milyar Doları nereye harcadınız?
Türk Milletinin sırtına yıkılan bu borcu, yani 338 Milyar Doları nereye harcadınız?
Değerli okurlar;
Her türlü borç illa ki kötü olacak diye bir şart yoktur. Örneğin yeni bir işyeri açmak veya var olan bir işletmeyi modernleştirmek-genişletip üretimi arttırmak için yapılan borç bir çeşit 'yatırım kredisi' olup, kendi kendini ödeyebileceği için 'iyi borçtur.' Bir öğrencinin 'üniversite eğitimini' tamamlaması için alınan borçta, iyi borçtur. Bu tip 'iyi borçlar' kendi kendilerini ödeme kabiliyetine sahiptirler.
Her türlü borç illa ki kötü olacak diye bir şart yoktur. Örneğin yeni bir işyeri açmak veya var olan bir işletmeyi modernleştirmek-genişletip üretimi arttırmak için yapılan borç bir çeşit 'yatırım kredisi' olup, kendi kendini ödeyebileceği için 'iyi borçtur.' Bir öğrencinin 'üniversite eğitimini' tamamlaması için alınan borçta, iyi borçtur. Bu tip 'iyi borçlar' kendi kendilerini ödeme kabiliyetine sahiptirler.
Oysa daha lüks bir araba, ev dekorasyonu, tatil için alınan borçlar
'kötü borçlardır.' Bunların kendi kendini ödemesi mümkün değildir. Bunları borç almadan, kazanıp kendi paranızla yapacaksınız.
'kötü borçlardır.' Bunların kendi kendini ödemesi mümkün değildir. Bunları borç almadan, kazanıp kendi paranızla yapacaksınız.
Bu durum, ülkeler içinde birebir aynıdır ve geçerlidir.
Anahtar nokta şudur; Toplam borcun gelire oranına değil, borcun ne kadarının kendini itfa etmeyen(ödeyemeyen) yerlere harcandığına bakmak gerekir. Çünkü kendi kendini ödeyemeyen borç, gelecekte insanların yaşam standardının düşmesine, fakirleşmesine sebep olacaktır.…
Anahtar nokta şudur; Toplam borcun gelire oranına değil, borcun ne kadarının kendini itfa etmeyen(ödeyemeyen) yerlere harcandığına bakmak gerekir. Çünkü kendi kendini ödeyemeyen borç, gelecekte insanların yaşam standardının düşmesine, fakirleşmesine sebep olacaktır.…
Türkiyeli Başbakan Erdoğan'dan öğrenmek istediğimiz budur.
Tamam, Türk Milleti adına borçlandınız, ihtiyaç vardı ki borçlandınız, buna bir şey demiyoruz. Fakat bu kadar borçlanarak aldığınız paraları nereye harcadınız? Bu borcun ne kadarı 'iyi borçtur' ve kendi kendini ödeyecektir?
Ne kadarı 'kötü borçtur' ve önümüzdeki yıllarda Türk Milletinin fakirleşmesine sebep olacaktır? Bu paralar ile gelir getirecek, borcunu ödeyecek hangi büyük yatırımlar yapılmıştır? Bu paraların ne kadarı faize gitmiştir?
Uluslararası finans piyasalarında, o an ki faiz oranları ile, AKP Hükümetinin borçlanma faiz oranları arasında nasıl bir fark vardır?..
Borç alırken kazananlar kimlerdir? Uluslararası tefeciler mi, Türk Milleti mi ?..
Tamam, Türk Milleti adına borçlandınız, ihtiyaç vardı ki borçlandınız, buna bir şey demiyoruz. Fakat bu kadar borçlanarak aldığınız paraları nereye harcadınız? Bu borcun ne kadarı 'iyi borçtur' ve kendi kendini ödeyecektir?
Ne kadarı 'kötü borçtur' ve önümüzdeki yıllarda Türk Milletinin fakirleşmesine sebep olacaktır? Bu paralar ile gelir getirecek, borcunu ödeyecek hangi büyük yatırımlar yapılmıştır? Bu paraların ne kadarı faize gitmiştir?
Uluslararası finans piyasalarında, o an ki faiz oranları ile, AKP Hükümetinin borçlanma faiz oranları arasında nasıl bir fark vardır?..
Borç alırken kazananlar kimlerdir? Uluslararası tefeciler mi, Türk Milleti mi ?..
Sayın Erdoğan;
Bu hesabı Türk Milletine vermek zorundasınız. Tek-tek, kalem-kalem açıklamalısınız. Nasılsa bunlar size mutlaka sorulacak. Nereye giderseniz gidin, muhakkak sorulacak. Siz olmasanız da, gıyabınızda sorulacak.
Siz, size yakışanı yapın önce Babacan'ı ve Mr. Shimshek'i(şimşek okunur) sıkıştırın, onlardan aldığınız rakamları bir de siz kontrol ettirin ve hesabı sahibine, yani Türk Milletine verin.
Bu hesabı Türk Milletine vermek zorundasınız. Tek-tek, kalem-kalem açıklamalısınız. Nasılsa bunlar size mutlaka sorulacak. Nereye giderseniz gidin, muhakkak sorulacak. Siz olmasanız da, gıyabınızda sorulacak.
Siz, size yakışanı yapın önce Babacan'ı ve Mr. Shimshek'i(şimşek okunur) sıkıştırın, onlardan aldığınız rakamları bir de siz kontrol ettirin ve hesabı sahibine, yani Türk Milletine verin.
Sayın Başbakan; Size bazı tavsiyelerim olacak. Dinleyip dinlememek sizin bileceğiniz iş. Ben lafımı ortaya koyayım, beğenen alır, beğenmeyen almaz…
*Bir ülkede, borçlar ekonomiden hızlı büyüyorsa orada çok ciddi bir problem var demektir.
*Ülkeyi yönetenler, gerçekler ve mantık yerine umuda ve hayale güvenmeye başlarlarsa, hele hele hırsları akıllarının üstüne çıkarsa, felaket iyice yaklaşmış demektir.
*Veren el, alan elden daima üstündür…
* 'Kötü borç' alan, parayı aldığı yerden emir almak zorundadır. Bilmem anlatabildim mi Sayın Eşbaşkan !...
*Ülkeyi yönetenler, gerçekler ve mantık yerine umuda ve hayale güvenmeye başlarlarsa, hele hele hırsları akıllarının üstüne çıkarsa, felaket iyice yaklaşmış demektir.
*Veren el, alan elden daima üstündür…
* 'Kötü borç' alan, parayı aldığı yerden emir almak zorundadır. Bilmem anlatabildim mi Sayın Eşbaşkan !...