'Kabadayı, bir Yahudi vatandaşımızı köşeye sıkıştırıp bıçağını boğazına dayamış;
söyle bakalım, siz Hazreti İsa'yı çarmıha gerip öldürmüşsünüz, öyle mi ?
Adamcağız; kardeşim ben ne bileyim, senin dediğin iki bin küsur sene evvel olmuş, benim günahım ne, demiş. Kabadayı; ben anlamam arkadaş, ben bunu dün akşam duydum, ben de senin canını alacağım…'
söyle bakalım, siz Hazreti İsa'yı çarmıha gerip öldürmüşsünüz, öyle mi ?
Adamcağız; kardeşim ben ne bileyim, senin dediğin iki bin küsur sene evvel olmuş, benim günahım ne, demiş. Kabadayı; ben anlamam arkadaş, ben bunu dün akşam duydum, ben de senin canını alacağım…'
Başbakan Erdoğan da tıpkı bizim hikayedeki kabadayı gibi sanki on senedir bu ülkeyi başkası yönetiyormuş, daha önce hiç duymamış gibi son zamanlarda ağzını 'Dersim' ile açıyor, 'İstiklal Mahkemeleri' ile kapatıyor.
İnsan sormadan edemiyor;
Başbakan Erdoğan niçin böyle yapıyor? Kendisi, 1994 yılından bu yana Türkiye'de basının yakından takip ettiği bir figürdür. İstediği her mesajı kolaylıkla kamuoyuna iletecek organizasyona sahiptir.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığından bu yana, her türlü siyasi manevrayı yapabilecek para ve insan gücü elindedir. Dersim ve İstiklal Mahkemeleri hakkında şimdiye kadar hep kapı arkalarında kulaktan kulağa fısıldadı da, şimdi ne oldu ki her mikrofon gördüğünde Dersim ve İstiklal Mahkemeleri hakkında 'bir şey biliyormuş' gibi belgeye, doğru bilgiye dayanmadan konuşmaktadır ?...
Başbakan Erdoğan niçin böyle yapıyor? Kendisi, 1994 yılından bu yana Türkiye'de basının yakından takip ettiği bir figürdür. İstediği her mesajı kolaylıkla kamuoyuna iletecek organizasyona sahiptir.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığından bu yana, her türlü siyasi manevrayı yapabilecek para ve insan gücü elindedir. Dersim ve İstiklal Mahkemeleri hakkında şimdiye kadar hep kapı arkalarında kulaktan kulağa fısıldadı da, şimdi ne oldu ki her mikrofon gördüğünde Dersim ve İstiklal Mahkemeleri hakkında 'bir şey biliyormuş' gibi belgeye, doğru bilgiye dayanmadan konuşmaktadır ?...
Erdoğan'ın bu yaptığının adı 'Dilim Politikası'dır. On yıldır yapılanları hepimiz izliyoruz;
*Önce devletin bürokrasi kadrosu temizlendi, cemaat ve tarikatların adamları en hassas birimlere getirildi.
*Seçsis denen sistemle yapılan seçim sonuçlarıyla oynandığı şüphesi hep gündemde oldu.
*Türk Ordusunun beyni olan terörle mücadele etmiş gerçek komutanları, aydınlar, gazeteciler, siyasetçiler tutuklandılar. 4,5 senedir tutuklu olanlar var.
*Rektörler değiştirilerek, üniversitelerin sesi kısıldı, ses çıkaran atıldı.
*Yargı, iktidarın emrine verildi.
*Devletin denetim organları ve polisi, insanları sindirmek-korkutmak için kullanıldı.
*Zorunlu eğitim kesintili hale getiriliyor, hem de tekme-tokat. Türban ilkokullara kadar indirildi.
*Önce devletin bürokrasi kadrosu temizlendi, cemaat ve tarikatların adamları en hassas birimlere getirildi.
*Seçsis denen sistemle yapılan seçim sonuçlarıyla oynandığı şüphesi hep gündemde oldu.
*Türk Ordusunun beyni olan terörle mücadele etmiş gerçek komutanları, aydınlar, gazeteciler, siyasetçiler tutuklandılar. 4,5 senedir tutuklu olanlar var.
*Rektörler değiştirilerek, üniversitelerin sesi kısıldı, ses çıkaran atıldı.
*Yargı, iktidarın emrine verildi.
*Devletin denetim organları ve polisi, insanları sindirmek-korkutmak için kullanıldı.
*Zorunlu eğitim kesintili hale getiriliyor, hem de tekme-tokat. Türban ilkokullara kadar indirildi.
Gördüğünüz gibi dilim-dilim, hedefe gidiliyor. Toplumun büyük bir kısmı ise hala gerçeği görmek istemiyor, görmemek için gözlerini kapatıyor !...
Başbakan Erdoğan; Atatürk adını anmadan(yarım ağızla Gazi Mustafa Kemal diyor) Cumhuriyetin temel değerlerini itibarsızlaştırmak için, her gün Cumhuriyetin bir damarının kesilmesini seyrediyor.
Sıra; AKP+BDP işbirliğiyle, öngörüşmeleri 'Oslo'da' tamamlanan
'Yeni Anayasa'nın' TBMM'de kabul edilmesine geldi.
'Yeni Anayasa'nın' TBMM'de kabul edilmesine geldi.
Eğer Türk Milleti, Türkiye'nin önce eyaletlere, daha sonra da kopmalara sebep olacak, AKP+BDP nin 'yeni anayasa' tuzağına düşerse, sıra kapalı kapılar ardında 'ölü inek-deccal-sarhoş' dedikleri Büyük Atatürk'ün aziz hatırasının yok edilmesinde olacaktır.
Ondan sonrası İran tipi 'İslam Cumhuriyeti' kurulmasının ilan edilmesine gelecektir. Aynen, İskilipli Atıf Hocanın, Said-i Kürdî'nin, Derviş Memedin istedikleri gibi…
CHP ve MHP böyle bir korkunç oyuna nasıl gelebiliyorlar, anlamak mümkün değildir.
Siz hiç, şaptan şeker olduğunu duydunuz mu?
Siz hiç, İran'lı bir yetkilinin Anıt Kabiri ziyaret ettiğini gördünüz mü ?
Sivas davasının zaman aşımından düşürülmesini, tahliye edilen Hizbullah sanıklarının niçin İran'a kaçırıldıklarını hala anlayamadınız mı ?...
Dersim ve İstiklal Mahkemelerini kullanarak yol açıyorlar, sıra Atatürk'e de gelecek…
CHP ve MHP böyle bir korkunç oyuna nasıl gelebiliyorlar, anlamak mümkün değildir.
Siz hiç, şaptan şeker olduğunu duydunuz mu?
Siz hiç, İran'lı bir yetkilinin Anıt Kabiri ziyaret ettiğini gördünüz mü ?
Sivas davasının zaman aşımından düşürülmesini, tahliye edilen Hizbullah sanıklarının niçin İran'a kaçırıldıklarını hala anlayamadınız mı ?...
Dersim ve İstiklal Mahkemelerini kullanarak yol açıyorlar, sıra Atatürk'e de gelecek…