Eşbaşkan-Başbakan Erdoğan Salı günü Yozgat'ta yine 'Sap yiyip saman çıkardı.'
Bir ülkenin birliğinden- beraberliğinden- bütünlüğünden sorumlu birinci kişi o ülkenin Başbakanıdır.
Fakat bizim BOP(Büyük Ortadoğu Projesi) ve Dinler Arası Diyalogdan sorumlu Eşbaşkan-Başbakanımız birliğimize, beraberliğimize, bütünlüğümüze tabiri caizse(söylenmesi uygunsa) neredeyse bomba atıyor. Telaşını ve korkusunu çok iyi anlıyorum. Oy oranı gittikçe aşağı doğru gidiyor, daha da inecek… Ama şu gerçeği Eşbaşkan Erdoğan'ın ve onun yolsuzlukla suçladığı bakanlarının anlamaları ve hazmetmeleri gerekmektedir; Demokrasilerde muhalefet de şanlı bir görevdir. Namuslu siyasetçiler hesap vermekten hiç çekinmezler. Bu kural demokrasinin en güzel kuralıdır. İnanıyorum ki Eşbaşkan da gerek kendi serveti, gerekse ailesinin ve yakınlarının servetlerinin hesabını rahatlıkla verir ve Türk siyasi hayatında bir yıldız gibi parlamaya devam eder…
Bir ülkenin birliğinden- beraberliğinden- bütünlüğünden sorumlu birinci kişi o ülkenin Başbakanıdır.
Fakat bizim BOP(Büyük Ortadoğu Projesi) ve Dinler Arası Diyalogdan sorumlu Eşbaşkan-Başbakanımız birliğimize, beraberliğimize, bütünlüğümüze tabiri caizse(söylenmesi uygunsa) neredeyse bomba atıyor. Telaşını ve korkusunu çok iyi anlıyorum. Oy oranı gittikçe aşağı doğru gidiyor, daha da inecek… Ama şu gerçeği Eşbaşkan Erdoğan'ın ve onun yolsuzlukla suçladığı bakanlarının anlamaları ve hazmetmeleri gerekmektedir; Demokrasilerde muhalefet de şanlı bir görevdir. Namuslu siyasetçiler hesap vermekten hiç çekinmezler. Bu kural demokrasinin en güzel kuralıdır. İnanıyorum ki Eşbaşkan da gerek kendi serveti, gerekse ailesinin ve yakınlarının servetlerinin hesabını rahatlıkla verir ve Türk siyasi hayatında bir yıldız gibi parlamaya devam eder…
Gelelim Yozgat konuşmasına;
Eşbaşkan, 1949 yılından yani 62 yıl evvelinden bir belge çıkardı. Zamanın tek parti hükümeti olan CHP, bir bakanlar kurulu kararı yayınlamış!...
O belgeye göre CHP 'Karakadı Camisinin' kapatılmasına ve caminin kitaplık yapılmasına karar vermiş. Başbakan'ın dediğine göre bu kararla CHP camileri kapatmış, hatta camilerin ahır olarak kullanılmasına izin vermiş!..
Bir de, İstanbul'daki Zincirlikuyu Mezarlığının kapısına 'Her canlı bir gün ölümü tadacaktır' ayetinin yazılmasına CHP'li bir profesör karşı çıkmış.
Eşbaşkan, 1949 yılından yani 62 yıl evvelinden bir belge çıkardı. Zamanın tek parti hükümeti olan CHP, bir bakanlar kurulu kararı yayınlamış!...
O belgeye göre CHP 'Karakadı Camisinin' kapatılmasına ve caminin kitaplık yapılmasına karar vermiş. Başbakan'ın dediğine göre bu kararla CHP camileri kapatmış, hatta camilerin ahır olarak kullanılmasına izin vermiş!..
Bir de, İstanbul'daki Zincirlikuyu Mezarlığının kapısına 'Her canlı bir gün ölümü tadacaktır' ayetinin yazılmasına CHP'li bir profesör karşı çıkmış.
Başbakan'a göre, bu iki eylem, CHP'nin İslam'a karşı olduğunun ve 'dinsizlik' yaptığının kanıtı imiş…
Evet yanlış duymadınız, Başbakan Erdoğan genel seçime değil de, sanki Uhud savaşına katılmak için müşriklere(Allaha Şirk koşanlara) karşı cenge gidiyor!...
Laik Türkiye Cumhuriyetinin Başbakanı mı konuşuyor, yoksa İran'ın Kum kentinin Kadısı mı belli değil…
Evet yanlış duymadınız, Başbakan Erdoğan genel seçime değil de, sanki Uhud savaşına katılmak için müşriklere(Allaha Şirk koşanlara) karşı cenge gidiyor!...
Laik Türkiye Cumhuriyetinin Başbakanı mı konuşuyor, yoksa İran'ın Kum kentinin Kadısı mı belli değil…
Velev ki Eşbaşkan'ın bu dediği doğru olsun!...
Soru şu; Size insanların ve kurumların dini inanışlarını ölçme yetkisini kim verdi?
Siz, mübarek dinimiz İslam'ın mı , yoksa Türk düşmanı Papa'nın heykeli önünde imza atan kişi olarak dinler arası diyalogun ve Hıristiyanlığın mı mensubu olarak konuşuyorsunuz?...
Soru şu; Size insanların ve kurumların dini inanışlarını ölçme yetkisini kim verdi?
Siz, mübarek dinimiz İslam'ın mı , yoksa Türk düşmanı Papa'nın heykeli önünde imza atan kişi olarak dinler arası diyalogun ve Hıristiyanlığın mı mensubu olarak konuşuyorsunuz?...
İslam inanışına göre, kimsenin Allah ile kul arasına girmeye hakkı yoktur. Hazreti Peygambere bile, Allah tarafından sadece 'Tebliğ' görevi verilmiştir.
Allah ile kul arasına Hz. Peygamber dahil, hiç kimse giremez.
Allah ile kul arasına Hz. Peygamber dahil, hiç kimse giremez.
Fakat, Hıristiyan inancına göre ruhban sınıfı vardır. Bu yüzden Hıristiyanlar 'Günah Çıkartmak' için Papazların önüne giderler. Papazların, Hıristiyanların inancını ölçme-tartma ve değerlendirme yetkileri vardır.
Şimdi Eşbaşkan Erdoğan, sizce hangi görevi üstlenmiş?...
'Davam için gerekirse Papaz elbisesi giyerim' diyen birinin görevini üstlenmiş olabilir mi?..
Şimdi Eşbaşkan Erdoğan, sizce hangi görevi üstlenmiş?...
'Davam için gerekirse Papaz elbisesi giyerim' diyen birinin görevini üstlenmiş olabilir mi?..
Artık uyanma ve uyandırma vakti gelmedi mi? Bugün 19 Mayıs ve Türkiye Başbakanının üç-beş oy uğruna söylediklerine bakın. Haydi kıpırdayın, uyanın artık !...
'Havayolu şirketinin yolcuları, valizlerini gösterip uçağa biniyorlarmış. Uçağın pilotlarını getiren minibüsten pilotlar inmiş. Yolcular son derece şaşırmış, nasıl şaşırmasınlar!.. Kaptan Pilotun elinde beyaz baston, kolunda üç noktalı bant, diğerinin elinde köpek, çarpa çarpa merdivenlerden uçağa biniyorlar. Yolcular, havayolu şirketinin kendilerine şaka yaptığını düşünmüşler. Uçak pistte ilerlemeye başlamış, gittikçe hızını arttıran uçak pistin sonuna yaklaşırken yolcular çığlık atmaya başlamışlar. Tam o anda levyeyi sonuna kadar iten kaptan pilot uçağı kaldırmış ve ikinci kaptana şöyle demiş; Bir gün çığlık atmakta gecikecekler, hep beraber geberip gideceğiz !...'
Siz siz olun çığlık atmaktan asla vazgeçmeyin. Gelin ilk çığlığınızı 12 Haziran'da atın. Sandık sizin…
Siz siz olun çığlık atmaktan asla vazgeçmeyin. Gelin ilk çığlığınızı 12 Haziran'da atın. Sandık sizin…